Multi: Selis
"Niye yaptın ki bunu?" diye sordum Hakan'la bahçede okul duvarına yaslanınca. Bana bakma gereği duymadan karşıda futbol oynayanları izlemeye devam etti.
"Sonuçta oraya beni kurtarmaya geldin. Öyle davranılmasını da haketmiyordun" dediğinde içten bir şekilde gülümsedim. Gözlerimi merhametle açıp kaparken "Teşekkür ederim" dedim sadece.
"Seni o kadar kızdıran neydi ki?"
"Boşver o kısımları" diyerek huzursuzca kıpırdandı. Ne diyeceğimi bilemezken yanında öylece dikilmeye devam ediyordum. Konuşamayacağını anladığımdan sıkıntıyla etrafa göz gezdirmeye başladım. Okulda herkes kendi halindeydi. Bizim üzerimizdeki o rahatsız edici bakışlar bile gitmişti artık.
Tabi arada sırada Kerem'lerle olan olaylar yüzünden gündeme yerleşiyorduk ve iki hafta yine biz yanlarından geçerken fısıldamalar başlıyordu. Ama şuan sanırım herkes Aslı'nın gelmesine odaklıydı. İleride bizim sınıftan bir kızı bana bakarken görünce gülümsedim. O da gülümseyerek önüne döndü. Evet hala tam olarak isimlerini bilmiyordum bazılarının.
Sıkılmaktan sıkılmaya başlamışken Hakan sanki hiç zaman geçmemiş gibi aynı şekilde duruyordu. Belki de sadece susmaya ihtiyacı vardır diyerek konuşmuyor sadece yanında duruyordum. En anlamadığım şeydir. Bir insanın susmaya nasıl ihtiyacı olabilir ki? Asıl önemli olan içini rahatça dökebilmek değil midir?
Ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama öğle tenefüsünün sonlarına geldiğimizin farkındaydım. Artık ders zilinin çalmasını beklerken Hakan gözlerini bir yere dikerek konuşmaya başladı.
"Değişmiş" dedi sadece.
"Ne değişmiş?" diyerek konuşmayı devam ettirmeye çalıştım. Yüzünde buruk bir gülümsemeyle cevap verdi.
"İlk geldiğini duyduğumda çok sevinmiştim. Sonunda demiştim. Yıllar boyunca bizim yaralarımızı o hep sardı. En zor zamanlarımızda hep yanımızdaydı. En akıllıca fikirler hep ondan çıktı düşünemediğimiz anlarda" dediğinde tepki vermeden sadece dinliyordum. İçimde kabaran bir kıskançlık yoktu. Aksine sadece Hakan'a üzülmeye başlamıştım. "Hiç bir zaman bencillik yapmamıştı"
Önüme dönerek konuşmaya devam etmesini bekledim. Söylecek bir şey yoktu bana göre. Söyleyebileceğim bir şey yoktu çünkü.
"Ama artık öyle değil." diyerek bana döndü. "Değişmiş"
"Belkide sadece yeniden yanında olmasına alışamamışsındır. Yeni geldi sonuçta"
Şuan resmen Aslı'yı savunduğuma inanamıyorum!
Benimle dalga geçer bir şekilde güldükten sonra ileriye bakmaya devam etti. Bu sırada ders zilide çalmıştı.
"Eğer değişmeseydi alışmam gerekmezdi"
Tüm bahçe yavaş yavaş okula girerken ikimizde olduğumuz yerde öylece duruyorduk. Ne o sınıfa gidiyordu, ne ben...
Dilimin ucuna gelen çok cümle vardı. "Sen üzme kendini, her şey düzelir, aman o kızımı takıcan be" gibi. Ama ne yazık ki hiç biri bu duruma uygun değildi. Hele sonuncusu. Sanırım şuan bunu desem Hakan bir daha yüzüme bakmazdı. Sonuçta çocuk bana içini açıyor ve ben dalga geçiyorum. Ben olsam bende bakmam.
İkimizde öylece dikilirken yanımıza birinin gelmesiyle kafamı kaldırdım. Çisem'i görünce hafiften gülümsedim. Spor salonunda ne konuştuklarını bilmiyordum ama tahmin etmek zor değildi. Kesin yine kavga etmişlerdi. Aynı dün gece olduğu gibi.
Hakan'a baktığımda Çisem'in gözünün içine bakıyordu. Her zaman ki gibi.
"Ders zili çaldı farkında mısınız?" diye sorduğunda tam cevap verecektim ki Hakan atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?