Kapıdan çıkan erkeğin cümlelerini idrak etmeye çalışsa da almıyordu mantığı. Buğra'yı bu denli değiştiren nedeni bulamıyordu bir türlü. Her daim yanında olan erkeğin dudaklarından çıkmasını hayal ettiği cümleleri ondan vazgeçmişken duymak ağırdı belki kalbine.
İçi sızladı biran. 'Konuşacak çok fazla konu olduğunu fark etmişsindir sanırım. İyi dersler karıcığım' son cümle dönüyordu zihninde.
Akşama geleceğini bilmenin heyecanı dolarken iliklerine ezberini bozan cümlelere karşı dik durması gerektiğinin farkındaydı. Buğra'nın kendisine olan hislerinin bittiğini düşünmesi de zoruna gitmişti açıkcası. Bu kadar kolay bitebilecek olduğunu düşünmesi bile aşkına hakaretti halbuki.
Daha fazla düşünmek istemeyerek çıktı odasından. Derslikte ki öğrencilere tahta da ders anlatırken zihninin bir kısmı sürekli Buğra'nın cümleleri ile meşguldu. Düşüncelerini bu denli işgal etmesi beklenmedik olmasından kaynaklanıyordu muhakkak. Bitti tamamen derken Buğra'nın 'ben senin için savaşacağım bu uğurda ne kaybedeceğimin bir önemi yok' demesi tüm ezberini bozuyordu. Kalbi bu cümleleri duyduğu an kanatlanıp uçarken aklı ise çakılı kalmışyı olduğu yere.
Varlığıyla acıyı yaşatan adamın yokluğunun bu kadar boş olduğunu Buğra'yı karşısında görene kadar hissetmemişti. Biliyordu hissettiği duyguların gerçekliğini lakin o biliyor muydu ki hissetiklerinin ne kadar gerçekci olduğunu. Bir kez daha bodoslama dalmayacaktı aşkına. Bir kez daha dağılırsa toparlanması imkansız olduğunu daha önceden aldığı yaralardan çok iyi anlamıştı.
Korkularını bir kenara bırakıp hakettiği hayatı yaşamaya karar verdi bir kez daha. Eğer Buğra şavaşacaksa bu savaşı kolay kazanamayacağını bilmeliydi. Gardını düşürmeye hiç niyeti yoktu. Aldığı kararlardan vazgeçmeyeceğini bir kez daha hatırlatarak girdi odasına.
Art ardına girdiği dersler ve meşgul olan zihin yorgun düşürmüştü bedenini. Telefonuna uzanarak sade bir kahve söyledi. Koltuğuna başını yaslayarak gözlerini kapattı. İhtiyacı olan tek huzurun zihninin dingin kalması olduğunun bilincinde zihninde ki düşünce odacıklarını kapatarak sessizliğin tadını çıkarmaya karar verdi.
Açılan kapının sesini duyduğunda gözlerini açma gereksinimi duymadı. " Masaya bırakıp çıkabilirsin canım" diyerek bedenini koltukta esnetti.
" Kahveyi dışarda ısmarlamama ne dersin?"
Odanın içinde yankılanan tanıdık ses ile gözlerini araladı. Karşısında Buğra'yı görünce şaşırdı. Bakışları hemen saate kaydı. Saatin 18.20 olduğunu fark ettiğinde bakışlarını tekrardan Buğra'ya çevirdi. " Gazete de olman gerekmiyor muydu?" Tanıdığından emin olduğu erkeğin günün bu saatlerinde muhakkak gazete de olduğuna gönderme yapmıştı. Dudakları kıvrılan erkeği izledi bir kaç saniye espiri yaptığını mı düşünmüştü şuan karşısında kendisini izleye erkek.
" Ders çıkışı yanına geleceğimi söylediğimden eminim sabah söylemiş olduğum bir yığın kelimenin içerisinde"
Buğra'nın cümleyi söylerken ki yüz kaslarını incelemişti. Espiriden uzak içtenlikle kullandığı kelimeler dudaklarından çıkıyordu. Sabah ki görüntüsüne karşın daha dingin daha huzurluydu.
