Verilen testlerin yapılma aşamasını sonlandıktan sonra klinikten çıkmışlardı. Arabaya doğru yürürken " Yemek yiyelim mi ?" diye sordu arabaya doğru ilerleye kadına.
Gizem arabanın kapısını aralarken " Süper olur açıktım bende çok" cümlesini söyleyen kadının gözlerinde ki ışıltı hayata tutunması için zorluyordu sanki. Bir gülümseme de hayat bulmak istercesine canlı olabilmeyi istedi.
Arabanın kontağını çalıştırdığında düşünceleri perdelenmemişti. Huzur bugün sarmıştı tüm bedenini. Bebeğin sağlık durumunun iyi olması keyfini yerine getirmişken Gizem'in gülümsemesi de bonus olmuştu. Denize atılan çapa misalı Gizem'in gözlerinde kalmayı istedi biran. Yanlış bir düşüncemiydi bilmiyordu ama hergün biraz daha içinde bir yerlerde ki eksikleri tamamlıyor içten içe içinde ki hücreleri istila ediyordu yanında oturan kadın. Benimsemeye başlamasının yanında, yanında olmaktan da keyif almaya başlamıştı. Mecburi yakınlık kurma cabası her gecen gün kayboluyordu içinde. Her gecen bir gün de yanında ki kadın içinde bir hücreyi ele geçiriyordu. Belki sadece yanlız kalmamak, evlendiği kadına duyduğu görev bilinciydi şuan bilmiyordu içinde ki hissin tam adını lakin Gizem'i mutlu görmek mutlu ediyordu.
" Buğra" cümlesi ile bakışlarını yanında ki kadına çevirdi. Ne söylediğini duymamıştı zihninde var olan düşünceler silsilesinde.
"Efendim" diyebildi dalgınlığını ört bars etmek istemeden gayet rahat bir ses tonuyla.
İşaret parmağı ile az önceki geçtikleri restoranı gösteren kadın " Çok güzel pizzaları var gidelim mi?" demişti dudaklarını büzerek. Yüzünde ki ifadenin masumluğunu gördüğünde başını olumlu anlamda sallayarak geri manevra yaptı. Geçtikleri restoranın önünde durduklarında " Demek miniğimiz pizza istedi" dedi gülümseyerek.
Gizem'in de gülümsediğini izlerken dudaklarından " Giderken antika çerçeve satan bir amcanın dükkanı var beşiktaş da unutursam hatırlatır mısın bebeğimizin ilk resmini çalışma masamın üzerinde görmek istiyorum" dedi. Hafızasına kazınıp kalbinin yerini hissettiren o şekli belli belirsiz resmi her gördüğünde yine aynı heyecanı yaşamak istiyordu.
Gizem arabanın kapısını aralarken " Hiç üşenmeden hamilelik haftalarını mı araştırıyorsun?" dedi hastane de doktorla konuşmalarını düşünerek.
Arabadan çıkarak anahtarı valeye verdi. Yanına yaklaşmakta olan Gizem'in elini kavradığında " İşim bu Gizem. Araştırmadan duramam ben mesleki hastalık de istersen" derken istemsizce dudakları kıvrıldı. Kurnazca bir seğirme eşliğinde " Memnun değilmisiniz hanımefendi bak doktor sanşlı olduğunu söyledi"
Gizem'in yüzünün kızardığını an ve an şahit oldu. " Ben ne kadar şanslı olduğumun farkındayım beyefendi"
Masaya geçtiklerinde garsonun yanına yaklaşması ile Gizem elini kocaman açarak " 2 karışık pizza ortaya büyük boy elma şeklinde patates cipsi 2 tane de büyük kola, kolalar diyet olsun" dedi iştahlı bir şekilde. Ardından bakışlarını kaldırdığında karşısında kendisini izleyen erkeği gördüğünde yüzünün şekli düştü.
Yanlarında ki garson siparişleri getirmeye giderken " Ne oldu Gizem?" cümlesi döküldü dudaklarından. Hararetli iştahlı bir şekilde sipariş veren kadın sipariş vermesinin ardından kendisiyle göz göze geldiği an tüm neşesi yerle bir olmuştu.
Gizem'in eli dudaklarına giderken gözlerinde ki inciler de yanaklarından süzülmeye başlamıştı " Burası bizim mekanımızdı üniversitedeyken ve biz hep Feyza'yla" demesiyle gözlerinde ki yaşlar şiddetini arttırdı - " Ben bir an o var sandım karşımda yani ben şipariş verirken" devamını getirememişti.
Buğra ayağa kalkarak Gizem'in yanına geldi " Ağlama lütfen. Bebeğimizi düşün üzme onu da, beni de Gizem. Alışkanlıklarımız ve geçmişimiz bize illaki hatırlatacak bir şeyler ama sen üzülürsen bebeğimiz de üzülür onu üzmek ister misin?"
Gizem elinin tersiyle gözyaşlarını silerken " Asla üzmem bebeğimizi" diyebildi.
Yarım bir gülümseme ile içinde ki acıyı bastırmaya çalıştı. Sevdiği kadının geçmişinde ki mekan da en yakın arkadaşıylaydı. Beraber yaptıkları bir aktiviteyi şuan kendisiyle yapacaktı demek Gizem.
