Multimediada Giray'ın bu bölümdeki bakışı var. Galiba aşık oldum sjdkdkkdd
Eve gidesim yok ama gitmek zorundayım. Annemi yalnız bırakmamalıyım düşüncesiyle okul çıkışı kimseyi beklemeden çıktım. Biraz yürüsem iyi gelir herhalde. Çisem'i beklememe gerek yoktu sonuçta.
Ne düşüneceğimizi bilemediğimiz zamanlar olur ya hani? Heh tamda o zamanlardayım işte. Babamı mı, annemi mi, Selis'i mi, Çisem'i mi, Kerem'i mi düşünmeliyim bilmiyorum. Belki de başkasını değilde kendimi düşünmeliyim. Düşüncelerin içinden çıkamıyorum. Anahtarla kapıyı açıp neşeyle içeri girdim.
"Anneciiğğğiiiiimmm, ben geldiiiim"
"Kızım! Nerdesin sen? Birden çıktın gittin evden?" diye telaşla yanıma gelmesine gülümsedim.
"Okula gittim anneciğim nereye gidiceğim başka? Konuşalım mı biraz?"
"Hayır Eylül" diyerek yanağımı öptü. "Belki başka zaman"
Gülümsedim. O nasıl isterse öyle olacaktı bundan sonra. Ev telefonunun çalmaya başlamasıyla annem açmaya gitti. Bende koltuğa zıpladım tabi hemen. Ayaklarımıda sehpaya uzatıp kafamı geriye attım.
"Eylüüüülll Selis arıyooor" diye yanıma koşturarak gelen anneme baktım. Çocuk gibiydi. Gülerek kalkıp telefonu aldım elinden.
"Efendim yavrum"
"Senin telefonuna noldu ya? Niye kapalı? Bir de beklemeden çıktın gittin? Ne oluyoruz Eylül?" Evet şuan sıçmıştım. Yandan anneme bir bakış attım. Konuşmaları duyuyor olma ihtimali baya büyüktü. Ki yanılmadım.
"Sen konuş" diye fısıldayıp içeri geçti. Bende tekrar koltuğa oturdum.
"Anlatacağım her şeyi ama sonra. Bu akşam gelsene bize"
"Annemlerle yemeğe çıkacakmışım. Yarın okulda her şeyi dinlemek istiyorum bak" dediğinde annem elinde kutuyla salona geldi.
"Tamam kapatıyorum" dedim. "Benden kurtulamazsın Eylül" dedi ve güldü. "Öptüm" demesiyle şak diye kapattı yüzüme. Telefona bakıp "Öküz ya" diye homurdandım. Sonrasında da anneme döndüm. Elindeki kutuyu uzatıp "Özür olarak kabul et. Hoş zaten almamız lazımdı" diyip güldü. Kutuyu açtığımda önceki telefonumun aynısını gördüm.
"Ne gerek vardı demiyeceğim gerek vardı anne" dediğimde tekrar güldü. "Sinirli anıma denk geldi" diyip gülümsedi. "O halinle bile güzeldin be kadın" dediğimde kaşları çattı.
"Annenle ne biçim konuşuyorsun Eylül?" dedi. Bildiğiniz anırdım ve bana "Seni ben doğurmuş olamam" bakışlarını attı.
"Aşkolsun annneeeğğğ" dediğimde oda güldü. "Sanırım biraz dinleneceğim" dedi. Selisle konuşmamıza benzedi bu. "Sanırım bende biraz dinleneceğim" diyip ayaklandım. Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Telefonumu ayarladıktan sonra yatağa attım kendimi. Cumadan beri doğru düzgün uyuyamıyorum abi.
-------------
Telefonun kulak tırmalayıcı sesiyle gözlerimi açmak zorunda kaldım. NE OLUYOR BE NE OLUYOR?! İlk başta kafamı yastığın altına soktum ancak bir işe yaramadığını görünce mecbur ayaklandım. Gözlerim kapalı masaya geldiğimde elimle şarjdaki telefonu buldum ve aldım. Karanlığa alışmış gözlerim ekranın ışığını görünce kısarak baktım. Numaraların önemlilerini yatmadan kaydetmiştim. Hakan sen beni ne yapacaksın ya?
"Ne var bu saatte?" dedikten sonra durakladım. "Bu arada saat saç?"
Görmesemde gözlerini devirdiğini hissedebiliyorum. "Saat 1. Uyandırdım sanırım" deyince "Bunu anlayabilmen çok şaşırtıcı Hakan" diye dalga geçtim. Arkadan gelen seslere bakılırsa barda olduğu açıktı. Kafamı kaşırken bir yandan da konuşmasını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?