İyi okumalar ❤️
° §§§ °
Gözlerim yavaşça açılırken acıdan gözlerimi tekrar kapattım. Canım neden bu kadar yanıyordu? Ne olduğunu hatırladığım an kalbime büyük bir acı saplandı. Gözlerimi tekrar açıp etrafa bakındım ama boştu, kimse kaza yaptığımızı duymamış mıydı, Ali Galip neredeydi? Gözlerim etrafta tekrar gezindi, hemşire çağırma butonunu görünce yavaşça ona uzanarak bastım, uzanmayla karnımın acısı daha da artınca acıyla inledim.Kapının hızla açılıp kapandığını işittim. "Ali Galip" diye fısıldadım.
"Merhaba Ahu Hanım, ben doktorunuz Murat Soylu" deyip gülümsedi.
"Ali Galip?" diye tekrar fısıldadım. Sesim çıkmıyor, boğazım çok acıyordu nasıl bir kuruluktu bu böyle?
"Eşiniz iyi, herkes burada sadece siz iyi olun diye odada değiller, sakince sizi ziyaret edecekler. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
"Kötü" dedim.
"Geçecek, tedaviye olumlu tepki veriyorsunuz" Başımı salladım. Doktor gülümseyerek odadan çıkarken hemşire de tansiyonum, ateşim ve serumumu kontrol ettikten sonra çıktı.
Odaya giren annem ile gözümden yaş aktı, çok kötü gözüküyordu, kendimi tahmin bile etmek istemedim. "Yavrum" deyip hıçkıra hıçkıra ağlayan anneme elimi uzattım, koşarak elimi tutup bana sarıldı. "İyi misin annem?"
"İyiyim" dedim. "Ali Galip iyi mi? Nerede?" dedim. Doktorun ben iyi hissedeyim diye yalan söylememesini umdum.
"İyi yavrum Ali, ayakta, seni bekliyor" Gülümsedim.
"Ben bekleyemem" diye duyduğum babamın sesiyle beraber kendisini odada gördüm. Tüm acıma rağmen gülümsedim, koşarak yanıma geldi. "Kızım nasıl hissediyorsun kendini?"
"İyiyim babacığım" dedim. Babam gülümsedi. "Biz tekrar geliriz çocuklar da gelsin" deyince annem istemeye istemeye gitti.
Pınar ve Kaan geldi, azıcık onlarla konuştuk. Pınar'ın elini tuttum. "Ali Galip iyi mi doğruyu söyle, neden gelmedi hala" dedim.
"İyi bebeğim gerçekten, gelir" deyip gülümsedi. Kısa süre sonra Kaan ile odadan çıktılar. Artık Ali Galip'i görmek istiyordum.
"Ali Galip" diye seslendim. O sırada kapı kapandı. Çökmüş eşimi gördüm, sinirim geçti. "İstersen gelmeseydin" dedim gülerek. Kendini suçlu hissettiğini gözlerinden görüyordum, perişan bir haldeydi, aklını dağıtsın istedim.
"Gelemedim" derken yanıma yaklaştı.
"Of evliliğimizin ilk anından böyle yaparsan ben senin başının etini nasıl yiyeceğim" deyip elimi uzattım. Hızla elimi tuttu. "İyi misin?"
"Ben iyiyim güzelim beni düşünme, sen iyi misin?"
"Biraz daha gelmeseydin gösterirdim ben sana" deyip biraz yatakta kaydım. Canım çok acıyınca derin bir nefes alıp durdum. "Yanıma gel"
"Canın acıyacak"
"Sensizlik daha çok acıtıyor, yanıma gel" Daha fazla bir şey demeden ayakkabılarını çıkarıp yanıma geldi, üzerinde hala smokini duruyordu sadece ceketini çıkarmıştı. Birbirimize sarıldık.
"Özür dilerim" deyip ağlayan Ali Galip'e döndüm. Gözündeki yaşları sildim, yanağından öptüm. "Yemin ederim böyle olsun istemedim, seni dinlemem lazımdı, korktuğunu söyledin, yavaşla dedin bana, çok özür dilerim güzelim çok özür dilerim"
"Tamam" dedim. "Olan oldu, bundan sonra karını dinlersin" deyip gülümsedim.
"Ya sana bir şey olsaydı"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
General FictionBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...