Bütün bedenimde hissettiğim soğuklukla çığlık atıp ayağa fırladım. Çisem ve Hakan'ın kahkahaları kulağıma gelirken ben şok olmuş bir halde Kerem'e bakıyordum. Kerem'de aynı ifadeyle bana bakarken sonunda sesimi bulabilmiştim.
"Ne yapıyorsunuz siz?"
"Sadece baktık ortam yanıyor söndürelim ateşinizi dedik." diyen Hakan'a ölümcül bakışlar atarken Kerem bana bakarak kıkırdıyordu.
"Sen ne gülüyorsun be?" diyerek Çisem'in koluna çimdik attım.
"Sus, sen o arabadan indiğinde kaybettin beni" diye elime vurdu. Mutsuzlukla somurturken kollarımı çiçek yaparak önüme döndüm. Sanki bir şey yapıyorduk ha. Birazcık bakıştık alt tarafı.
"Tamam yürüyün eve gidelim" dedim dişlerim birbirine çarparken. "Donmaya başladım."
Önden yürümeye başladığımda peşimden geldiklerini kıkırtılarından anlayabiliyordum. Sonunda hızlanıp yanımdan yürümeye başladılar.
"Kerem öküz müsün kardeşim? Versene hırkanı kıza?" diyen Hakan'a dönüp dil çıkardım ama umutlanmadım da değil. Sonuçta verirse ilgileniyor demek. Gözlerimi Kerem'e çevirip bakmaya başladım.
"Niye aynı suyla bende ıslanmadım mı? Benim götüm donmuyor mu?" diye mızmızlanan Kerem'e göz devirdim. "Ay götüm"
Hakanla Çisem kahkaha atmaya başlayınca Kerem'e döndüm. Ben duymalarına ihtimal vermemiştim! Şirince gülümsediğimde kafasını çevirdi. Hayvan mıdır nedir?
Sonunda eve vardığımızda salona geçtim hemen. Tabi Çisem'i takip ederek.
"Ne bu hal?" diye soran Selis'e Çisem anlatmaya başladı ve salon Giray'ın kahkahalarıyla doldu.
"Tamam yeter bu kadar dalga" diyerek tek lafıyla Giray'ı susturabilen Kerem'e baktım. Ben böyle desem Selisler bana götleriyle gülmeye devam eder bir de "Tomom yotor bo kodor dolgo"diye dalga geçerlerdi.
"Kahvelerde geldi" diye salona giren Hakan'a döndüm. İlk Çisem'e giderek uzattı. Çisem yüzüne bakmadan aldı bardağı. Giray hem Selis'e hem kendisine alırken Selis göz devirip kendine başka aldı. Mecburen Giray gülümseyerek elindekini bana uzattı. Kerem de aldıktan sonra Hakan sonunda Kerem'in yanına oturmuştu.
"Hanım kızımızda pek bir hamarat" diyerek kahvemden bir yudum aldım. Giray ve Çisem kahkahayı basarken Hakan ise bana anlamlandıramadığım bakışlar atıyordu.
"Abi bu kız tam benlik" diyerek bir kahkaha daha atan Giray'a göz kırptım. Giray ise Kerem'e dönüp "Pardon abi" diye mırıldandı. Kerem "Yav he he" bakışı atmakla meşguldü tabi. Gerizekalı!
"Ee böyle oturacak mıyız?" diye sordum konuyu değiştirme amaçlı.
"Saklanbaç mı oynayalım Eylül? İstop falan ister misin?"
"Anlıyorum kendi yaş grubunun oynadığı şeyleri oynamak istiyorsun ama ben öyle bir şey bahsetmiyorum, üzgünüm" diyerek gıcıkça bir sırıtma gönderdim Hakan'a. Çisem elini karnına götürmüş "Ohhh" işareti yapıyordu. Yok yok bunlar tam birbirine göre.
"DC oynayalım o zaman?" diye fikir sunan Giray'a gülümsedim. Bende tam böyle bir şeyden bahsediyordum.
"DC mi?" diyerek dudak bükünce Kerem'e gözlerimi devirdim. "Sen oynama" dediğimde sinirle baktı ve "Orta sehpanın üstünü boşaltın" dedi hırsla.
Gözlerimi ayırmadan ona bakarken oda direk bana bakıyordu. Çok güzel bir bakışma sahnesi yaşayabilirdik. Eğer öldürücekmiş gibi bakıyor olmasaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
ChickLitBir insanı her şeyden çok sevip aynı anda nasıl nefret edebilirsiniz?