Yüzüne değen nefesin varlığını hissederek zar zor aralamıştı gözlerini. Karşısında sevdiği adamın kendisini izleyen gözleri ile karşılaşmak ruhunu dingin denizlerde arındırmıştı.
" Günaydın huzuru simgeleyen güzel" cümlesi sevdiği adamın biçimli dudaklarından dökülmüştü.
Yüzünün pembeleştiğinin görülmemesi için göğsünde uyuduğu erkeğin göğsüne gömerek " Günaydın" diyebilmişti.
Saçlarına değen el ile irkilse de yüzünü daha bir bastırmıştı eli ise sevdiği adamın biçimli kaslarının üzerinde geziyordu.
" Sabah bulantıların geçti değil mi?" cümlesi ile bakışlarını kaldırarak yüzünü erkeğine çevirdi. Tedirginlik içeren yüz ifadesini gördüğünde gülümseyerek " Endişelenmene gerek yok arada olsa da daha iyiyim dönemsel bir durum doktorun söylediklerini duydun gayet iyiyim"
Şakağına bastırılan dudakla gözlerini kapattı. Sevdiği adamın varlığını en derinlerde hissetmek istercesine.
" Gizem" cümlesi ile gözlerini araladığında sevdiği adamın gözlerinde gördüğü acı ile donuklaştı. Şuan ne düşündüğünü bilemese de sevdiği adamın acısını dokunmak istercesine kalbine dokundu. Dudaklarının arasından " Hiç uyumadın değil mi dün gece. Şimdi gözlerinde ki acıya ne sebep desem cevap verir misin bana?"
Buğra'nın huzursuzca yanında kıpırdaması daha da yakmıştı canını. Neydi güzel başlayan günü gölgeleyecek düşünce. Sevdiği adamın ruhunda ki bu ağır yük neydi ki dağlıyordu kalbini.
Buğra'nın eli Gizem'in karnının üzerine gitti. " Canını çok yaktım mı?" diyebildi zor çıkmıştı dudağından cümleler.
Gizem anlam verememişti cümleye. Neden yaksındı ki bebeğinin canını. Bakışlarını sevdiği adamın gözlerine dikti. " Anlayamıyorum seni canım nasıl yakabilirsin ki üzerine titrediğin bebeğin canını"
Yutkunan erkeğin gözlerinde bir sis bulutu geçti siyah hareleri gölgeleyen sis somut bir acı olarak belirginleşerek kalbine işliyordu.
" O malum gece canını çok yaktım mı" diyebilmişti.
Sevdiği adamın acısının kaynağı olduğunu anladığında içinde hissettiği acıya mutluluk karışmıştı. Eliyle sevdiği adamın sağ yanağını avuçlayarak " Sen benim herşeyim olmuşsun. O gecenin yükünü alarak kendini suçlamaktan vazgeç senin hiç bir suçun yoktu.Üstelik canımı yakacak hiç bir şey yapmadın"
Buğra'nın boyun girintisine giren başını sarmaladı. Sevdiği erkeğin kokusunu içine çekerken neden o geceyi düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Bebeğinin varlığı erkeğine o geceyi mi hatırlatıyordu. Bu hissin verdiği yük ile yüreği şıkıştı. Erkeğinin zihninden o gecenin tamamen silinmesi için dua etti yaradana.
Buğranın dudaklarının boynunda kıpırdanmasıyla içinden heran harlaşmaya hazır alev harekete geçmeye başladı. Gözlerini kapatarak dudakların kendisine hissettiği hazzı yaşadı.
Yatağın içine çekilmesiyle sersemlese de erkeğinin üzerinde ki ağırlığını hissetmesiyle rahatlamıştı. Gözlerini araladığında dudakları ile aralarında bir kaç milim mesafe olduğunu fark etti.
Buğra'nın gözlerinde ki tutku, içinde patlamaya hazır volkanı harkete geçirmeye yetmişti. Bedeni özlemiyle yanan erkeğin altındaydı. Sevdiği adamın nefesi dudaklarını yalıyordu hiç bir şey yapmadan yüzünü inceleyen erkeğin davranışına anlam veremese de içinden ılık bir sıvının aktığını hissetti.
" Dün gece eve geldiğimde üzerimde ki alkol kokusu sana o geceyi hatırlattı Gizem" diyebildi. Gözlerinde ki tutku ölürken gözlerinde acı tekrar yerine geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomanceSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...