BS/27

3.8K 150 4
                                    

Multi:Çisem

Buda bu bölümdeki hali:D

Her ilişkinin birbirine girdiği her şeyin karıştığı mükemmel ötesi bir bölüm oldu ajsjskdkdshjdjs İyi okumalaaar:))

-----------------------

Gözlerimi açar açmaz elim direk belime gitti. Sessizce ah'layarak doğrulduğumda koltukta uyuyakaldığımı farkettim. Bu koltuk ne zamandan beri bu kadar rahatsızdı?

"Sonunda uyandınız Eylül Hanım" diyerek yanağımı öpüp yanıma oturan Selis'e baktım. Yüzünde güller açıyordu.

"Dün akşam hiç ağlamadın ve bugün gülüyorsun. Gerçekten iyi olduğunu düşünmüyorum. Psikoloğa gitmek ister misin?"

"Yuh" diyerek salona giren Çisem'le gözlerimi devirdim. Ellerimi suçsuzmuş gibi havaya kaldırırken "Sadece bir öneriydi" diye mırıldandım.

"Okan'la buluşmak için çıkacağım birazdan, sizde çok oyalanmayın defolun evimden"

Selis'le aynı anda birbirimize bakarak kaşlarımızı kaldırdık. Tek kaşımızı değil, ikisini birden. Yoksa geçirmiştim kafasına bir tane biliyorsunuz.

"Şimdi sen yeni sevgilisini aldatmış birini ve hala sevgilisi olmayan saf, temiz, iyi kalpli, güzel, becerikli arkadaşını evden mi kovuyorsun?" diye sordum inanamıyormuş gibi.

"Hayır ben iki gerizekalı arkadaşımı evden kovuyorum ve dediğin kişileri tanımıyorum"

"Çıkarız be tamam" diyerek ayaklandı Selis. Bu haline gülmemek için kendimi zor tutarken Çisem'de benden farksız değildi. Selis'in tüm makyaj dağılmış, saç baş karışmış, üstünde Çisem'in en eski pijamaları. Kendi halimi bilmiyordum ama bu kadar da kötü durumda olamazdım ya.

"Tamam gülün. Sadece 10 saniyeniz var" dediğinde Çisem'le beraber kahkahalarla gülmeye başladık. 10 saniye 1 dakika, 1 dakika 10 dakika olmuştu ama biz susmuyorduk. Başta izin vermek hataydı zaten.

Sonunda dayanamamış olacak ki merdivenlere yönelip üst kata çıkmaya başladı Selis. Arkasından hala attığımız kahkahaları duyarak hemde. Koluma denk gelen terlikle bir çığlık atıp yerimde düzgünce oturdum.

"Ben daha annemden terlik yememiştim küçük hanım" diye bağırdığımda "Bahar teyzem sabırlı kadındır ondan, yoksa şimdiye hapishanedeydi zaten" diye karşılık verdi yukarıdan. Merdivenlerdeyken atmıştı terliğide. Resmen annen seni öldürmüyorsa şanslısın diyordu!

Cevap vermeyi bir kenara bırakıp Çisem'le vedalaştım ve misafir odasına giderek giyindim. Saat 4'e geliyordu ve ev çoktan tertemiz olmuştu. Selis beraber evden çıktığımızda kapıda Hakan'ın arabasını görmemle kaşlarımı çattım.

"Ne işi var bunun burada?"

"Bilmiyorum, ama ben konuşmak istemiyorum Eylül" dedikten sonra sokakta Kerem'in bulunduğu yönün tersine ilerlemeye başladı. Kocaman bir nefes alıp ona doğru ilerlemeye başladım. Halbuki ben dünden sonra konuşmamayı planlıyordum. Yine sıçtı planlarıma.

"Ne var?" dediğimde güldü.

"Dün o kadar şey olmuşken, bana mı ne var diyorsun?"

"Kapımıza gelen sen olduğuna göre Mahmut'a diyorum" diyerek gözlerimi devirdim. Sinirle sırıttıktan sonra gözlerini gözlerime dikti.

"Hayırdır? Arkadaşının yüzü yok mu?"

"Çoğunuzun iki yüzü olduğu için ona kalmadı herhalde" dediğimde kaşları iyice çatılmıştı.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin