Gizem'i Boğaziçi üniversitesinin kapısından içeri bıraktıktan sonra düşünceler sarmıştı dört bir yanını. Güzel bir gün geçirmek isterken sevdiği kadının en uçlarda sakladığı yarasını kanatmıştı farkında olmadan. Yüzünü güldürmek için çırpındığı kadının yanında gözlerinden yaş akması kendi içinde ki yarayı kanatıyordu. Düşünceler zihninde parça parça dağılırken Gizem'e akşam için yemek de olacağı kişilerin listesini verdiği an geldi. Eli istemsizce cebine gitti. Telefonunu çıkarıp son aramalardan 'Cadı' yazısının üzerine tıkladı. Kulağına götürme sürecine geçmeden " Ooo siz bizi arar mıydınız?" sesini duyması yüzünde kırık bir tebessüm oluşturmuştu. " Aramaz olur muyum çömezimi ayıp ediyorsun." - derin bir nefes aldı - " Akşama işin var mı?"
" Ne oldu patron akşama iş mi çıkardın başıma. Bak çok yoğun bir hafta geçti üzerimden insaf et patron şu toplantı zımbırtısını sabah yapalım ne olursun?" ses tonu yorgun çıkmıştı.
Buğra " Özür dilerim çömez seni bu kadar yorduğumun farkında değildim üzerinde ki iş yükünü gazeteye geldiğinde konuşalım birilerine devret sen biraz dinlen hatta birikmiş yıllık izinlerinden al bir kaç gün kafanı dağıt olmaz mı?"
" Belki daha sonra sen söyle bakalım patron akşama ne iş çıkardın bakalım başıma""
" Yemeğe çıkar mısın benimle bu akşam ilk önce onun cevabını alayım senden çömez"
Kıkırdama sesinin telefona gelmemesi için dudaklarını ahizeden uzaklaştırdı. " Ben cepte başka kimler var patron. Kaç kişilik yer ayırtmamı istersin senin her zamanki gittiğin restorandan"
Cümle üzerine dudakları tek çizgi halini aldı. " Çömez başıma gelen en mükemmel detaysın yemin ederim. 4 kişilik olsun sen ben Gizem bir de nerede ve ne halde olduğunu bulabilirsem Alp"
" Alp dün gazeteye geldi arşiv odasına girdi bir ton dosya aldı incelemek için büyük ihtimalle oteldedir."
" Arşiv odasından dosya mı aldı bundan benim neden haberim yok çömez." - dudaklarını geverken düşünmemeye zorluyordu kendisini " Ne dedi sana?"
" Nasıl haberin yok patron Alp'in hangi dosyaları alacağından. Ben sen biliyorsun diye fotokobi bile aldırmadan orjinalleri ile birlik de gitmesine izin verdim"
"Tamam çömez sen sıkıntı yapma şimdi kendine haberimin olmaması olmayacağı anlamına gelmez Alp emin olmadan bilgi paylaşmasını sevmez zaten bırak emin olsun bende gideyim akşam için bizim koca bebeği yemeğe ikna edeyim."
" Tamam patron gelişmelerden beni haberdar et ve akşam üzeri ofise mutlaka uğra masanın üzerinde ki evrakların temizlenmesi gerekiyor."
Buğra " bakarız çömez ona sen Gizem'e geç onunla beraber mekana geç. Normalde ben almayı planlıyordum ama tahminimden uzun sürecek Alp ile konuşmamız diye düşünüyorum."
" Mesaj alınmıştır patron"
Telefonu kapattıp yanında ki koltuğa fırlatırken zihni çoktan Alp'in bundan çok değil bir hafta önce Sedef ile beraber yemek yerken gördüğü bir fotoraf ile girdiği buhran geldi. Üzerine düşmemişti zamana bırakmıştı. Gerçi bunda Alp'in yaşadığı psikolojik devinimi içinde toparlamasını Alp'in hazır olduğunda kendisine anlatma düşüncesi vardı. Yanlış yaptığını şuan fark ediyordu. İçinde yaşamış olduğu olayların arasında o kadar çok kaybolmuştu ki yanında olması gereken dostunu ihmal etmişti.
Alp ile o kadının bağlantısı neydi?
Sedef'in tüm hayatını çalan o kadın ne istemişti?
İnsanların hayatlarından çaldıklarıyla bu kadın ne yapmaya çalışıyordu?
Tüm bu olayların içinde kendine nasıl bir son yazılacaktı. Öyle bir kadının kanını taşımak kirlenmiş gibi hissettirdi. Alp'in ne anlatacağını bilmese de öğrendikleriyle allak bullak olacağını hissediyordu. Hazırlaması gerekiyordu kendini öğreneceklerine. Alp'in yanında onun anlattıklarıyla dağılmaması güçlü kalması bilinciyle bastı gaza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satır Arası Derin (Kitap Oldu)
Storie d'amoreSatır arası Tutku ve Satır arası Aşk adlı hikayenin devamı niteliğindedir. (3) Karşılıksız bir aşkın tutsağında ki bir kadının sevdiği adam tarafından zorunlu da olsa kabullenişini anlatmaktadır. Aşk sadece karşılıklı mı yaşanır yoksa karşılıksız...