Satır Arası Derin (Kitap Oldu)

3 - Buğra'nın an itibarı ile hisleri

Otel odasının kapısını aralarken yanında ki odanın kapısından içeri giren kadına baktı göz ucuyla. Kadının bakışlarında ki utangaçlığı yeni keşfediyor gibiydi.

Antreden ilerleyerek yatağa attı boş bedenini düşünmekten yorulmuştu. Gizem'in aile konusu açıldığında ki gerginliğine anlam verememiş düğün gelinlik hakkında ki düşüncelerini garipsemişti. İlk kez evlenecek kadınların hayali değil miydi gelinlik giymek...

Gözlerini kapatarak karanlığın gölgesine bıraktı. Sevdiği kadına vedasının üzerinden 1 ay geçmiş olmasına rağmen gecenin karanlığı üzerine çöktüğü an kadınının silüeti içindeki dehlizlerden gün yüzüne çıkarak kendisine kavuşuyordu. Feyza'yı düşündüğünde özgürlüğe kavuştuğunu hissediyordu. Son gördüğü anlar aklına geldiğinde canı hiç olmadığı kadar yansa da anlıyordu kadınını. Bir kez daha bir bebek bir kadın kaybetmeye gücü yoktu. Hayatın boyunca annesini ve karnındaki bebeği düşünenerek kayıplarını üzülen kadın bir kez daha aynı şeyi yaşamamak için canını ortaya koymuştu. Canını yanında alarak....

Kadınının hayatını feda ettiği kadınla hayatını birleştirme aşamasında olduğunu tekrarladı zihni. Gizem'e elinden geldiğince iyi davranmaya çalışıyordu. Karnında ki bebeğin sahibi olduğunu düşünmek hayatta kalması için en geçerli sebepti. Kayıplarını bir kenara atmaya çalışarak elinde ki yaşama bağlanmak için zorluyordu kendisini. Belki de yaşamı böyle kabulleniyordu.

Soğuk yatak içine çekerken bedeni gözleri itaat ediyordu sessizce. Mutlu olamıyorsa en azından mutlu etmeliydi. Bunu düşünerek kapandı gözleri.

Aç bedeni doymak istercesine dudaklara yapışmıştı. Yabancı olmadığı ezberlediği dudakları tavaf ederken gri gözlerde ki yeşil ışıltılar açlığını daha da pekiştirmişti. Birden dudaklarına yabancı dudakların değmesi ile bedeni kasılırken görüş açısında ki gri gözler kayboldu yerini mavi gözler alırken nefesi taşmıştı.

Gözlerini araladığında gün ışığı odasına sızarken gördüğü sahne tavanda tekrardan canladı. Sesli küfürün ardından yataktan doğrularak duşa ilerledi. Gizem'in bilinç altına bu şekilde sızması canı sıkmıştı. Sevdiği kadına ihanet ettiğini düşündü. Birde en yakın dostuna. Gerçi Kıvanç ofisini kapatarak İspanya'ya gitmişti.

Kıvanç ile yaptığı telefon konuşmaları geldi zihnine. " Yaşattıklarımın bedelini ağır ödedim bir daha bir kadının ahını almaktansa canımı vermeyi yeğlerim dostum senin yaşadıklarımda hiç bir suçun yok ben yanlış bir kalbi sevdim"

Soğuk suyun altında zihnini dolduran düşünceleri temizlemek istercesine başını tavana dikti. Fıskıyeden çivi gibi sert bir şekilde yüzüne düşen su damlaları iyi gelmişti. Hiç bir şey düşünmek istemeyerek duştan çıktı. Odanın çaprazında ki duvar saatine kaydı gözü.

07.50'yi gösteriyordu.

Bedenini tekrardan bir un çuvalı gibi yatağa bırakırken bugün yapacaklarını düşündü. Gizem'e yabancı olan şehri gezdirecekti. Yanlız biri olduğu için adım atarken hiç bir şeyi düşünmesi gerekmiyordu. Gizem'in de yanlız olduğunu dün yedikleri yemek esnasında fark etmişti. Madem ki kimseye verilecek hesapları yoktu geç olmadan aradan nikahı çıkarmalıydı.

Bakışlarını tavana dikerken bundan yıllar önce yanlız geldiği ezberlediği şehirden bu gelişinde evli gideceğini düşündükçe içinde tuhaf hisler peydah oluyordu. Anlamlandırmadığı bir çok hislerle savaşırken yabancısı olduğu evlilik hayatının sürüklediği psikoloji olduğunu düşünüyordu. Bundan sonra hayatına bir adım atarken bir kadın ve bir çocuğu düşünerek atacaktı. Nokta kadar olan bir canın kendisini heyecanlandırması yaşadığı en güzel histi...