42 - Rakı masasında aşk

2.3K 160 53
                                    


Olması gereken olmuştu işte. Yanlızlığı ile başbaşaydı. Bir çift mavi göz karşılıksız sevmiş onu da kaybetmişti. Gitmişti ... Özsaygısına ihanet etmemek için. Gülümsedi. " Özsaygı" diye fısıldadı.

" Takıntılı aciz bir aşık olarak hayatında küçücük yer edinmeye çalışarak içimde yaşayan öz saygıma ihanet etmiş biriyim ben. Daha fazlasına tahamülüm yok bir son yazılacaksa bize işte bizim sonumuz. Zaten başlamaması gereken bir ilişki için çok fazla emek sarf ettik öyle değil mi artık ne sen bir şey verebilirsin bana ne ben bir şey verebilirim sana. Bizim sonumuz da başlamadan bitmekmiş Buğra."

Gizem cümleleri dönüyordu zihninde. Küçücük bir yer edinmeye çalışarak kendisine haksızlık yaptığını bunu da bebeğini düşürdüğü an anladığını söyleyebilmişti. Bebeğimiz bile diyememişti. Haksızlık yaptığının farkındaydı her zaman Gizem'e. Hiç düşünmemişti yorulacağını sevmekten. Hiç düşünmemişti terk edeceğini...

Az önce kapıyı çekip giden kadın düşünemediklerine okkalı bir cevap çakmıştı işte. Bitmişti...

Bir bir kayıp ediyordu herkesi. Sevdiği kadının ölümünün üzüntüsünü bile yaşayamamıştı Gizem ve bebeği toparlamıştı içinde ki acıyı şimdi toparlayacak kim vardı ki...

Boş masaya kadehini bırakarak elini kaldırdı. " Sadri baba bu beni kesmedi bana bir 70'lik çıkarsana gece uzun" dedi.

Masanın üzerinde ki dibine yaklaşmakta olan rakı şisesini kadehine doldurdu. Boğazında ki yanma hissini bastırmak için küçük bir dilim peynir götürdü ağzına.

" Vay vay vay bensiz demlenmek ha. Ulan Sadri baba arayıp seninki burada demese bilmeyecektim resmen boynuzlandım amına koyayım."

Başını kaldırdığında Alp'in gülümseyen suratını görünce gülümsedi. " Davet mi etmem gerekiyor oglum seni. Sanki sen bensiz gelip hiç demlenmedin."

Alp Buğra'nın karşısında ki sandalyeyi çekerken " Yavaş git oglum yenge eve almayacak seni bu gece benim otel de sana da bir oda ayarlamak zorunda kalacağım gece gece" dedi.

Buğra bir kahkaha attı. Kahkahasını acıyla boğmak ister gibi. " Hangi yenge. Bitti oglum o iş. Boşanma davasını yarın açar çömez. Bir kaç güne anlaşmalı boşanırız yine bekarım yani çok bile evli kaldım zaten."

" Siktir" derken ağzı eli havaya kalktı " Sadri baba bize sen duble yap sonu gelmesin gecenin bayılana kadar içeceğiz bu gece"

Buğra'nın tek kaşı havaya kalktı. " Benim durum belli. İçmek için bin tane sebebim var da sana ne oluyor. Sen ayık kalsana oglum"

Alp gelen şiseyi açtı. Kadehinin yarısından fazlasına rakıyı boca ederken " Ben süzme malım lan. Kendime kızıyorum ama yine de" diyip sustu.

Buğra Alp'in kadehine vururken " Ama yine de ne bulmaca gibi konuşma dökül lan zaten kafam bir milyon bana şu durumda dolaylı sorunlarla gelme"

Alp vurulan kadehi dudaklarına götürerek bir solukta hepsini içti. Masaya bardağı sert bir şekilde bırakırken " Seni kaçıran beni kaçıran senin acı çekmeni isteyen beni Türkiye'ye sürükleyen işkence ettiren kadını düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bana ne oluyor anlamıyorum. Oglum çok boktan bir durum lan. Kız seninle beraber eve geldiğinde nefes almayı unuttum. Kız Kıvanç'ın üzerine yürüyerek sikmekten beter etti. Ve ben kendimi onun yanında onu savunurken buldum. Kıvanç kızı itti ayağı takıldı yere düştü benim canım acıdı lan bana ne oluyor Buğra ben bu sikim işten hiç bir bok anlamadım."

Buğra boşalan kadehleri doldururken gülümsedi. " Olmaması gereken kişilere aşık olma kulübüne hoş geldiniz"

Alp kadehini kaldırarak Buğra'nın kadehine vurdu. " Kim bu kız Buğra"

Satır Arası Derin (Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin