BS/6

5K 175 4
                                    

Multimedia:Çisem

Eve gelir gelmez uyumuştum ve anca sabah okula gitmem için dürten annemle uyandım. Cidden beni dürtmekten haz mı alıyorsunuz? Hemen hazırlanmaya başladım. Hızlıca giyindikten sonra aynada saçlarımı düzeltirken Çisem aradı.

"Hadi geldik biz aşağıdayız." dediğinde pek dicek bir şeyim yoktu. O yüzden şak diyip yüzüne kapadım. Aşağı inip "ANNEEEEĞĞĞĞĞĞ" diye böğürürken ayakkabılarımı giydim bir yandan da.

"Tövbe yarabbim." diye yerinden sıçrayan anneme kahkaha attım. Gidip yanağını öpüp "Ben çıktııım" diye böğürdüm bu sefer.

"Eylül Allah cezanı vermesin senin"

Çisemleri arabada görünce hemen arkaya oturdum.

"Günaydın aşklarııım"

"Oyy sevdiceğim sonunda gelmiiiş" diye arkaya doğru kollarını uzatan Selis'le sarıldık. Sabah sabah sevgi patlamasıııı!

"Ne bu sizdeki mutluluk ben anlamıyorum" diye homurdanan Çisem'e göz devirdim. Kıskandı zaar. Sonrasında okula gelene kadar uyudum. Tabiki yine dürterek kaldırdılar. İçimden ya sabır çekerek arabadan indim.

"Günaydın kızlar" diye bağırana baktığımda yuh dedim. Daha yeni girdik okula ya. Azıcık bekleyin bari ilk ders geçsin.

"Günaydın Giray" diye karşılık verdi Selis. Ama hala çok soğuktu. Sanırım Çisem sadece benim üzerimde etki sağlamamıştı. Sonuçta bizim değil, onların hayatı değişecekti. Öyle anlaşmıştık.

Giray'ı bırakıp yürümeye başlayan Selis'in peşine takıldım. Çisem de benim peşime tabi. Böyle mal mal yürümeyelim diye ilk aklıma gelen konuyu açtım.

"Tuna kim kanka?"

"Bizim sınıfta noldu ki?" dediğinde "Ciddi misin?" bakışlarımı yolladım. Bilmiyoruz çünkü biz.

"Tarih performansında onunla eşlemişim"

"OHA" diye bağırdığında bahçede bir kaç yüz bize döndü. Yapmayın ama şunu!

"Şaka dimi Eylül?" diyip kolumu dürttü. "Şaka yapıyorum de"

"Yoo gerçekten onunla eşleşmişim. O kadar mı tipsiz ya" diyerek dudaklarımı büzdüm.

"Ne tipsizi be. Öküz gibi yakışıklı çocuk. Bir Hakan olmasada baya iyi yani."

"Kerem dün yakışıklı değil demişti ama" dediğimde yüzüme şaşkın şaşkın baktı.

"Kerem'in salak olduğunu zaten biliyoruz." diyip güldü dengesizliğini konuşturarak. Bende güldüm. Ama çok ciddi söylemişti. Niye böyle bir şey söylesin ki?

Bunları geride bırakıp sınıfa çıktım hemen. Çantamı bırakıp kafamı sıraya yasladım. Ama napıyım sabahları uykum oluyor.

"Eylül kim?" diye bağıran bir erkek sesi duyduğumda kafamı kaldırdım.

"Benim" diyince bana doğru yaklaştı. Esmer bir çocuktu. Öyle çok abartılıcak bir şey değildi ama iyi gibiydi de. Neyse ya ben sarışın severim zaten.

"Tuna ben" dediğinde ağzım açık daha dikkatli inceledim. Sarışın seviyoruz dediysekte buna bakmayız demedik. Asıl ben buna bakarken ödevi hazırlayamam lan.

"Ağzını kapa sinek kaçacak" diyip gülümsedi. Arkadan sınıf kapısında Kerem'i görünce sırıttım.

"Bu okulda öküz olmayanlarda varmış demek ki" dediğimde Kerem bana bakmadı bile. Çocuk takmadı lan. Sınıfa bakandı. Büyük ihtimal Giray'a. Sonrada gayet cool bir şekilde sınıftaki bir çocukla selamlaşıp sınıftan çıktı. Yok daha neler? Boşa çıktı lafım iyi mi?

"Anlamadım?"

"Ha boşver ya. Tanıştığıma memnun oldum" diyerek elimi uzattım. Gülümseyerek sıktı.