Tekrardan masaya oturduklarında söylenmiş pizzalar geldi. Gizem'in elma dilim patatese uzanarak dudaklarının üzerine koyduğunu gördü. " Şimdi burada olsaydı aynen böyle yapardı. Ardından ee başla bakalım cici dersler haricinde bana ne yaptığını" derdi.
Geçmişe giden kadını geçmişinde koparmak istemeyerek dinliyordu. Kadınının muzur kişiliği gözlerinin önüne geldiğinde yüzünde acı barındırsa da dudaklarının kıvrılmasına neden oldu.
" En son buraya geldiğimiz de bana birilerinden hoşlanmalıyız artık yaşımız geçiyor ne zaman çocuk sahibi olacağız bunu düşündün mü diye sormuştu. Hatta o akşam partiye gidecektik alıcılarını açıyorsun ve birinde hoşlanmaya odaklanıyorsun bitkisel hayattan çıkıyorsun demişti. Ben kızmıştım ona ileri gittiğini söylemiştim. O da farkındayım cici farkındayım ama olması gereken o ağlayıp sızlayıp yanına gelip nasıl sosyalleşeceğimi mi senden öğreneceğim zaten bitkisel hayattasın nasıl olur da bitkisel hayatta ki insanlara yardım ediyorsun anlamıyorum demişti." sesi sonlara doğru fısıltıyla çıkmıştı. Ardından derin nefes alarak " O günden bir gün sonra seninle tanıştı biliyor musun Feyza. Sonra hayatında ilk kez benden akıl aldı. İlk kez sınırlar ve kısıtlama getiren sana boyun eğdi. Belki de kaybetmeseydik o gün, evlenecek ve istediği bebeğe kavuşacaktı."
Yutkundu. Hayat çok ağır bedeller ödetiyordu kendisine. Bugün karşısında ki kadını benimseme ve huzur doğrultusunda bir kapı açarken şuan bu cümleleri duymak vicdan azabı yaşamasına neden oluyordu.
Masanın üzerine düşen gölge ile başını kaldırdığında karşısında Mert'i gördüğüne şaşırmıştı.
Hiç bir şey söylemeye fırsat vermeden Gizem'in yanında ki sandalyeyi çekerek oturdu. " Utanmıyor musunuz buraya gelmeye yüzsüzlüğün bu kadarı da fazla değil mi Gizem." cümlesi ile Gizem'in bakışları Mert'e çevirlmişti. Bir şeyler söylenmeye hazırlanırken Mert elini kaldırarak - " Kes bir şey söyleme sakın. O kız sana güvenmişti herşeyi olmuştun lan sen o kızın. Sen ne yaptın şu şerefsizle beraber olup arkasından iş çevirdin. Hadi bu şerefsiz, pislik. Sana ne oluyor lan sana' nasıl aldatırsın Feyza'yı. Nasıl bu serefsizin koynuna girip bir de piç peydahlarsın hiç mi utanmadınız lan hiç mi?"
Buğra ayağa kalkarak Mert'in yanına geldi. " Dikkat et konuşmalarına. Karım ve doğacak çocuğuma bir daha herhangi bir cümle israfında bulunursan seni doğduğuna pişman ederim." Mert'in yakasından tutarak ayağa kaldırdı. " Bir daha seni karımın etrafında görür ileri geri bir şey konuştuğunu duyarsam geçmişiniz var demem uyarmam Mert." Mert'i iterek bakışlarını Gizem'e çevirdi " Hadi canım kalkalım buradan" diyerek elini uzatmıştı ki. Sağdan gelen yumrukla neye uğradığını şaşırdı.
Dengesini toparlayarak bakışlarını yumruğu atan Mert'e çevirdiğinde adamın öfkeden dönmüş gözlerini gördü. Ağzında ki demir kokusu midesini bulandırmıştı. Mert'in ayaklarını dipine tükürerek " Senin kuyruk acın var belli" diyerek sol yumruğunu Mert'in göğüs kafesine geçirdi daha toparlanma fırsatı bulamadan ardı ardına çene girintisine vurarak az ilerde ki masanın üzerine düşürdü. Hırsını alamamıştı üzerine atlayarak yumruklarına devam ederken Mert'in üzerinden kendisini çekmeye çalışan güvenlikçilere baktı. Öfkesi somut bir hal almıştı şuan gözü hiç bir şeyi görmüyordu. " Dua et seni şuan elimden alan şu adamlara" derken yerde yarı baygın kandan yüzü görünmeyen Mert'i süzerken. " Sana son uyarım bir daha benim ve karımın etrafında görmeyeceğim seni"
Güvenlik görevlilerinin kendisini bırakmasıyla bakışları Gizem'i buldu. Korkudan sinmiş gözyaşları içinde ki kadını sindiği köşeden kaldırarak " Hepsi geçti" diyerek bel boşluğundan geçirdi kolunu ardından bacaklarının arasından çekerek kucağına aldığı kadını, kulağına fısıldayarak " Söylenmiş cümlelere takılma lütfen. Masumsun sen meleğim" diyerek Başını göğüslerine çekerek saçlarının arasını küçük bir öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomanceSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...