İyi okumalar ❤️
° §§§ °
Tuvali kurusun diye kenara bıraktıktan sonra bezle ellerimi sildim o sırada yarım bıraktığım Cihan'ın tuvali bana göz kırptı.Ne değişmişti doğum günümün üstünden? Zaman. Cihan artık ona bir şey dediğim zaman bazen bana cevap veriyordu ya da sarılarak uyuyorduk. Bunun dışında yine değişen pek bir şey olmamıştı.
Kafamda hala soru işaretleri vardı. O kadınla ne zaman ayrılmışlardı? Neden beş ay sonra fotoğrafları yollamıştı üstelik de bana? Beni gerçekten seviyor muydu? Ofladım. İnsan kendine sorun yaratmak istediği sürece dağ kadar sorun yaratıp oluşturuyordu.
Telefonum çalınca masadan telefonumu aldım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı, bu ara ne kadar yabancı numara tarafından arandığımı düşünürken telefonu açtım.
"Alo?"
"Merhaba Ahu nasılsın?"
"İyiyim teşekkür ederim, numaranız yok kusura bakmayın çıkaramadım" dedim.
"Beraber resim kursuna gitmiştik ben İclal" dedi. İclal'i hatırlıyordum, esmer, minyon, gözlüklü bir kızdı. Kurs zamanı onunla iyi anlaşırdık.
"Aa İclal nasılsın?" dedim.
"İyiyim, sana bir şey danışmak için rahatsız ettim"
"Tabii, nedir?" dedim. Yıllardır hiç konuşmamıştık bu yüzden diyeceği şeyi merak ettim.
"Ben eşimle boşanacağım da acaba avukatım sen olabilir misin?"
"Üzgünüm İclal," dedim. "Avukatlık yapmıyorum ama istersen önerebileceğim biri var" dedim.
"Aa yapmıyor musun?" dedi.
"Yok, resim yapmayı daha çok seviyordum ben de daha fazla kendimi zorlamak istemedim" dedim. Mezun olduktan sonra bir yıl yaptığım staj beni mahvetmişti. Ben doktor değildim, kişiye özgü tedavi gibi kişiye özgü hukuk yaratamazdım. Hukuksuzluk içinde hukuk yapamazdım.
"Evet, sergine gelebilme fırsatım olmuştu"
"Ya öyle mi, keşke görebilseydim" dedim.
"Çok yoğundun, olur öyle. Önerebileceğin arkadaşının numarasını alabilir miyim?"
"Tabii sana mesaj atarım şimdi" dedim. "Sesini duymak iyi geldi İclal, tekrar görüşmek üzere"
Vedalaşıp telefonu kapattık. Daha sonra Pınar'ın numarasını yolladım. Pınar'a da durumu anlatan kısa bir mesaj attım.
Odamdan çıkıp mutfağa indim. Pembe abla bir şeyler mırıldanıyordu. Gülümsedim. "Kolay gelsin"
Sesimden korksa da kendini toparladı. "Sağ ol kızım"
Ben de o sırada kendime su doldurdum. Haziranın ilk haftasındaydık ve sıcak şimdiden yakama yapışmıştı. "Akşam yemeğinde ne var?"
"Cihan oğlum balık istediydi" dedi. Başımı salladım, haberim yoktu. "Sen bir şey ister misin şimdi"
"Yok abla" dedim. Kahve makinesine kahve koyup demlenmesini bekledim. Beş dakika sonra kahvem olunca fincana koyup çalışma odama geri çıktım.
Sergimin ana konusu hayatımdı. Beş ay önce kendimi çok kötü hissettiğim sırada babamı çizmeye başlamıştım, ona hediye edecektim aslında sadece ama babamdan sonra duramadım, annemi de çizdim. Sonra Cihan derken sergi fikri kafama yattı. Ben de hayatımdaki insanları resmetmeye başladım. İlk sergim paysageydi. İkincisi ise çok farklı olarak portrelerdi, hayatımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
Ficción GeneralBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...