Duyduğu ses ile gözlerini araladı. Sesin kaynağını bulmak istercesine yataktan kalkarken yatağının yanında ki boş yere baktı. Buğra'yı düşündü zihni ister istemez. Nereye gittiğini bilmiyordu lakin önemli bir işi olduğunu gözlerinde ki ciddiyetten anlamış üstelememişti.
Merdivenlerden inerken kulağına dolan ses ile kalakalmıştı;
" Ulaşamıyorum telefonu kapalı. Ne yapacağımı bilemiyorum lanet olsun" diyen sesin sahibi bu gece yanında kendisine refekat eden Alp'ten başkası değildi.
Ne oluyordu anlamıyordu. Alp'i bu kadar tedirgin eden şeyin sebebini merak etmeye başlamıştı iyiden iyiye.
" Oğlum ben yabancıyım bu ülkeye ve çevresine taşak mı geçiyorsun lan sen benimle ben ne bok yiyeceğimi bilmiyorum burada delirmek üzereyim sike sike geleceksin Kıvanç yok lan yok daha açık nasıl anlatayım sana Buğra yok. Kan kardeşimiz yok lan" diyen boğuk ses tüm yaşam enerjisini almıştı.
Buğra yok ne demekti?
Gitmiş miydi yani terk mi etmişti kendisini ve bebeğini?
" İyi bana haber verin geliş saatini ona göre sizi almaya geleyim" diyerek telefonu kapatan Alp'in telefonu koltuğa fırlatırken " Sana o siktiğimin evine tek gitme demiştim ne bok yiyeceğim lan ben şimdi sana bir şey olursa bana bıraktığın vicdan azabıyla nasıl yaşayacağım puşt. Geleceksin ve bana yaşattığın bu uykusuz gecenin ve sabahın acısını senden çıkaracağım" diyerek koltuğa yığıldı. Başını avuçlarının arasına aldı. " Geleceksin dostum gelmek zorundasın ben karına ne diyeceğim aq" diyerek içli içli hıçkırıklar çıkmıştı dudaklarının arasından.
Dudaklarının arasından " Alp" kelimesi zor çıkmıştı. Ayakları, başı avuçlarının arasına almış erkeğe götürmüş olması bilinçli olmasa da elini omzuna bırakması bilinçli yapılan bir hareketti.
Başını kaldırıp gözlerini gözlerine diken erkeğin göz yaşları parlıyordu.
" Ne olduğunu bana anlatacak mısın?" diyebilmişti.
Alp'in elinden tutarak yanına çekmesi ile bocalasa da gözlerini gözlerinden çekmedi. " Yoktu Gizem. Ben yanlız bırakmamalıydım ama bana ben her şeyi ayarladım sen sadece Gizem'in güvenliği ile ilgileneceksin dedi bende mal gibi dinledim sanki bilmiyordum yapacağı deliliği. Buluşma yerinin Buğra'nın evi olmasından dolayı biraz rahattım sonuç da mıntıka bizim adamlar ne yapabilir ki diye düşündüm. Lakin eve sabah gittiğimde neler yapacaklarını gördüm. Mezarı kazmışlar evi tanınmayacak hale getirmişler ve Buğra'yı almışlar lanet olsun ben tüm bunlar yaşanırken seninle burada lak lak yapıyordum aklımı sikeyim Gizem bir terslik olabileceği gün gibi ortadayken ben burada ..." devamını getirememişti. Hıçkırık bölmüştü cümlesini.
" Kimin yaptığını biliyor musun?" diyebildi. Ses tonunun soğuk çıkmasına kendisi bile şaşırmıştı.
" Beni kaçıran kişilerle aynı kişiler muhakkak. Ben duramam boş boş böyle bir şeyler yapmalıyım 32 saattir haber yok Buğra'dan."
" Polise gidelim biran önce " diyerek ayağa kalkmak üzereyken bileğinin kavranmasıyla durdu.
" 48 saatten önce polis kayıp vakasını kabul etmez. Gerçi ben asılsız ihbar ile Buğra'nın evinden sesler geldiğini bildiren bir görüşme yaptım polisle lakin bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Adamlar profesyonel başka şeyler lazım bize." diye bakışlarını tavana dikti.
" Neler lazım Alp ne yapmamız lazım ben anlamıyorum" diyerek uzun zamandır tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı.
"Bilmiyorum ama şu kız geldiğinde umarım bize adam akıllı bir yol gösterecek bir şeyler bulur"
" Kimden bahsediyorsun?" derken sesi pürüzlü çıkmıştı
Alp acı dolu gülümseyerek " Bizim delinin kara kutusu şu asistanı mıdır nedir o işte?"
Gizem gözyaşlarını elinin tersiyle silerken " Müge ne biliyordur ki?"
Alp bakışlarını tekrardan tavana dikerek gözlerini kapattı " Bizden çok şey bildiği aşikar."
" Gelecekler mi peki?" şüphe dolu sorusunun arkasında ki imayı Alp'in anlamasını istemiyordu. Müge ve Kıvanç ikilisinin şuan gidiş bileti olduğunu bilmek içinde ki çıkmazı büyütürken Alp'in suçlu gözlerle kendisine bakması şuan için en son isteyeceği şeydi. Tek düşündüğü sevdiği erkekten haber almaktı. Bunun için her şeyi yapabilecek kadar deli olduğunun farkına ise yine şuan varıyordu.
" Bu da soru mu Gizem. Gelmeme gibi lüksleri yok gelecekler konu Buğra'nın hayatı aksini düşünme bile"
Gizem elini kalbine götürerek " İyi o biliyorum. sağ salim gelecek bu içinde bulunduğumuz saçma olayı çözmeye gitti biliyorum. Çözer çözmez bana ve bebeğimize dönecek" diyerek elini karnına koydu.
Göz yaşları yanaklarından istemsizce dökülürken " Gelecek bizi bırakmaz biliyorum" diye sayıklıyordu. Aynı cümle dudaklarından belirli aralıklarla dökülürken eli kalbinin üzerindeydi.
" Bizi bırakıp gitmezsin geleceksin sevdiğim. Biz seni bekliyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomantiekSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...