Az önce huzurla mışıl mışıl uyuduğu yatağa ağlayarak uzanmıştı bu kez. "Kıyafet odanının yanında banyo var" demişti sevdiği adam. Aynı evde yaşayan iki yabancı olarak yaşayacaklarını düşünerek yeterince kötü bir şekilde inmişti sevdiği adamın hazırladığı masaya. Yemek yerken duydukları işte yıpranmış olan sinirlerini daha da bozmuştu.
Aklına estiğine göre hareket eden erkeğin davranışlarında ki çelişki kırıyordu kalbini. Bir hiç, bir yabancı olarak hayatını yaşamayı göze almışken çalışma alanından, hayatının akışına kadar karışmasına anlam vermiyordu.
"Sınırlarını imza attığın gün bana devrettin malesef" cümlesi çınlıyordu kulaklarında. İmza atmak bu kadar önemliyse hayatında neden şuan yanında değildi. Neden aşık olduğu adamdan uzaktı.
"Sana ve bebeğime zarar gelmemesi için benim sınırlarıma uyum sağlamak zorundasın." Geçmişte verdiği kayıplarının bir tür faturasını ödüyordu. Kaybetme korkusu yaşayan bir adam için yaşadıklarını anlıyordu.Üstelik koruması kollaması da hoşuna gidiyordu. Lakin tüm bunları karnında ki bebek için olduğunu düşünmek yüreğinde derin yaralar açıyordu.
" Sevebilirim seni" diye fısıldadı. Bu cümleyi söyleyen erkek neredeydi? Sevgisini kendisinden uzaklaşarak yasaklar koyarak mı gösterecekti.
Gözleri kapanırken " Sevebilirim seni" cümlesine sığınmak istedi.
Uzun karanlık bir kolidorda arkasından kovalayan adamlardan kaçmak istercesine soluk soluğa koşuyordu. Yakanma korkusunu damarlarında ki kanı hızlandırıyor kulaklarının uğuldamasına neden oluyordu. Kolidorun tavanı çöktü korku bedeninde büyüyordu git gide. Nefes nefese çıkışa ulaşmaya çalışırken arkasında ki adamların heran bir yerden çıkma ihtimalini düşünerek daha da hızlı adtıyordu adımlarını. Kas ağrıları bacaklarının karıncalanmasına neden olsa da içinde ki adrenalin tüm ağrılarını görmezden gelmesini sağlıyordu.
Kolidorun sonunda ışık haresi kurtuluşu müjdeliyordu adeta bacaklarında ki tüm gücü kullanarak kurtuluşu kucaklamak istiyordu.
Nefes nefese ışık hüzmesinin bulunduğu alana çıktığında sevdiği adam kollarının arasına aldığı bir kadının dudaklarına yapışmıştı. Tutkunun baş gösterdiği öpücüğü izlerken kalp atışlarının atmadığını hissetti. Eli boğazına gitti nefes alamadığını düşünüyordu gücünün yettiğince " Hayır" diyebilmişti. İçinde ki isyan gün yüzüne çıkarken hayalleri uçurumdan aşağı atlamıştı.
Nefes nefese araladı gözlerini. Eli boğazına gitmişti ter içinde kalmış bedenine karşılık az önce gördüğü öpücük hala az önceki etkiyi yaratıyordu.
Kapının aralanması ile bakışları kapıya kaydı. Karanlığa alışmış gözleri kapıdan gelen ışık hüzmesi ile kırpışsada kapıdan içeri endişeli gözlerle Buğra'nı girdiğini görmüştü.
Yatağın yanına gelen sevdiği adamın ellerini saçlarında hissetmesiyle kalp atışları hızlandı. Az önce görmüş olduğu görüntünün etkisinde olsa da saçlarında ki el sakinleştirici güce sahipti sanki.
" Su getirmemi ister misin?"
Başını olumsuz anlamda salladı. Saçlarında ki elin yumuşak dokunuşları ruhuna iyi geliyorken sırf bunu gördüğü kabusun etkisi olduğundan düşünerek başını geriye çekti. Gözünün alıştığı loş ışıktaa siyahın içinde ışıldayan gözlerin içine bakarak " İyiyim teşekkür ederim" diyerek yatağa bıraktı kendisini tekrardan.
Buğra'nın yanına eğilerek üzerinden sıyrılan poları üzerine örtmekte olduğunu gördüğünde bu manzarayı daha fazla izlemek istemeyerek gözlerini kapattı.
Odanın içinde ayak seslerinin yankılanmasını beklerken yatağın yanında hissettiği çökme etkisi ile gözlerini araladı. Yanına uzanan erkeğin elleri başının altında birleştirilmişti. Gözlerini tavana diken erkek düşünceli görünüyordu.
" Buğra" diyebildi şuan gerçekten yanında olup olmadığını anlamak istercesine.
Buğra bakışlarını kendisine çevirerek " Efendim" dedi donuk bir sesle.
Aklına gelen ilk soruyu sordu " Saat kaç?"
" Yanına gelmeden önce baktığım da 03.30 'u geçiyordu."
Engelleyemediği esnemesiyle eli ağzına gitti. Gözlerini kapatırken " Bu saatte uyuyor olmalıydın" diyebildi.
" Seni kıskanıyorum şuan Gizem. Haksızlık bu bir tutam uykundan bana da versene"
Gizem açmakta zorlandığı gözleriyle yanında yatan erkeğe baktı. " Yeniden mi baş gösterdi uykusuz geceler" diyebildi. Engellemeye çalışsada engelleyememişti esnemesini.
Buğra başını doğrultarak Gizem'in üzerine eğildi. " Hadi daha fazla direnme kapat gözlerini" diyerek eliyle açılmakta zorlanan gözleri kapattı.
Gizem gözlerini kapatan ele dokundu. Bir rüyaysa şuanın hiç bitmemesini diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomanceSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...