İyi okumalar ❤️
🎵 Bölüm şarkısı:Teoman-O
Kenan Doğulu-Boğazımdan Geçmiyor° §§§ °
Bir aydır Riva'daki evde tek kalıyordum. Annem ve babam yanıma gelmekle tehdit ettikleri için her gün onlarla konuşuyordum çünkü gerçekten yalnız kalmak istiyordum.Onlar benim destek almamı istiyorlardı, geçiştiriyordum, şu an bana sadece kendim yardım edebilirdim. Genel olarak biraz daha toparlamıştım ama akşamları acım daha çok canımı yakıyordu, akşam olmasını hiç istemiyordum, sabah bir ağlıyorsam akşam beş ağlıyordum.
Gitmek çok zordu. Sabah uyandığım zaman Cihan'ı görür gibi oluyordum. Akşam yatakta yatarken bana sarılıyor gibi oluyordu. Ama her şey benim kafamın içinde oluyordu. Fark edince de çok üzülüyordum.
Eylül gelmişti, yeni mevsime geçmiştik ama benim acım dinmemişti. Her gün nasıl unutacağım diye bağıra bağıra ağlamak zor geliyordu.
Telefonlarım çalıyordu, cevaplayamıyordum. Her gün Pınar arıyordu, usanmadan mesaj atıyordu, bana gününü anlatıyordu. Kaan her gün arıyordu, bazen mesaj atıyordu, bir kez sesimi duymak istediğini söylüyordu. Ama benim sesim yok olmuştu. Sadece ağladığım zaman sesimi duyuyordum. Isabella arıyordu. Anıl arıyordu. Ali Galip arıyordu, en çok onun aramasına şaşkındım. O, kendi şirketine geçmişti babam da şirketin başına tekrar geçmişti sanırım biriyle anlaşmış şimdilik beraber çalışıyorlardı. Annem seni o kadar çok özledi, o kadar çok ağlıyor ki işe verdi kendini demişti, o gün daha çok ağladım.
Bir gün de gazetelere bakma gafletinde bulundum, magazin sayfaları boşandığımızı yazmıştı. Bazıları yorumda bile bulunmuştu, gençlerin evliliği çocuk oyuncağı gibi gördüğünden bahsetmişti. O gün de çok gülmüştüm.
Cihan'dan hiç haber almadım, herkes zaten o hiç hayatımızda yokmuş gibi davranmaya ant içmişti. Onu tek hatırlatan her gün Asuman teyzenin aramalarıydı. Gerçekten onun haberi yoktu, çok üzülmüş kadın.
Zil çalınca ürktüm. Burada olduğumu sadece annem ve babam biliyordu. Yavaşça kapıya ilerledim, delikten baktım, arkası dönük bir kadın duruyordu, kapıyı açmadım. Sonra kadın kapıya döndü. Olduğum yerde titredim, oydu. Hande. Burayı nasıl bulduğuna şaşırdım. Kapıyı açmayacaktım.
"Evde olduğunu biliyorum" diye bağırdı. "Konuşmamız lazım" Olduğum yere oturdum.
"Ahu, Cihan seni seviyor" diye bağırdı. "Evet ilk başta beni seviyordu, hatta babası benimle tehdit ettiği için bu işe girmişti"
Ağlamaya başladım. Babam özür dilemişti. O adam babama düşmanlık beslemeseydi böyle olmaz diye düşünüyordu. Her şey benim yüzümdendi ama o da kendi çapında acımı hafifletmek için yine fedakarlık yaparak benim suçumu üstlenmeye çalışmıştı.
"Ahu, Cihan beni artık sevmiyor" Sesinden anladığım kadarıyla o da ağlıyordu. "Ben, senin gibi Cihan'ı çok seviyorum o yüzden bensiz de olsa mutlu olmasını istiyorum. Ne olur Cihan'a geri dön"
Oturduğum yerden kalkıp içeriye geçtim. Televizyonun sesini açtım, televizyonda ne olduğu umurumda değildi. Telefonuma baktım, Ali Galip arıyordu.
"Ne var" diye bağırarak açtım. Ne vardı? Bıraksınlar beni.
"Ahu" Sesi telefonun açılmış olmasının şaşkınlığı içindeydi. "Neredesin?"
"Sana ne" diye bağırdım. "Arama beni anladın mı arama"
"Arayacağım"
"Arama" Sesim bağırdığım için kısık çıkmıştı. Boğazlarım çok acıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
General FictionBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...