Beklenen bölüm bu değilse bende kendimi artık aşağı atarım balkondan. Allaahhııımm ne mükemmelli bölüm oldu be. Şu wattpadde yazdığım en uzun bölüm oldu tartışmasız. Beklemenize hayli hayli değdi yani. Aslında daha erken yayınlardım ama bölümü bölmek hiç içimden gelmedi. Hemde siz böyle uzun uzun okuyun ne güzel. Kararımdan da vazgeçtim size yorum yapın dedikçe iyice yapmıyorsunuz:( Ya bir de ben öküz bir insan olduğumdan duygusal sahneler dağıldı azcık ama iyi toparlamışımdır inşallah. Neyse artıkın siz beğenin bana yeter.
Multi:Eylül'ün partide giydiği
------------
Okula geldiğim gibi hızla sınıfa yöneldim. Tüm geceyi geometri ve tarih çalışmakla geçirdiğim için ne yazık ki Kerem ile ilgili bir şeyler düşünememiştim. Bu yüzden de Giray'ı erkenden okula çağırmıştım bu sabah için. Sınıfın kapısından girmemle onu sırasında uyurken buldum. Hıphızlı bir şekilde yanına oturup dürtükledim.
"Hadi kalk" dediğimde homurdanıp başını diğer tarafa döndürdü.
"Giraycığım kalkar mısın?" dedim bu defa iyi niyetten anlar umuduyla.
"Kızım git" diyince "Kalk" diye sesimi yükselttim. Hiç gelemiyorum bana atarlı konuşulmasına. Beni takmadan öylece uyumaya devam ederken aklıma gelen şeyle sırıttım.
"Aaa Selis geliyor" diyince "Gelsin" diye mırıldandı. Yemediğini anlayınca somurtarak B planına geçtim.
"Yanındaki Tuna değil mi?" dediğimde "Laaan" diyerek hızla sırada ayaklandı ama sınıfa göz gezdirip kimseyi göremeyince gözleri bana takılı kaldı.
"Kardeş misin sen?"
"Kardeş misin sen?" diye tekrarladım onu. "Yardıma ihtiyacım olduğunu bildiğin halde uyuyorsun fosur fosur"
"Ben ayarladım çünkü her şeyi" diyince gözlerim parıldadı resmen.
"Nasıl?" diye sordum hızla.
"Neresi? Kim kim? Nasıl bir yer? Herkes geliyor mu? Kimlere mesaj attın? Biz bize mi olacağız? Ya ben hala Kerem'e hediye almadım. Sınavlar kaçıncı ders biliyor musun? Acaba sınavlardan sonra kaçsam mı? Parti nerde demiştin?" diyince esnedi.
"Nerenden nefes alıyorsun sen?"
Ona sahte bir şekilde sırttıktan sonra "Cevap ver bana" diye söylendim.
"İstediğimiz sorudan başlayabiliyor muyuz?" diyerek kendi esprisine kendi güldü. Tamam hızlı konuşmuştum ve onunla aynı anda çok konuşmuştum ama önemliydi benim için.
"İlk olarak" dedikten sonra derin bir nefes aldı. "Her zaman ki barı kapattırdım ve tüm okulu çağırdım" dediğinde tam ağzımı açmıştım ki tek kelime edemeden devam etti. "Merak etme Kerem'in kulağına gitmeyecek"
Gülüp başımla onayladım. Bunu diyeceğimi nasılda anlamıştı. Çünkü enişte dediğin...
"Şimdi pasta falan kesmeyeceğiz tabiki orada. Kerem ağzımıza sıçar bizim çocuk muyum ben diye. O yüzden o kısmı sonraya bıraktım. Yani şöyle olucak. Ondan sonra Kerem'in evine geçeriz diye düşündüm. Şöyle olucak yani ben yarın Kerem'i evinden alıcam dolaştırıcam bir şeyler. Sonra bara getiricem. Bu sırada Hakan'da dolaba pastayı falan sıkıştırır" diyince kafasından öptüm.
"Senin ben beynini yerim beyninii" dediğimde gülerek uzaklaştı.
"Ne hediye alıcaksın?" diye sorunca üzgün ruh halime büründüm tekrar.
"Off bilmiyorum ki hiç. Maddi bir değerden çok manevi bir değeri olsun istiyorum hediyenin. Ama manevi değerinde ucuz olmasını istemiyorum. Sanki ucuza kapatmış gibi ne o öyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?