BS/40

3.7K 164 34
                                    

Eylül ağlarken koymak gözüme çok güzel göründü ve bende onu koydum ama bölüm sonundaki hali o:)

Bir de askinkurali 'na taaa ne zamandan bölümü ithaf ediceğime söz vermiştim. Bu bölümde ona olsun:*

Yemeklerimiz geleli 10 dakika olmuştu ama hala masadaki o sessizlik devam ediyordu. Tavuğumdan bir parça daha aldıktan sonra rahatsızca yerimde kıpırdandım. Kağan farketmiş olucak ki elini rahatlamam için bacağıma koydu. İlk başta anlamsızca bacağıma baktıktan sonra kafamı kaldırıp tam Kağan'a gülümseyecektim ki alttan ayağıma bir tekme geldi.

"Ahh" diye inlediğimde Kağan elini çekmişti.

"Pardon" dedi Kerem gıcık bir şekilde. Sırf Kağan elini çeksin diye alttan tekme takmış olamaz dimi? Yanlışlıkla olmuştur yani. Kesin!

Aslı Kerem'e eğilip "O ayağın rahat dursun" diye fısıldadıktan sonra doğruldu. Duymamamız için fısıldamıştı ama tabiki duymuştum. Bende hoca bana seslense duymam ama bunu duyuyorum. Süper kulaklarım, yaşasıın.

"Eee nasıl gidiyor sevgililik?" diye sordu Aslı. "Alışık değilsiniz tabi bizim gibi birbirinize. Daha canım cicim ayları"

Gıcıkça sırıtmasına karşılık bende aynı şekilde sırıttım.

"Alışık değiliz ama seviyoruz, naparsın? Her ilişki de olmuyor böyle. Sevmeyenler oluyor birbirini"

İmamı anlamış bir şekilde gülümseye devam etti. Aslı'nın Kerem'i sevdiğini düşünmüyordum. Bir nedeni varmış gibiydi. Giray ve Hakan'ın bizimkilerle arasını bozmak için uğraşmış ve başarmıştı ama çocuklar yine bir yolunu bulmuş kızlara kendilerini affettirmişlerdi. Sıra Kerem'de olabilir miydi? Yemin ederim Melis ve Yağmur'u özlemeye başlayacaktım. Sahi onlara ne olmuştu?

"Neyse ki biz o çiftlerden değiliz" diyen Aslı'yı takmadan Kerem'e baktım.

"Melis ve Yağmur'a ne oldu?"

"Melis Hakan'la ayrılınca dayanamayıp okul değiştirdi. O gidince Yağmur da kalmadı" diyerek tabağındaki yemeği yemeye devam etti. Kafasını kaldırıp bana baktı sonra. "Nerden çıktı?"

"Bir bela bitip birden diğeri çıkınca ilkinin nereye kaybolduğunu merak ettim" dedim Aslı'ya bakınca. "Rahat vermiyorlar"

"Sorma" dedi Kağan beni onaylayarak. "Bende benimkilerden kurtulamadım yıllardır"

Kerem'e bakarak konuşuyordu. Nasıl ben Aslı'ya gıcıksam o da Kerem'e gıcıktı. Gözlerimle Kerem'i süzerken ağzımın suyu akıcaktı be. Ya böyle yakışıklı, sevimli, tatlı, karizmatik bir hayvana nasıl kızabilirsin kiii? Ama hayvan yinede. O kısmın altını çizerim, atlamayalım.

"Kurtulmak istiyorsan gidiceksin Kağan" diye sertçe konuştu Kerem. "Kaşınmayacaksın"

"Kaşırlar mı?" diye meydan okudu Kağan'da.

"Bu zamana kadar iyi kaşımışlar diye duydum" dedi Kerem. Ufff efsssoo! Sevgilime sokulmuş laf diye söylemiyorum fena girdi. "Tırnak izleri falan kalmamıştır inşallah"

Kağan hiç etkilenmemiş bir şekilde gülüp kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. Başım göğsüne düşerken Aslı yine o şeytanice sırıtışı yüzüne yerleştirmişti. Kağan'da aynı şekilde. Kafamı kaldırınca direk o sırıtmayı görüyordum. Kerem'in gözleri benimle Kağan arasında gidip geliyordu ve birazcık kızgınlık mı vardı ne?

"Benim yarama merhem yanımda Kerem" diyip iyice genişletti gülümsemesini. "Senin ki senin yanında oturan. Karıştırmayalım"

"Yaram olsaydı bende senin gibi merheme muthaç kalabilirdim ama yok" dedi sert bir şekilde Kerem. Buna Kağan'ın kahkaha atarak karşılık vermesini beklemiyordum.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin