Yeni geldikleri otele yerleşmişler, öğle yemeklerini de yemişlerdi. Bir kaç kişi odasına çıkmış, akşam için hazırlık yaparken; bazıları da otelin farklı köşelerinde oturuyorlardı.
Gürkan, Hande ile bu sabah yaşadıkları olayı anlatmaya başladı hikayeyi oluşturacak kişilere.
"Acaba her aşk bir gün bitiyor mu?" Diye sordu Hande eline başını dayayıp.
"Alışkanlığa dönüştüğü belli" diye mırıldandı Ali.
"Hiç aşık oldunuz mu?" Diye sordu Gürkan kollarını göğsünde birleştirip. Gürkan sadece Hande'ye baktığı için bu sorunun cevabını sadece Hande verdi.
"Hayır" dedi Hande o sırada.
"Bu sorunun cevabını öğrenemezsin o zaman Hande. İnsan aşık olduğunu zanneder ta ki tekrar aşık olana kadar" dedi Gürkan.
"Hocam bizim görüştüğümüz iki kişi de bence aşık değil eşlerine. Ve biz sizin dediğiniz gerçek aşklarla kıyaslıyoruz bunları. Böyle yüce bir aşk bizim görüştüğümüz insanlarla betimlenemeyecek kadar eşsiz madem, ne anlamı kalıyor? " dedi Hande.
"Orasını ben de kabul ediyorum. Bu yüzden hepsinden birer parça alarak birleştiriyoruz ya. Sevgilerin has yerinden." dedi Gürkan.
"Ne olursa olsun aynı tadı vermeyecek" dedi Hande sabah söylediği sözün arkasında durup. "En azından benim gözümde" dedi hemen ardından. Herkes hala bakmayı sürdürünce "çünkü ardındaki hikayeyi tamamen biliyorum ve Dante'yle olan benzerliği sadece olaylar. Hisler değil" dedi.
"Dante'nin sevgisini bana anlatabilir misin?" Dedi Gürkan.
"Anlatamam. Nasıl bir şey olduğunu nasıl anlatayım ki sevginin? Soyut bir kavram" Dedi Hande.
"Elinden geldiğinde somutlaştır.En yakın kelimeleri bul. Herhangi bir nesneye benzet, kıyasla. Tam tersiyle ifade et. Dante'nin aşkından bahsedebiliyorsan sana bunu anlatmayı başarmıştır. Bana akşama Sinan'ın aşkını anlattığın paragrafı getir" dedi Gürkan.
"Yapamam hocam ben bunu. Gerçekten adamın neler hissettiğini bilmiyorum ki. Eşi için derseniz artık sevmediğini anlamasına yönelik bir kaç şey karalarım ama" derken Hande, Gürkan araya girdi.
"Sinan için istiyorum sadece.Gözlemlediğin kadarıyla yapmaya çalış. Aklında kalan sözleriyle." Dedi Gürkan.
"Deneyim" diyip yerinden kalktı Hande. Hep çok zor işler veriyordu Hande'ye.
Hande bunu şimdi yapmak istemediği için yatağına uzanıp hediye olarak aldığı defteri açtı. Okumaya cesareti yoktu. Sanki onun düşüncelerine, duygularına dalarsa büyülenecek gibi hissediyordu. Hande aşık olmaktan korkuyordu. Hem de gidip Gürkan'a aşık olursa bu aşk onun için acıdan başka bir şey olmazdı. Hayat ona aşk heyecanını yaşatacak kadar şanslı davranmıyordu. Onun karnını doyuracak hislere ve akla ihtiyacı vardı.
Defteri kutusuna koyup masaya geçti. Başlayacağı noktaya karar vermişti ama ne zaman yazmaya kalksa Sinan gibi düşünerek değil kendi hisleriyle yazıyordu. Ve bu süreçte aklına tek gelen kişi Gürkan olmaya başlamıştı. Hande bu durumdan rahatsız olup, bunu başka bir türlü çözmeye karar verdi.
"Ali müsaitsen odama gelebilir misin?" Diye sordu.
"Tabii" diyip kapatan Ali'yi beklemeye koyuldu Hande. Ali'nin de en ufak bir ilgisi varsa, içindeki alev almaya çalışan Gürkan aşkına hemen ket vuracağını düşündü. Ayağa kalkıp balkona çıkarken düşünmeye devam etti. Bunun için Ali'yi mi harcayacaktı? Düşüncelerine kendi kendine hakim olması gerekiyordu. Başka bir erkekle oyalanarak değil. Nasıl böyle bir şey düşünebilirim diye kendine sinir olurken kapı çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasíaFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.