35 - Uzun bir aradan sonra Kıvanç

2K 156 52
                                    

Yatağında dönüp durmak hem bedenini hem de ruhunu yormuştu. Yataktan kalkarak odadan çıktı. Merdivenlerden inerken olabildiğince sessizdi. Evin de kendisinden başka insanlar vardı ve şuan en son istediği şey onları rahatsız etmekti.

Salonda pencerenin önünde bir karaltı gördüğünden dudaklarından istemdışı " Alp" Çıktı. Buğra'nın kaybından kendisini sorumlu tutuyor oluşu uykusundan etmişti. Salonda gözleri yorgun dağınık saçlarıyla Alp'i görmeyi umarken pencereden süzülen ışık Kıvanç'ı gösterince ister istemez kasılmıştı.

Yanına yaklaştığı erkeğin Alp olduğunu sanırken gözleri loş ışıkta Kıvanç'ı görmesiyle bedeni kasılırken İstanbul'a geldiği andan bu yana yanlız kalmak istemediği erkekle yanlız kalmasından dolayı da ürkmüştü.

Kıvanç'ın bakışlarının üzerinde gezinmesinden rahatsız olup arkasını dönme gücü bulmuşken " Benimle aynı odada olmaktan da mı rahatsızsın artık" cümlesiyle olduğu yerde kaldı. Zemine çivilenmiş gibi hissediyordu. Gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Düşünce yetisinin dingin olmasına ihtiyacı vardı şuan için. Dudaklarından " Senin için güçlük çıkarmak istemiyorum Kıvanç. Beni unutmak için verdiğin çabaya gölge düşürmek istemiyorum" diyebildi.

" Yabancı bir salondayız ve sen evli bir kadınsın artık. Tüm bunlar seni unutmaya çalışmak için güçlü kozlar. Ama gözlerinde ilk geldiğim anda gördüğüm hüzün varya işte o hüzünü silme isteğim tüm bu çabaların üstünde." Diyerek komidinin üzerinde ki aydınlatmaya dokundu. Bulundukları alanı saran sarı ışık eski olan aralarında ki bağa nostaji katarken Gizem'in yüzü loş sarı ışıkta aydınlandı.

Gizem gözlerini aralayıp karşısında kendisini izleyen Kıvanç'la karşılasınca yutkundu. " Müge ile bir başlangıç yapabilirsin Kıvanç bu kadar karamsar olma lütfen. Senin karamsarlığın benim kendimden nefret etmemi sağlıyor. İstersen buna vicdan azabı de yada farkında olmadan sana verdiğim ümitlerin kefareti de ne dersen de Kıvanç ama seni böyle görmek beni çok üzüyor."

Kıvanç Gizem'in başını avuçlarının arasına aldı. " Ben ilk kez aşık oldum Gizem Sönmez." – gözlerini kapattı – " Buğra'ya ait olduğunu sadece bir kelime nasıl da hatırlatıyor." – gözlerini araladı. Gözlerinde ki belirgin acıyı yok etmek istercesine kırık bir gülümse sarf ederken dudaklarından " Bu zamana kadar acı çektirdiğim kızların kefaretini ödüyorum ben. Bana ait olmasını istediğim kadının kalbinin bir başka erkek için attığını bile bile sevdim seni. Üzülme sen sevdiğim, ben kendimle baş edebilirim. Vicdanın temiz olsun çünkü sen bana ümit vermedin. Küçücük biran bile Buğra'yı unutmadın. Dudaklarında olurken bile beni değil onu düşündün. O yüzden sakın üzülme "

Yanaklarında ki yaşlara dokunan adamı izlerken " Benim için önemlisin Kıvanç. Bunu daha önce hiç söylemedim belki sana ama inan bana. Benim ruhumu çıplak gören tek insansın. İçimde yaşadığım devinimleri anlayan beni benden iyi tanıyan tek insan hayatım boyunca sahip olamayacağım berraklıkla beni tanıyansın. Keşke kalbim seni seçseydi yada senin kalbin beni seçmeseydi o zaman dost olabilirdik."

Kıvanç Gizem'in saçları arasına daldırdı başını. " Keşke kalbin beni seçseydi. Şuan aşık bir çift, evli mutlu bir eş yada birbirlerini tutkuyla seven iki sevgili olabilirdik."

Gizem elini Kıvanç'ın göğüs kafesine kalbinin tam üzerine bıraktı. " Bir kez daha aşk kapını çaldığında aşık olacağın kızın kalbinde sen olduğundan emin ol tamam mı şapşal"

" Bir kez daha aşık olabilecek miyim dersin?"

" Neden olmasın aşk bu ne zaman nereden kimin ile beraberken çıkacağı belli olmaz ki?"

Kıvanç gözlerini devirdi " Bu benim cümlemdi. Sen ne zamandır cümle hırsızlığına başladın?"

Gizem'in yüzünde istemsizce bir gülümseme oldu. " Böyle yüzüme vurmamalısın ama"

Kıvanç da gülümsedi istemsizce " Özlemişsim karşımda kızarmanı. Domates güzelim benim"

Gizem bakışlarını kaçırarak " Uyumalısın yorgun görünüyorsun" dedi. Kıvanç'ın az önceki cümlesini es geçmeye çalışarak.

Kıvanç bakışlarını az ilerde bulunan pencereden dışarı çevirirken " Sence Buğra iyi mi?" derken ses tonu titredi.

Gizem gözlerini kapattı. " Şuan iyi olduğundan eminim. Buğra geri döndüğünde asıl siz yine eskisi gibi olabilecek gücü bulabilecek misiniz?" cümleyi söylerken üzerine yağan hüzün yüz şeklini acı ile buruşturmasına neden olmuştu.

Kıvanç derin bir nefesi içine çekip dışarı yavaş bir şekilde üflerken " Yaşanılan olaylarda Buğra'yı kafamda her daim haklıyorum. Lakin kalbim de tek suçlu Buğra. – pencere buğusunun üzerinde parmağını gezdirirken – " Senin yanında mutlu olmasını istemekten başka çarem yok malesef. Bunu onun için olmasa bile senin yüzünün gülmesi için kabul etmeliyim."

" Böyle söyleme lütfen" diyebildi. Göz yaşları yanağından süzülürken Kıvanç'ın aşkının büyüklüğü karşısında ezilerek yok olduğunu hissediyordu.

Kıvanç bakışlarını Gizem'e çevirdi. " Şuan düşünmemiz gereken Buğra" dedi kısık bir sesle. Sanki kendisine bir hatırlatma yapıyor gibi çıkmıştı ses tonu. Ardından yutkundu " İçimde ki aşkı söküp atsın yaradan, senin sevdiğin adamın kalbine bıraksın aşkımı sen sevdiğin adama bende dostuma tekrardan kavuşayım olur mu?"

Gizem buğulu gözlerle başını sallarken " Güzel olurdu" diyebildi.

" Seni seveceğini düşünüyor musun?" diye bir soru yöneltti karşısında ki adam.

Gizem sessizce kanepeye sinerken " Deniyor." Diyebildi. İçinde ki Feyza'yı bende yaşatmaya çalışıyor diyemedi. Sevdiği kadının ismi geçince yabancılaşıyorum diyemedi. Sadece çabalıyor olduğunu dile getirmekten başka çaresi olmadığını bildiği için bu kadarını dile getirmek geliyordu elinden.

Satır Arası Derin (Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin