İyi okumalar ❤️
° §§§ °
Evimin kapısını açarak eve girdim. İki gündür evde olmadığım için ev havasız gibi geldi, hemen ilerleyerek pencereleri açtım. Evin temizliğe de ihtiyacı vardı ama yapasım yoktu o yüzden düşüncemi hemen kafamdan attım.Kabul etsem bugün Ali Galip'in ailesiyle tanışacağım aklıma geldi bu beni hem heyecanlandırmış hem de çok germişti, ilk defa erkek arkadaşımın ailesiyle tanışacaktım. Hızla her şeyi anlatmak için Pınar'ı aradım.
"Aradığınız numaraya ulaşılamıyor çünkü bitik" diyerek telefonu açtı.
"O zaman iki büyük boy buzlu kahve işimizi görür?"
"Off yanında cheesecake de var mı?"
"Hem de ahududulu" dedim.
"Yanında Ahu ile... Bu lezzet karşısında dilim tutuldu" Kahkaha attım. Bu iğrenç espriden nefret ediyordum ama yine de gülüyordum.
"Büroda mısın, geliyorum?"
"Evet canım bekliyorum" deyince üzerimi değiştirmeden çantamı alarak evden çıktım. Asansöre binip zeminde inerek apartmandan çıktım. Arabamı park ettiğim yere yürüyerek arabama binip radyoyu açarak yola koyuldum.
Kısa süre sonra Pınar ile sevdiğimiz kahvecinin önünde arabayı park edip dörtlüleri yakarak indim. Kafeden içeriye girdim. "Merhaba" diyerek kafede çalışan Alper'e elimi kaldırarak selam verdim.
"Aa merhaba Ahu naber bayağıdır yoksun" Gülümsedim. Alper ilerideki üniversitede okuyan bir öğrenciydi, part-time burada çalışıyordu onun gibi part-time çalışan yine aynı üniversitenin öğrencisi Elif de vardı. Pınar ile git gel onlarla tanışmıştık.
"İyiyim ya sen nasılsın? Evet" deyip güldüm. "Elif yok mu?"
"İyiyim ya nasıl olsun, Elif ayrıldı ya erasmusa gitti bu dönem"
"Hadi ya hayırlı olsun onun için tek mi kaldın sen?"
"Birini aldılar da bir Elif değil"
"Elif'e onu sevdiğini söylemedin mi Alper ya" diyerek kahkaha attım.
"Ne?" diye şaşırdı. Şaşkın Elif anlamadı diye biz de anlamadık değildi, çocuk seviyorum diye bağırıyordu. Elif'e iş yaptırmaz, Elif konuşurken sürekli aşık aşık onu izlerdi. "Yok öyle bir şey"
"Kesin öyledir Alperciğim" deyip gıcık bir şekilde güldüm. "İki büyük boy buzlu filtre kahve iki dilim de ahududulu cheesecake alabilir miyim?"
"Tamamdır" deyip ilerledi. Ben de sırtımı bara yaslayıp gözlüğümün üstünden kafenin içine baktım. Son geldiğimden beri bir şeyler değişmemişti, dekorasyon aynıydı ama içerisi oldukça kalabalıktı.
"Ahu hazır" deyip karton poşeti bana uzattı. Ücreti ödeyerek Alper'e el sallayarak kafeden çıktım. Poşeti yanıma koyduktan sonra arabayı çalıştırıp yola koyuldum.
Pınar'ın bürosuna gelince arabayı park edip çantam ve poşeti alarak indim. Pınar'ın katına çıkıp sekreterine gülümseyerek kapısını tıklatıp içeri girdim.
"Selam" diye bağırıp poşeti havaya kaldırdıktan sonra masaya bıraktım. Pınar da koltuğundan kalkıp yanıma gelince birbirimize sıkıca sarıldık.
"Selam bebeğim seni çok özledim"
"Ben de seni özledim" Beraber koltuğa oturduk. "Nasılsın?"
"İyiyim canım bir dava ile uğraşıyorum sen nasılsın?"
"İyiyim" dedim. "Hafta sonu bizimkilerdeydim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR BESTE
Ficțiune generalăBirini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?" Ahu da birini sevdi diye o da onu sevecek...