71- Sedef ve Buğra konuşması

598 51 20
                                    

Çalan zil sesiyle aralarında ki tatlı sessizlik bozulmuştu. Buğra'nın çalan zilin ardından başını ellerinin arasına almasını izledi. Gözlerinde gördüğü korku ise ilkti. İlk kez Buğra'nın bir şeyden korktuğunu görüyordu. Ve bunun kendi canını yaktığını fark ettiğinde Buğra'yı hayatının merkezine koyduğunu bir kez daha şahit olmuştu. Sevdiği adamdan kaçarken onu hayatından uzaklaştırdığında dahi hislerinden ödün vermemişti demek ki kalbi.

Kapıyı açmaya niyetli olmayan adamı içi burkularak izledi. Kapıyı açma görevini üzerine alarak salonun içinde yürümeye başladı. Gözleri sevdiği adamın üzerindeydi telefon konuşmasından sonra yüzü düşmüş iç dünyasına dönmüştü. Korkuları ile savaştığını yüz çizgilerinden anlıyordu. Ruhu grif geçişiyle bedenine zarar veriyor gibiydi.

Antreden geçerek kapıyı araladı. Karşında elbise ile görmeye aşina olduğu kadını dar bedenini saran mavi blue jeans bir kot üzerine geçirdiği deri siyah mont ile bulması garip gelmişti. Saçlarını karşılaştığı heran açıkta gördüğü kadın tepeden at kuyruğu yapmıştı. Yüzünde sıfır makyaja rağmen güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş olan kadını izledi hayran gözlerle. Siyahın en koyu halini alan gözler gözleri ile buluştu.

"Kusura bakma Gizem sizi de rahatsız ettim ama Buğra ile acil görüşmem gerekiyordu." Derken gözleriyle hadi artık çekil önümden der gibiydi.

Gizem kapının önünden çekilirken " Buğra salonda" diyebildi itaat eder gibi. Cümlesinde ki kibar kelimeler gözlerine baktığında kaybolmuş emirvaki bir tavır sergileyerek karanlığın en koyu halinde baş göstermişti.

Sedef'in kendinden emin zarif adımlarına, topuklu ayakkabısından çıkardığı ses eşlik ediyordu. Kendisinin de Sedef'e eşlik etmesi gerektiğini fark ettiğinde iç çekerek kapıyı kapattı. Adımları yayvan bir şekilde salona ilerlerken Sedef'in sesini duydu. " Hayırdır ne bu hal daha haberi almadan böyleysen sonrasında seni toplamamı bekleme" cümlesine takıldı. Sedef mi topluyordu Buğra'yı en dağınık olduğu zamanlarda.Zihni geçmişe gitti bebeğini kaybettiğini öğrendiğinde Buğra evden rüzgar gibi çekip gittiğinde kimse nereye gideceğini tahmin edemezken Sedef nerede olduğunu dile getirmişti. Ve gitmesi için Kıvanç'ı görevlendirmişti tüm savunmasını kırıp ruhunu acı içinde bırakarak hemde.

"Dinliyorum Sedef" cümlesi buz gibi çıkmıştı. Şuana döndüren sesin soğukluğu muydu yoksa sevdiği adamın sesinin altında gizli acıyı hissetmesi miydi?

Düşüncelerinden çıkıp sevdiği adamın yanına gitmek için güç toplamak istercesine derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi dışarı doğru üflerken umut dolu yarınları düşledi. Salondan içeri girdiğinde Sedef'i Buğra'nın karşısında ki koltuğa oturmuş vaziyette buldu. Buğra ise salondan çıkarken bıraktığı gibiydi başını avuçlarının arasına almış zemini izliyordu.

"Eşleşmedi senin saç örneğinle. Benim senin yerinde olmam gerek şuan ahmak! Hiç bir şeyi bilmeyen sensin ama tüm doğru bildiklerinden artık emin olmayan benim anlıyor musun o yüzden kaldır şu kafanı cidden yardımına ihtiyacım var" sonlara doğru sesi fısıltı halini almıştı.

Buğra kullanılan cümlenin etkisiyle " Ne yani bana anlattığın kadın beni doğuran kadın değil miymiş?" yüzünde bir rahatlama belirtisi okumuştu. Gözlerinde ki siyah harelerde canlı bir ışıltı görmüştü sevdiği adamın.

Bakışlarını Sedef'e çevirdiğinde onun gözlerinde ki derin acıyı görmüştü. Yutkunmasını izlediği kadının dudaklarından " Sana anlattığım hikayeyi hatırlıyorsun değil mi? Takıntılı koca yada işbirlikçi koca." –duraksadı – " Babama takıntılı koca diye anlatılan ama benim araştırmalarım doğrultusunda annen ile beraber iş birliği yapan koca olduğunu öğrendiğim adam 3 gün önce boğazı kesilmiş bir halde bulundu İstanbul'da. Adli tıp otopsi yapmadan önce senin saç örneğinle o adamın saç örneğini karşılaştırılması için talimat verdim o adam senin baban değilmiş. Aklım almıyor Buğra o kadını araştırırken öğrendiklerim çoçukken hayal meyal hatırladığım yüz ikisi de aynı ama senin baban değilmiş. Ben şimdi nereden başlayacağımı bilmiyorum elimde koca bir sıfır var artık. Babamın neden öldürüldüğünü bile bilmiyorum." Dudaklarının titremesini engellemek için susmuştu. Gözlerini Buğra'nın gözlerine dikmişti. Bir çıkış bulmak istercesine.

Satır Arası Derin (Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin