Durduramıyordu zihninde ki sesleri. Tüm sesler bütünleşerek tek bir resim oluşturuyordu adı Gizem olan. Kayıplarının arasında kendisine el sallıyordu sanki.
Gözlerini kapatarak derin bir iç çekti. Uzaklaşmak istediği kadının yanına gitme isteğini boğmak istiyordu çektiği nefeste.
Gözlerini aralayarak elinde tuttuğu dosyaya baktı tekrardan. Gizem'in kendisinden uzaklaştıktan sonra yaptığı tüm faliyetleri anlatan dosyayı hazırlayan kişiyi aramak için telefona uzandı. Telefon ekranında ki 04.20 yazısını gördüğünde dudakları seğirdi. Uyku terk etmişti bedenini. Bu saatte uykuyu yakalayan kişilere haksızlık yapmamak adına telefonu az önce aldığı konsolun üzerine bıraktı.
İç sesinin " Uzaklaşmak istediğin kadını neden takip ettiriyorsun?" sorusuyla affalladı. İç sesine vereceği hiç bir cevabı kabul etmeyeceğinin bildiğinin farkında olarak. Bir başkası öğrense Gizem'i korumak adına olduğunu söyleyerek işin içinden çıkardı lakin verdiği cevaba iç sesi kahkaha atarak gülerdi.
Balo salonunda bir başka erkeğin kolları arasında ki kadını düşündükçe sinirleri geriliyordu. Sevdiğini söylediği zamanlara gitti mavi gözlerin, bu kadar kolay mıydı?
Hesap sorduğu gözlerin hüznü belirdiğinde zihninde bir kez daha nefret etti benliğinden. Verdiği kararları sorguluyordu mantığı her seferinde doğru yaptığını söylüyordu. Kalbi ise yerinde duramayan maradonlar gibi hareket ederek çıkmazlara tosluyordu.
Evde daha fazla duramayacağını fark ettiğinde soluğu arabasında aldı. Bilmediği sokaklara girip güneşi yakalamak istercesine sürüyordu arabasını. Bu kent bu şehir aldığı hava üzerine yüktü. Her seferinde koştuğu mutluluğa karşılık bulduğu acıdan kaçmak istercesine asıldı gaza.
Hafızasında beliren adrese doğru sürerken yakaladı kendisini. Neden yaptığını bilmediği hareketini sorgulamayı bırakması gerektiğine karar vererek ilerledi. Görmek istediği kadını uzaktan da olsa görmek tek arzusuydu şuan da.
Süzer plaza'nın otoparkında buldu kendini. Gizem'in plazaya taşınması şasırtmıştı ilk duyduğunda. Tanıdığını sandığı kadın biran da köklü değişimler yaparak hayatını sürdürmeye başlamıştı. Daha önce bir binayı herşeyi yapan kadın binayı satmaya karar vermişti. Tüm bu değişimin altında yatan acıyı düşündüğünde içi sızladı. Baba olacağını ilk öğrendiği zamana gitti bu kez zihni. Korkmuştu. –gözlerini kapattı- Korkmakta ne kadar haklı olduğunu yaşadığı gerçekler yüzüne vuruyordu. Kaçmaya çalıştığı gerçekliğin içine itildiğinde huzursuzca kıpırdandı. Sedef'in tutsak ettiği bedeni Gizem'in yanında olsaydı şuan bebeği ve bebeğinin annesi evinde olacaktı. Bu düşünce zihninde dönüp dururken iç sesinin 'Ertelenmiş ayrılık' cümlesi ile gözlerini araladı. Kabul etmek istemese de gün yüzüne çıkan gerçekler de suçluyu işaret eden tüm oklar üzerine doğrultulmuştu.
Bebeği dünyaya gelmiş olsa bile Gizem'in yanında ki varlığı bir gün sona erecekti. Mutluluğu ve aşkı satır arasında yaşayan bir kadının sabrı illaki taşacaktı. Sadaka mutluluklar yetmeyecekti çünkü. Yaşadığı acıyı anlaması yaşadıklarını kabul edeceği anlamına gelmiyordu ki. Her zaman yanında olan desteğini hiç çekmeyen kadının yaşadığı acıyı anlayamamış olması aptal olduğu gerçeği ile yüzleşmesine neden oldu.
Arabasını çalıştırarak otoparkta tur atmaya başladı. Gözleri Gizem'in arabasını arıyordu. İçinde ki şavaşta yaralanmıştı. Yarasını saracak tek kadını da savaşta yanlız bırakmıştı. Sorun tam olarak da buydu aslında.Her seferinde aldığı tüm yaralarla koştuğu kadının yaralarında yanında olmamıştı. Bencilliği yüzünden kaybettiği kadını kazanmak imkansız gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
RomanceSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...