62 - Hayallere tutunmak

2.5K 175 76
                                    

Toprak kokusuna karışan erkeğinin  kokusunu hissetmek  için başını boynuna gömdü.  Kucağında  olduğu  erkeğin kendisine ilgisini  kalbinin  derinliklerinde hissediyordu.
Ahşap kapıdan  içeri girdiğinde  evin yalın oluşu evin  göşterişini  daha da çok sergiliyordu. Salona geçtiklerinde Buğra'nın  kendisini L koltuğa  bırakmasıyla  bakışlarını  salonda gezdirdi.  Çaprazında  hazırlanmış  masayı  görünce bakışlarını başka yöne  çevirmekte zorlandı.  Bunda karnından çıkan seslerin etkisi  olduğu  aşikardı.
Buğra'nın gözden  kayboluşuna anlam veremeyecek  kadar  acıktığını  fark etti adımları  kendinden  bağımsız  bir şekilde  masaya  doğru  ilerledi.  Masaya göz gezdirdiğinde  masada  sebze yemekleri  haricinde  sarma  ve avokado  salatasını görünce  gözlerinde  sakladığı  inciler birer birer  yanaklarından  akarak  intihar  etti.  Eli  servis tabağında ki sarmaya  gitti.  Sarmayı  dudaklarının  arasına  götürdü  gözlerinden akan yaşlara inat.  Sarmanın bıraktığı  ekşimsi  tat damağında dağılırken bir diğerini  götürdü  dudaklarına.  İçinde yaşadığı karmaşanın acısını  sarmadan  çıkarıyordu sanki.  Acının  grif  geçişleri  dağılan  öfkesini  harlıyordu.  İçinde ki boşluğun  yarattığı  his  tüm  hücrelerini  ele geçirmişken ayakta durmak  her saniye  biraz  daha  zorlaşıyordu.  Titreyen  dizlerinde  gittikçe  azalan  güç tüm bedenini  ele geçirmek  istercesine  bedenine  dağılırken  ardı  ardına  attığı  sarmaları  yutmak için çene kaslarını  çalıştırmak  da zorlandı.  Boğazına  dolanan düğüm yutmak  için zorladığı  sarmalar  ile inatlaşıyordu.  İnadın  kazananı  belli  olmuştu öksürükler eşliğinde.  Yerin ayaklarının  altından kayışını hissediyordu.  Bedeni  un çuvalı  gibi yere düşerken zihninin  hala açık oluşu  çekeceği  acıyı  somut olarak hissedeceğini gösteriyordu. Yere  düşmek de olan bedeninin kavrandığını hissetti.  Gözlerini  açmak için amansız  savaş  veriyordu kendisiyle.  Öksürük krizi devam ederken bu durum pek mümkün  olmasa da bir elin  çenesini  kavrayıp  parmağını  boğazına  götürmesiyle  boğazında ki düğüm  çözülmüştü sanki. 

Gözlerini araladığında karşısında gördüğü karanlığın içine çekildiğini hissetti. Buğra'nın karanlığın en koyu halini alan irislerinin korkunun yanı sıra çaresizliğini okumuştu. Elini boğazına götürürken yutkundu. Gırtlağına saplanan sızıyla gözleri dolarken az önce yol edinen izlerin üzerine yenileri yuvarlanmıştı.Bedeninin  yerden  havalanışını dolu gözlerle izleyebilmişti sadece.

Bedeni kuş tüyü hafifliğinde süzülerek kanepenin üzerine sindi. Bir kaç dakika sonra dudaklarının arasında hissettiği sertlikle içinde bulunduğu ana dönmeye çalışırken kulağına fısıltı şeklinde " Geçti" cümlesi yüreğinde ki sızıya dokunurken göz kapaklarının ağırlığı altında aralayabilmişti gözlerini. Dudaklarının arasında ki bardağın içinden bir kaç damla su dudaklarının arasından kaydı. Gırtlağında ki düğümün verdiği acının üzerinde yuvarlanarak geçerken rahatladığını hissetti. Yutkundu arkasından az önce yaşadığı anı hafızasından silmek istercesine.

" Özür dilerim" diyen erkeğin gözlerine baktı. Siyahın en koyu tonuna hakim olan irislerin titrediğine şahit olmuştu.

" Neden?" diyebilmişti sadece. Düşüncelerini bir araya getirip bütünlük oluşturamayacak kadar savruk zihni olan biteni anlamakta güçlük çekiyordu.

Buğra'nın gömleğinin kanadını, şortunun içinden çekişiyle irkildi. " Islak kıyafetlerinden kurtulmalıyız kalbim."

Üzerinde ki kıyafetlerin ıslak olduğunu o an fark etmiş gibiydi. Gözleri üzerinde ki kıyafetlere gitti.  Hislerin grif geçişlerini yaşıyordu. Yorgun bedenini kımıldatacak gücü bulabilmek için direnirken iri kemikli güçlü bir elin belini kavramasıyla gözlerini tekradan kapattı. " İçim acıyor" diyebildi sadece.

Satır Arası Derin (Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin