1.3

17.1K 481 71
                                    

İyi okumalar ❤️

                              ° §§§ °
Pazar gününe uyandığımız zaman yatakta sadece ben vardım. Cihan'ın nerede olduğunu bilmiyordum, ses de gelmiyordu.

Esneyerek yataktan kalktım. Kendimi yorgun hissediyordum. Aşağıya indim, Cihan burada da gözükmüyordu o sırada dış kapı açıldı.

Füme şortu ve beyaz tişörtü ile nefes nefese kapıdan içeriye giren Cihan'a baktım. "Günaydın, nereden geliyorsun?"

Elindeki poşeti bana kaldırdı. "Günaydın, hem yürüyüşe çıktım hem de simit aldım" dedi. Güldüm, yürüyüşten sonra simit mi yiyecekti.

Mutfağa girip poşeti koyup yukarıya çıktı. Ben de mutfağa girip çay koydum, kahvaltılıkları çıkardım. Çayı demledikten sonra simitleri tabağa koydum.

Cihan büyük ihtimalle duş alacaktı o yüzden sandalyeye oturup telefonuma bakındım. Instagrama uzun süredir fotoğraf atmadığımı fark ettim, çok paylaşım yapan biri değildim ama pasif de değildim. Cihan'ın da benim hesabımda da birlikte olduğumuz bir fotoğrafımız yoktu.

Kaan'ın hikayesine baktım, arkadaşları ile kahvaltıya gitmişti, Kaan babasının gıda şirketini yönetiyordu, küçükken onlara gitmeyi çok severdim, her yerden bir abur cubur çıkardı. Kaan yemek yemeyi de çok severdi o yüzden onun arkadaşlarıyla dışarıda kahvaltıya gitmesine hiç şaşırmadım.

Birkaç arkadaşıma daha baktım, bazılarına laf attım. O sırada Cihan mutfağa girdi. Telefonumu masaya bıraktım, Cihan da çayları koyup masaya oturdu.

"Ne zaman gittin yürüyüşe?" diye sordum.

"Bir saat kadar oluyor herhalde" deyip bana simit uzattı. Başımı hayır anlamında salladım. "Yemeyecek misin?"

"Hayır" dedim. Yaz geliyordu, kiloma dikkat etmeliydim. Omuz silkip kendisi yemeye devam etti. "Bugün bir şeyler yapalım mı?" diye sordum.

"Çalışmam gerekiyor" deyince başımı sallayıp kahvaltıma devam ettim. Telefonum çaldı, Pınar arıyordu.

"Efendim canım" diye açtım.

"Kıyafetlerim yok"

"Nasıl yok, hırsız mı girdi evine" Telaşlanmıştım.

"Ay hayır, giyecek bir şeyim yok"

"Off..." dedim. "Niye böyle söylemiyorsun o zaman"

"Yok çünkü" deyip güldü. "Alışverişe çıkalım mı?"

"Bugün mü yarın mı?" dedim.

"Bugün kızım ya giyecek bir şeyim yok diyorum çıplak mı gezeyim yarın"

"Bugün dışarıya nasıl çıkacaksın" dedim. Ağzıma bir parça peynir attım. Tuzsuz, yumuşak güzel bir peynirdi. Genelde kahvaltılıkları Cihan'ın tarzına göre Pembe abla alıyordu.

"Pijamamla geleceğim oldu mu" deyip çığrındı. "Gelecek misin? Gelmeyecek misin?"

"İyi gelirim be" dedim.

"İyi hadi bir saate İstinye'de buluşalım" deyince vedalaşıp telefonu kapattık. Ne o ne de ben bir saate hazırlanıp buluşmazdık.

"Pınar mı?" diye soran Cihan'a döndüm.

"Evet, alışverişe çıkacağız" Gerçi benim alacak bir şeyim yoktu ama gezerken bakınırdım. Cihan da başını salladı. Ben de çayımı içtim. Telefonum tekrar çaldı, resmen hafta sonları özel mesai yapıyordum. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.

MAHUR BESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin