Hande'yi ev basınca ve düşünceleri sessizlikte onu huzursuz edince giyinip dışarıya atmıştı kendini. Arabayla gezinirken aklına bir fikir geldi.
"Birkan, uyandırdım galiba ama bu gece sende kalsam olur mu?" Diye sordu Hande telefon açılır açılmaz."Tabii ki. Gel." dedi Birkan uykulu bir ses tonuyla.
"Tamam beş dakikaya ordayım" dedi Hande telefonunu kapatıp. Zaten Birkan'ın evine oldukça yaklaşmıştı. Park yeri bulup arabayı sabitledi.
Hande arabadan indi. Zili çalmadan daha kapı açılmıştı."Çok güzel olmuşsun. Nerden geliyorsun böyle?" Dedi Birkan ıslık öttürüp. "Ne sen sor ne ben söyleyeyim" dedi Hande eğilip ayakkabılarını çıkartırken.
"İyi misin? Bir sorun falan yok değil mi?" Dedi Birkan zar zor açarken gözlerini.
"İyiyim. Kafamı dinlemem lazım. Kusura bakma seni de uyandırdım"dedi Hande.
"Hayır saçmalama. Gel" dedi geçmesini beklerken Birkan. Sonra kapıyı kapattı. "Sen benim yatağa geç istersen" dedi Birkan onu odaya yönlendirecek elini sallama hareketini yaparak.
"Yok ya şurda yatarım ben de sen bana kıyafet verebilecek misin?" Diye sordu.
"Tabii vereyim" dedi Birkan. Bir kaç kıyafetle ve elinde yastık ve pikeyle geri döndü. Hande ıslak mendille özenerek yaptığı makyajını çıkarmaya başladı. Gürkan'dan sonra kendini salmayacaktı. Bu yüzden yürüyüş yapmaya bile çıksa kendini makyaj yapmaya zorlamıştı. Çünkü makyajlı haliyle kendini daha çok beğeniyor ve daha güzel hissediyordu.
"Buraya bırakıyorum. Bu arada, neler olduğunu anlatmak istersen dinlerim" dedi Birkan.
"Gürkan'ı çok özledim " dedi Hande ağlamaya başlayıp. Kendini sıkıp tuttuğu tüm göz yaşlarını dışarıya akıttı. Birkan dudaklarını ısırıp yanına oturup sarıldı Hande'ye.
Hande başını onun kucağına koyup içini çeke çeke ağlamaya devam etti. Uyuya kaldığını zil sesiyle fark etti. Gözlerini açtığında Birkan kapıyı açıyordu.
"Ayça"
Birkan'ın şaşkın ses tonu Hande'yi yattığı yerden kaldırmıştı."Ayça mı geldi?" Dedi Hande ayağa fırlayıp. Kapının ardındaki görüş alanına girdiği anda Ayça'yı gördü Hande de.
"Gelsene"dedi Birkan kapıyı iyice açıp.
"Geçmeyeceğim.Senin ne işin var burda?" Diye sordu Ayça kaşlarını çatıp.
"Kahvaltı yaparken anlatırım. Gel hadi" dedi esneyerek Hande.
"Kahvaltı mı? Saat üç oldu." Dedi Ayça.
"Biz daha yeni uyandık. Neden geçmiyorsun ki"dedi Birkan.
"Yok ben sizi tutmayacağım. Al. Fotokopiye not bırakmıştı hoca.Yarın quiz var. Hande sen de Birkan'dan bakarsın artık." Dediğinde Ayça, Hande biraz bozuldu.
"Birkan böyle arkadaşın olduğu için şanslısın" Dedi Hande kaşlarını kaldırıp gülerek. Şakaya vurdurmuştu ama gerçekten bozulmuştu.
"Kusura bakma bu saatlere kadar uyuyan seni düşünmediğim için" dedi Ayça.
"Problem değil. Benim sorumluluğumdaydı. Bana da alma gibi bir zorunluluğun yoktu zaten" dedi Hande.
"Şükür fark edebildin durumu. Sen oraya buraya giderken biz senin de geri kalmaman için her şeyi yapıyoruz da bu durum biraz keyfi. Gerçi o durumlar da keyfiydi" dedi Ayça. Birkan'a da ters bir bakış atmıştı.
"Ayça iyi misin sen?" Dedi Hande saçlarını tepesine toplarken bileğindeki tokayla. "Hadi gel biraz konuşalım" dedi.
"Konuşalım, tamam. İkinizin arasındaki beni ilgilendirmez. Ama bunu benden saklamanız onca arkadaşlık ettiğimiz zamanlarımıza yazık değil mi? İkinizde de mi hatrım yoktu? Akşamdan kalma, gece kim bilir kaçlara kadar eğlenilmiş, birbirinizin evinde kalınmaya başlanılmış" Diyince Ayça, Birkan ve Hande birbirine baktı kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasyFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.