BS/43

3.6K 214 48
                                    

Yeni bölüm baya hızlı geldi:D

Geçen ki bölümden sonra bekletmek istemedim ve hemen yazdııım. Ve 100K olmamızında çok büyük etkisi vaaar. Hepinize hepinize çok teşekkür ederim canlarııım. Nice beraber 100K lara inşalaaaah. Hepinizi çooookk seviyorrum. Siz olmasanız yazmaya bu kadar istekli devam etmezdim. Yorumlarınızı gördükçe mutluluktan kendi kendime gülüyorum. Annemler deli hastanesine kapatıcak diye çok korkuyorum:D

Multi:Kereeeeeem-aşık emojiii-

------------

SELİS'TEN

Eylül'ün Kağan'la kavgasından sonra Hakan'ların sınıfında ben ve Giray bir sırada otururken Çisem ve Hakan'da masanın üstünde bize doğru oturuyordu.

Hiç birimiz anlamamıştık neler döndüğünü. Bize söyledikleri aklıma geldikçe gözlerim doluyordu. Bizi hiç tanımıyormuş gibi resmen bizde onu  değerli olmadığını savunmuştu. Eylül ya! Benin en yakın arkadaşımdan bahsediyoruz. Çisem'den kıskansa yine bir nebze anlarım çünkü ikisi arasında seçim yapamam ancak Giray'ı bile ondan değerli gördüğümü düşünmesi... Sanki ben sevgiliyi arkadaşlığa tercih edecek bir insanmışım gibi. Giray'la barışmamı bile o sağlamışken bunlar çok... saçmaydı.

Aklıma böyle şeyler geldikçe sinirlerim tepeme çıkıyordu. Ağlasam mı sinirlensem mi seçemiyorum. Bu salak saçma düşüncelere nasıl inanmıştı? Nasıl düşünmüştü bunları? Bunca yıldır bir kere düşünmemişti de şimdi mi düşünmüştü yada. Öyleyse bile daha öncede sevgililerimiz oldu onlarda niye düşünmedi? Ben hiç değişmedim ki.. O zamanlarda Eylül nasıl benim olmayan kardeşim gibiyse hala öyle.

Sınıftan içeri Kerem'in girmesiyle Giray ona seslendi. Sanki duymamış gibi arka tarafa yönelirken Giray "Laan oğluuum" diye bağırdı bu defa. Hepimiz şaşkınlıkla birbirimize bakarken Hakan 'neyi var bunun' dercesine Giray'a kafasını salladı. Kerem sanırım kendi sırasına oturmuştu ve kafasını sıraya yasladı. Giray en sonunda bulmuş olucak ki elini havaya kaldırıp ses çıkarmayın işareti yaptı. Sanki çıkarsam duyucak çocuk. Sevgilim diye demiyorum çok salaktır kendisi.

"Aaa Eylül napıyorsun bu sınıfta" diye bağırmasıyla Kerem'in kapıya bakıp sonrada sinirle masadaki kitabı fırlattı Giray'a.

"Dalga mı geçiyorsun lan?" diye bağırdığında ayağa kalkmıştı hızla. Valla bugün herkes yataktan sol tarafından kalkmayı bırak battaniyesine takılıp yere kapaklanfı herhalde. Şuraya bak. Herkes ayrı bir manyak.

Sıranın yanına gelip ayakta dikilmeye başladı sonra. Aklının başka yerde olduğu çok belliydi.

"Şşşş oğluuum" diye seslendi Hakan. Çisem'le ikimizin pek konuşmalara katılıcak havamız yoktu. Kerem ona kaş göz yapınca 'ne var' diye "Attığımız mesajı almadın galiba" dedi.

"Aldım" dedi Kerem. "Aldım almasına da" diyip susunca Giray "Eee" diye devam ettirmeye çalıştı. "Niye mutlu değilsin o zaman? Kız ayrılmış işte. Bunu beklediğini bilmiyoruz sanki"

Konunun Eylül'le ilgili olduğunu anlayınca bakışlarımı Kerem'e çevirdim saniyesine.

"Ben mesajı aldım şimdi"

"Ee?" diye heyecanla sordu Çisem.

"Sonra Eylül'ü gördüm okuldan çıkmıştı. Seslendim. Konuşmaya başladık. Çok sinirliydi"

"Ee?" diye ben sordum bu sefer. Bizim kavgamızın sonrasından bahsediyordu sanırım.

"Sizinle kavga mı etti?" diye sormasıyla hepimiz kafa salladık.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin