41 - Son Hıçkırık

2.1K 156 44
                                    

Arabasının direksiyonuna geçtiğinde istikametsizce uzun bir süre arabasını kullandı. Nereye gideceğini ne karar vereceğini bilmiyordu. Evden çıkarken tek düşünebildiği o evden çıkması olduğuydu. Lakin şuan ise ne yapmak istediği tam bir muamma.

Buğra'nın mutlu değilsin o ev de diyerek eşyalarını topladığı eve gitmek istemedi. Yine Buğra'nın kendisi için yer tayin ederek dosyalarını Dehliz'e taşıttığı hiç gitmediği ofisini şuana kadar hiç merak edip gitmediği gibi .

Ne yapmak istiyordu şuan?

Çok uzun zamandır yapmadığı hatta sesini unuttuğu adamı aramak istedi biran. Düğününe bile davet etmediği ve çoktan hayatından çıkardığı adamı neden aramak istediğini bilmiyordu. Telefonunu çıkararak numaralar kısmına girdi. Ekranda beliren numaraya baktı uzun uzun.

" Şuan neden sana ihtiyaç duyuyorum ki?" diye fısıldadı. İç sesine kulak kapatarak numarayı tuşladı. Telefon bir kaç kez çaldıktan sonra " Gizem" sesi doldu kulaklarına.

Titreyen sesine mani olamayarak " Baba" diyebildi.

" Sen ağlıyor musun kızım" cümlesi ile gözyaşları yanaklarından aşağıya süzüldü. Kendine gelmeye çalışarak " Hormonlardan sanırım" diyebildi.

" Kızım, anlamıyorum ne hormonu sen iyi misin?" derken her babanın ağlayan kız çoçuğunu görünce telaşlanmasını yaşadığını düşündü. Her baba gibi yanında olamadığını bilse de. Gerçi çoğu zaman babalığından şüphe duysa da bunu umursayacak gücü yoktu.

" İyiyim baba çok iyiyim üstelik. Sana söylemeye fırsatım olmasa da evlendim ben üstelik bir torunun olacak gerçi şuan neden seni aradığımı bilmesem de belki bilmek istersin diye düşündüm"

" Gizem" diyebildi karşıda ki ses sadece. Şuan ne hissettiğini kestiremediği sesin etkisi ile duraksadı. " Efendim baba" diyebildi.

" Özür dilerim kızım senin yanında olamadığım için" derken ses tonunda ki vicdan azabı somut bir hale bürünerek yanına kadar ulaşmıştı.

Acı dolu gülümsedi sadece şuan babasının bu cümlesine. Yeni fark ediyordu sanırım kızını yanlızlık çamuruna buladığını. " Önemli değil baba seni anlayabiliyorum. Ölenlerle ölünmüyor ki bir aileye ihtiyaç duydun ve ona sahip oldun geride kalanların bir önemi yoktu ki sonuçta."

" Böyle söyleme kızım lütfen" diyerek acı içinde kıvranan adamın acısını azaltmak isteyip istemediğini düşündü. Belki de içinde ki ezik kırık kız çocuğunun tek sebebi babasıydı. Bunu kendine itiraf edemese de bunca zaman sevgi dilencisi yapmasının tek nedeni sevgiye ihtiyaç duyduğu anda terk edilmesiydi. Yutkunarak " Evi şatışa sunacağımı bilmeni isterim bir iban numarası gönderirsen evin parasını gönderirim sana. Eski yaşantıma bir son vermek istiyorum bunun için de ilk önce senin bana vicdan azabından kurtulmak için satın aldığın evden başlamak istiyorum baba. Ne o eve ne de o evin parasına ihtiyacım yok" diyerek kestirip attı.

" Kızım lütfen böyle yapma evi satmak istiyorsan sat bak torunum olacakmış ona bir hediye alırsın o evden. Dedesinin torununa küçük bir hediyesi olur" cümleleri zor toplayan sesin feryadı içinde bir yerlere dokunmuştu. Geri dönüşü olmayan bir yola girdğinin farkındaydı. Geçmişte ki hesapları kapatarak başlayacaktı geleceğine. Az önce ağladığının sebebini örtmek için kaybettiği bebeğinden medet ummuştu. Bebeğini kaybettiğini biran unutsa da dedesinin hediye olarak evin satışından gelecek paradan kullan demesi kaybettiğinin sadece bebeği olmadığını gösteriyordu. Babasının torunu olacağını bilirse yanına geleceğini düşünerek aptallık ettiğini daha yeni fark ediyordu. Gelmeyecekti ne olursa olsun bir daha yanına gelmeyeceğini anladı. Ne babası ne de bebeği bir daha asla gelmeyecekti...

Az önce söylediği küçük yalan yarasına o kadar derin dokunmuştu ki geçmişte yaşadığı ezik kadın ezilerek yok olmuştu. " İban numarasını gönder lütfen seni hayatımdan sonsuza kadar çıkarmak için o evi hayatımdan çıkarmam şart Kudret bey. " diyerek telefonu kapattı.

Dönüşü olmayan yolda ilk adımını atmıştı.

Bu gece için kalacak bir yere ihtiyacı olduğunu telefonu kapattıktan sonra düşünceler karmaşasından çıkmaya çalışarak idrak etmişti. Bir otele gitmeyi düşünse de yanlız kalamayacak kadar çaresiz hissediyordu kendisini. Dertleşmeye ve hepsinden önemlisi kendisini anlayan birisine ihtiyacı vardı. Zihnini zorlasa da aklına hiç kimse gelmedi. Tek dostu Feyza'ydı ve onu da kaybetmişti. Ölmeseydi bile şuan konuşacağı son insan yine Feyza olurdu diye düşündü. Yaraları vardı muhakkak kaybettiği dostunun lakin Feyza'nın acıları hiç bir zaman benzemiyordu acılarına. Çaresizliği hiç hissetmemişti mesela dostu yada yanlızlığı. Her zaman yanında birileri vardı ve her zaman bir çözümü...

Peki ya kendi gibi çaresizliği hisseden biri var mıydı ki?

Bu soru aklına kıvırcık saçlarını bir " İyiyim" iletisi ile düzleştiren kızı hatırlattı. Buğra'nın biricik cadısı. Belki de bu gece arayabileceği tek isim Müge olduğunu iç sesi bu şekilde haykırmıştı.

Telefonunu çıkararak Müge'nin numarasını tuşladı. Telefon ilk çalışta açıldı. " Bir sorun mu var Gizem. Patrona mı bir şey oldu?"

Bu soru karşısında bocalamıştı. Tek ortak noktaları Buğra olduğunu telefonda ki ses net bir şekilde ortaya koymuştu. Daha fazla çaresizliğinin verdiği ezikliği yaşamak istemeyerek telefonu kapatmak istercesine " Yanlış aradım sanırım kusura bakma" diyerek kapatmak üzereyken telefonda ki ses " Gizem dur senin sesin iyi gelmiyor neredesin sen?"

Yutmaya çalıştığı hıçkırıklar boğazına düğümlenmişti. " Hiç " diyebildi sadece.

Müge sesinde ki telaşı aksettirmemeye çalışarak " Gizem ben gazetedeyim ama şimdi çıkacağım sana evin konumunu atayım sen bana gel kız kıza muhabbet ederiz olur mu?"

Gizem iç çekerek " Müge bu bizim küçük sırrımız olabilir mi lütfen ?"

Müge fısıldayarak " Sana yemin ederim hiç kimsenin bu telefon görüşmesinden haberin olmayacak hadi sana göndereceğim konuma gel ben de çıkıyorum şimdi" diyerek telefonu kapattı.

Bir günü vardı geleceğini inşa etmesi için...

O yüzden içinde ki ağlak kadından kurtularak gerçekleri ile yüzleşmesi gerekiyordu. Elinde var olanları ortaya koyarak bundan sonrası için neler yapacağına karar vermesi için bu geceye ihtiyacı vardı. Bu gece döktüğü göz yaşları ile yıkanacak yıkanan göz yaşları ise kendisine yeni bir benlik katacaktı. Acılar insanı yoğurarak bir bütün haline getirirdi. Şimdi bütünleşmek için acılarına ihtiyacı vardı.

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*


Satır Arası Derin (Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin