İyi okumalar ❤️
° §§§ °
Sabah hastane muayenesinden çıktığımızda Pınar belgeyi mahkemeye sunacağını söylererek yanımdan ayrıldı. Ben de gelinlik provam olduğu için Nişantaşı'na İnan'ın yanına geçtim.Sekreter kıza gülümseyerek İnan'ın kapısını tıklatıp içeriye girdim. "Selam"
Başını masadan kaldırıp beni görünce gülümsedi. "Selam, hoş geldin"
"Hoş buldum" Çantamı koltuğa bırakıp kabanımı çıkardıktan sonra çantamın yanına bıraktım. Piste geçtim. İnan ve yardımcısı yanıma gelirken gelinliğimin kumaşını da görmüş oldum. Enfes duruyordu.
Üzerimdeki kumaşa iğne ile çalıştılar, ölçülerime ve çizime göre forma soktular.
"Şimdi terzi zamanı, kahve içmek ister misin?"
"Olur" deyip koltuğa oturdum. Yardımcısı kumaşla birlikte odadan çıktı. "Ne zamana dikilir sence?"
"İşlemeleri var biraz zaman alabilir"
"Tamam" dedim. Umarım göz açıp kapayasıya kadar yapılırdı çok heyecanlıydım, hemen gelinliğime kavuşmak istiyordum. "Nasılsın? Türkiye'ye alıştın mı?"
"İyiyim sen nasılsın? Eh biraz işte uzun bir süreden sonra gelince sistemsel de yadırgadığım çok şey oluyor"
Ona hak verdim, Paris'te bize göre tarihler bile farklı söyleniyordu. "Haklısın ya, iyiyim ben de"
Kapı tıklatılınca başımı kapıya döndürdüm, kahvelerimiz geldi. "Afiyet olsun" deyip ayrılan kadına gülümseyerek teşekkür ettim.
"Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor, heyecanlı mısın?"
"Tabii" dedim gülerek. "İyi gidiyor, sanki her şeyi halletmiş gibiyim ama hiçbir şeyi halletmedik"
"Eşini daha önce hiç görmemiştim, bizim çevreden değil mi?"
"Cemiyetten" deyip gülümsedim. "Eminim o da seni görmemiştir"
"Büyük ihtimalle" deyip güldü. O an aklıma bir düğün organizatörü ile anlaşmak gelmişti, bunu daha önce nasıl düşünememiştim. Asya'yı arayıp ona sorsam iyi olurdu belki çalıştıkları ya da önerebileceği birileri vardır.
Kahvemin son yudumunu da alıp fincanı masaya bıraktım. "Ben artık kalkayım"
"Tamam, seni tekrar çağırırım"
"Tamam" deyip el sallayarak kalktım. "Aa bu arada İnan belki parti elbisesine de ihtiyacım olabilir"
"O daha kolay inan" deyip göz kırptı. Gülüp başımı sallayarak odadan çıktıktan sonra oradan ayrıldım.
Nişantaşı'nda biraz gezdim, alışveriş yapmak istiyordum ama yine de tek başıma yapmak istemiyordum. Pınar bugün hiç müsait değildi, benim belgemi teslim ettikten sonra da katılması gereken davaları vardı. Annem de arkadaşlarıyla buluşmuştu. Başka da pat diye çağırıp gezeceğim arkadaşım yoktu. En azından iç çamaşırı alabilirim diye düşünerek alışveriş merkezine girdim.
Victoria Secret'a girip gezindim, yanımda bana eşlik eden çalışan ile konuşurken pembe bir pink takımı sevip aldım, daha sonra su yeşili dantelli bir takım ile klasik siyah bir takım alıp çıktım. Aslında gecelik de almam gerekiyordu ama onu sonraya bıraktım, acıkmaya başlamıştım.
Tüm isteksizliğime rağmen alışveriş merkezinde gezindikten sonra yemek katına çıktım. Karnım aç olduğunun sinyallerini yemek resimleri görünce iyice verdi ama ben tek başına yemek yiyemeyen insanlardandım. Yine de yemem gerektiğinin farkında olarak yemek katında ne yiyebilirim az kalorili diye düşünürken Aysun Hanımı restaurantın birinde genç bir kadın ile otururken gördüm. Yanına gidip gitmemek arasında kaldım ama görmezden gelmeyi tercih ettim yine de yanındaki kadını inceledim. Sarışın, saçları benim boyumda, bakımlı, oturduğu halde uzun duran genç bir kadındı. Yüzünü hafızama kazıdıktan sonra yemek katından inerek alışveriş merkezinden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
General FictionBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...