" Ben söylemiş olduğun cümlelere cevap verdiğimi hatırlamıyorum. Sözleştiğimiz söylenemez." Diyerek karşısında ki erkeğin tepkisini ölçmek istercesine tok bir cümle çıktı dudaklarından.
Yüz çizgilerinde belirgin bir düşüş sergileyen erkeğin dudaklarından " Bana karşı bu kadar insafsız olmayacağına sığındığım için cesaretimi toplayarak adım atmıştım sanırım yine bir yanlış ekledim haneme"
Koltukta dikleştirdi bedenini ardından bakışlarını ayakta kendisini düşük modda izleyen erkeğe çevirdi. " Ne değiştirdi düşüncelerini Buğra. Çok kısa bir zaman öncesine kadar hayatlarımızı ayırma konusunda verdiğim kararda yanımdayken bugün ne değişti de biran da kararından vazgeçtin?"
Buğra bakışlarını kaçırarak yere indirdi. " Aslında hiç bir şey değişmedi. Yani aynı kaosun içinde çırpınmaya devam ediyorum. Hayatımdan çıkarsan daha mutlu olursun diye düşünmüştüm. Sana mutluluk namına hiç bir şey veremedim ki ben." - kaçırdığı bakışlarını mavi okyanuslara dikti. - " Güçlü olmaya çalışmaktan yoruldum sadece. Benden uzaklaşman seni tehlikelerden bir adım uzaklaştırıp hayatını kuracak seviyeye getirdi. Hatta değişimin, adaptasyonun göz kamaştırıcı. Tüm bunlar göz önüne alındığında senden uzaklamam gerektiğini vurguluyor mantığım. Ben sadece kalbime söz geçiremedim ve şuan gördüğün gibi karşındayım. Bir şanş daha istemeye yüzüm yok senden o yüzden o şansı kazanmak istiyorum."
Gizem karşında yalvaran gözlerle bakan erkeğe doğru koşup teselli etmek istesede içinde kırılmış taraf engel oldu. Dudaklarından " Kazanmak istediğin tam olarak nedir Buğra. Hiç bir şey eskisi gibi olmaz. Dağıldığımızı görmüyor musun?"
Buğra Gizem'e doğru ilerledi. Masanın çaprazına geldiği an duraksadı. " Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındayım. Aslında olmasını da istemiyorum." - elini uzattı - " Sizinle tanışmak istiyorum. İsmim Buğra Sönmez"
Gizem gülümsedi. " Ne bu şimdi? Hiç bir şey olmamış gibi tekrardan mı başlayacağız. Tıbkı bana evlenme teklifi ettiğin zaman olduğu gibi."
Koltuğu kendisine doğru çekerek Gizem'in gözlerine baktı. Ani çekişle sarsılan kadının eli göğsündeydi. Bu detay üzerinde durmamaya çalışarak " Karımı geri hayatıma alamıyorsam yaptığım yanlışları en başından düzeltmek için tekrardan başlamak gerekse bile yılmayacağımı belirtmek istiyorum Gizem. Bazı hataların telefisi yok farkındayım sadece senin de fark etmeni istiyorum. İçimde seni görme arzusunu yenemeyerek geldim yanına. Mantığımı devre deşı bıraktı sonunda kalbim. Ben sana bu kadar savunmasız gelmiş tüm çıplaklığı ile hislerimi fark etmişken sadece senden bunu çöpe atmamanı rica ediyorum. En başından başlayalım en ufak hatamda bir daha hiç başlamamak üzere bitir ama şimdi benden gitme lütfen."
Gizem Buğra'dan uzaklamaya çalışarak az önce erkeğin göğsünde ki elini uzattı " Gizem Sezgin" diyebildi sadece.
En ufak hatanın hayatında büyük yaralar açacağını bile bile bir sanş daha vermek istedi sevdiği erkeğe...
Gerçek olduğunu düşünmek istiyordu Buğra'nın şuan ki hislerinin ve eğer ona kanıtlaması için sanş vermezse hayatı boyunca acaba cümlesi kemirecekti zihnini. Attığı adım kendisi için çok zor olsa da içinde pişmanlığı yaşamamak için yaşayacağı bir yığın varsayımı çöpe attı.
Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim
Bir de ufacık bir yorum *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomanceSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...