İyi okumalar ❤️
🎵 Bölüm şarkısı: Fikret Kızılok-FarketmedenDüğünümüz var :')
° §§§ °
Gelin odasında saçımı ve makyajımı yapan ekibin direktiflerine uyup istediklerini yapıyordum, makyajım oldukça sade ama göz alıcıydı, saçlarım ise dağınık topuz yapılıyordu, duvağım da topuzumun altından takılacaktı."İşte tamam" deyip saçıma sabit kalması için sprey sıktıktan sonra çekildi, ben de ayaklanarak boy aynasının önüne geçtim. A kesim gelinliğimin ip askılı üst kısmı işlemeli, göğüsleri kapalı ama ortasında derin bir dekoltesi vardı. Eteğin tülleri kat kattı, kendimi peri gibi hissediyordum. Makyajım pembe tonlu yapılmıştı, pembe bir farın üstüne ince bir eyeliner çekilip rimel sürmüştü. Nasıl yaptı bilmiyorum ama gözlerim inanılmaz önde duruyordu ve buradan yeşil gözlerimin parladığını görüyordum. Belki de bu parlaklığın sebebi makyaj değildi. Sarı saçlarım ise ıslak dağınık topuz yapılmıştı duvağım da topuzun altından takılmıştı, kendimi çok beğendim.
"Çok güzel oldun kızım" diye ağlayan anneme sarıldım.
"Çok güzelsin çok" deyip bize sarılan Pınar'ı da aramıza aldık.
Kapı tıklatıldı, heyecandan kalbim çok hızlı attı. Masaya koyduğumuz çiçeğime uzandım, Ali Galip pembe şakayıklardan bir demet yaptırmıştı bana ve demetin uzun kurdelesi gelinliğimin tülündendi.
Annem ve Pınar ilerlerken kapı açıldı. Karşımda siyah simokini ile enfes duran Ali Galip vardı, ikimiz de aynı anda yutkunduk sonra güldük. Birbirimizi ilk defa görüyor değildik ama bu birbirimizi gelinlik ve damatlık ile ilk görüşümüzdü. O içeriye girerken bizimkiler çıktı, kapıyı kapattıktan sonra yanıma geldi.
"Ahu çok güzel olmuşsun güzelim"
"Teşekkür ederim, sen de çok yakışıklısın" deyip gülümsedim.
"Kolay bir süreçten geçmedik, biliyorum. Ben de seninle birlikte büyüyorum, düzene gireceğim. Seni gerçekten çok sevdiğimi bil"
"Biliyorum Ali Galip, hissediyorum. Hissetmesem dayanamazdım" dedim.
"Biliyorum, özür dilerim. Şimdiye kadar yaptığım tüm hatalar için özür dilerim"
"Tamam" dedim. Hem ben bir insana küs kalamazdım.
"Uzun süredir senin için bir kolye tasarlamaya çalışıyordum, gözlerin öyle güzel ki. İlham kaynağım oldular" derken elini kaldırmasıyla bir kutu tuttuğunu fark ettim. Böyle bir şey beklemediğim için çok şaşırırken çok da sevindim. Öylesine bir kolye değildi de benim için özel yapılan bir şeydi.
Kutuyu açınca zümrütten yapılmış bir kolye beni karşıladı. Zümrütün alttan ve üstten yanı minik pırlantalarla kaplıydı, göz figürüne benziyordu. "Teşekkür ederim" deyip Ali Galip'e sarıldım. Kavgalar olurdu, başka şeyler olurdu, insandık ama güven duygusu çok başka bir şeydi işte. Bunu herkes birine veremezdi hele benim gibi aldatılan birine güven duygusu vermek çok zordu, Ali Galip bunu verebiliyordu.
Ayrılınca ellerini boynuma götürerek kolyemi taktı. Sakince kolyeme dokunarak enerjimizi bütünleştirdim. "İnelim mi?" demesiyle başımı salladım.
Bana uzattığı koluna girince ilerledik, başıma ufak ve hafif bir öpücük kondurdu, görmesem hissetmezdim belki.
Beraber aşağıya indik, geldiğimiz görülünce başımızın üzerinden çiçekler atılmaya başlandı ve etrafta alkış sesleri duyuldu. Oldukça fazla davetli gelmişti ve herkesi oturtmaya çalışırken annemle çok yorulmuştuk. Herkese gülümsedim, mutluluğumu gelen konuklarımıza göstermekten çekinmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
General FictionBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...