"Bende, neyse ben sadece tanışmak için gelmiştim. Ödev için sonra konuşuruz." dediğinde gülümsedim ve kafamı tekrar sıraya yasladım. Gülümsedim ya işte. İlla bir şey demek zorunda mıyım?

Aklımda sadece Kerem'in beni neden takmadığı vardı ve benimde buna niye bu kadar taktığım. Zil çaldığında Selis yanıma oturdu. Arkasını dönüp direk Giray'la konuşup gülüşmeye başladığında şok oldum cidden ne olmuştu birden? Az önce terslemiyor muydu? Hem Giray ne ara gelmişti?

Tüm günüm sırada uyuklamak, dersleri dinlememek ve Selis'le Giray'ın kıkırdamalarını dinlemekle geçti. 2 günde bu ne samimiyet arkadaş?

Çıkışta Selis'le beraber bahçeye çıktık. Ama arkadan birinin kollarını omuzlarımıza atmasıyla öne doğru koşar adım geldik.

"Ne oluyor lan?" diye bağırdım.

"Sakin ol Eylül." diyen sesi duyduğumdaysa çok şaşırdım. Ee bunun bayadır sesi duyulmuyordu tabi.

"Semih!" diye bağıran Selis'e kulaklarımı tıkayarak karşılık verdim. Mesajı alıp daha kısık bir sesle "Ne işin var burada?" diye sordu. Bu sıradada omuzlarımızda Semih'in kollarını ittirdik.

"Sizi özledim." dediğinde kahkaha attım.

"Selis'i özledim diyecektin sanırım" diyip sırıttım. Semih'le iyi anlaşırdık ama birbirimizi gıcık etmek daha çok hoşumuza gidiyordu.

Kolunu tekrardan omzuma atıp "Aşkolsun be Eylül kanka dedik bağrımıza bastık senin dediklerine bak" diyerek kafamı iyice göğsüne bastırdı.

"Ya Semih bıraaak" diyerek kahkaha atarken Semih diğer koluyla da Selis'i göğsüne çekti. Bu sefer ikimizde debelenmeye başladık. Bir yandan da kahkaha atıyorduk tabi.

"Kıskanıyorum ama" diyen sesi duyduktan sonra Semih durdu. Gözlerini Çisem'e çevirdi. Daha sonra Selis'i bıraktı ve bana döndü. Sanki bir şeyleri hatırlamış gibiydi.

"Noldu Semih?" diye soran Çisem'e baktım. Bende ne olduğunu anlayamamıştım. Benim omzumdaki kolunu çekmemişti.

"Okulun ilk günü beni kovuyordunuz ya" dediğinde dudak büzdü Çisem. "Sadece Hakanlara cool gözükmek içindi" dedi. Semih Selis'e baktı. Selis'i ne kadar sevsede asla arkadaştan ileri gidememişlerdi. Buna rağmen hep iyi arkadaş olmuştuk. Gıcık olan iyi arkadaşlar. Değişik evet.

"Ya Semih cidden özür dilerim ama sen öyle sürekli peşimden gelip bir hafta boyuncada telefon sapıklığını yapınca dayanamamıştım." dedi Selis. Semih bunu duyunca gülmeye başladı. Sanırım telefon konuşmalarını hatırladı.

"O zaman size şu haberi vermek isterim ki artık kaydımı bu okula aldırdım." dediğinde kızlarla birbirimize baktık. Evet okul giderek daha fazla karışıcaktı. Hep beraber çığlık atıp grup sarılması yaptık. Okulun ilk günü Semih'e yaptığımız baya bir ayıptı çünkü.

Adımın seslenildiğini duyunca çevreme bakındım. Bize doğru gelen Tuna'ya doğru yürümeye başladım bende.

"Naber?" diyerek güldü. Cidden bu çocuk niye hep gülüyor?

"İyiyim sen"

"Bende iyiyim. Şu ödeve yarın başlayalım diyecektim" dedi. O sırada yanımdan geçen Keremleri farkettim.

"Olur olur yarın öğle arası başlayalım" diye bağırdım. Ama ne Kerem arkasını dönüp baktı ne de Tuna ne olduğuna anlam verebildi. Ben sadece rezil olduğumla kaldım. Peki asıl önemli soru: Ben niye Kerem'e bunu duyurmaya çalıştım ki şimdi? Yok yok iyice deliriyorum ben. Başka açıklaması olamaz.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin