1.6

14.9K 472 97
                                    

İyi okumalar ❤️

                            ° §§§ °
Tüm tuvallerime sevgiyle baktım. Artık hepsi bitmişti, hayatımda sevdiğim herkes bana bakıyordu.

Telefonumu alıp Anıl'ı aradım. Hemen açtı. "Nasılsın?" diye sordu. Hastalığımdan beri panikti. Hastalığım galerinin açılışına denk gelmişti, Anıl her ne kadar ertelemek istese de kabul etmedim. Onun ne kadar heyecanlı olduğunu biliyordum.

"İyiyim sen nasılsın?" dedim.

"İyiyim"

"Ne yapıyorsun?"

"Galerideyim karma sergiyi bitireceğiz bu hafta onlarla ilgileniyorum sen" dedi.

"Hiç öyle duruyorum" deyip güldüm. Ahmet amcanın resmine baktım. Anıl'a hediye edecektim.

"Bitti mi çalışmaların?"

"Evet" dedim.

"Bak ne diyeceğim, iki hafta sonra burada bir boşluk var, o zaman yapmaya ne dersin?"

"Çok erken" dedim. "Karaköy'deki yerde yapsam daha iyi değil mi?"

"Bence burası yeni olduğu için gelen kişi potansiyeliyle daha fazla"

"Satış yapmayacağım ki" dedim.

"Kendini göstereceksin" deyip güldü. Ben de güldüm.

"Yetiştirebilir miyiz patron?"

"Yetiştireceğiz hadi yanıma gel" deyince vedalaşıp telefonu kapattık.

Odaya çıkıp jean ile mürdüm renginde ip askılı crop giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı da giyip çantamı elime aldıktan sonra evden çıktım.

Galeriye geldiğim zaman etraf kalabalıktı. Bugün kapalı gündü ama resmi satılan ressamlar paketlemeye, satılmayanlar da toplanmaya çalışıyordu.

"Ahu hoş geldin" deyip bana sarılan Anıl'a sarıldım. "Bana yardım et arkadaşları yollayalım sonra senin sergini planlayalım" deyince başımı salladım.

Ressamlarla tanıştım, onlara paketleme konusunda yardım ettim. Anıl sadece taşıma konusunda bile bir kişiyle çalışıyor, kargo şirketi gibi yerlere eserleri emanet etmiyordu. Neresi olursa olsun çalıştığı kişi bırakıyordu.

Akşama doğru herkes dağılınca ikimiz kaldık. Elinde çin restaurantının paketi ile gelince gülümsedim. Beni çağırıp duvar dibine oturunca gidip yanına oturdum, kutuyu bana uzattıktan sonra çubukları da verdi.

"Ben herkese davetiye yollayacağım, sen de ekstra yollamak istediklerinin adresini yolla onlara yollayalım" deyince başımı salladım. "Benimle paylaşmayacak mısın sergi konunu"

"İleride paylaşmak zorunda kalacağım zaten" dedim.

"Davetiyeye isim yazmayacak mıyız?"

"Aa" deyip Anıl'a döndüm. "Hayatım. İlk sergim de bu kadar yalındı. Yine yalın olsun. Perspektifimdeki insanlar nasıl?" dedim.

"Portre mi çalıştın?" diye şaşırdı.

"Evet" dedim. "Sonra o kişilere hediye edeceğiz"

"Patron sensin" deyip güldü. "Ben de var mıyım çizilenler arasında?" Merakla bana baktı.

"3 aydır tanıyorum Anıl seni" deyip güldüm. O da başını sallayarak güldü.

"Umut fakirin ekmeği derler boşuna dememişler" dedi. Sonra detayları konuştuk, üzerine bana açılış gecesini ve sergiyi anlattı. Heyecanı hala elle tutulacak kadar yanımızdaydı. İkimizin de sevdiği işi yapmasına mutlu oldum.

MAHUR BESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin