Ş

20 6 0
                                    

Hande taksiden inerken kapı önündeki Gürcan'ı gördü. En yakın nöbetçi eczane burasıydı. Doğal olarak ikisi de buraya gelmişlerdi.

"Boşuna taksiye para verdin. Sonuçta biz de buraya geldik" dedi Gürcan.

"Düşünmeniz yeter. Sağolun" dedi Hande ve direk içeri adım attı.

Gürkan'ın içerde sıra beklediğini görünce dışarıya geri çıktı.

"Ha senin derdin başka" dedi Gürcan gülerek.

"Neymiş benim derdim?" Dedi Hande, Gürcan'a doğru aniden dönüp.

"İçerdekinden kaçıyorsun." Dedi eliyle içeriyi gösterip Gürcan.

"Evet denk gelmek istemiyorum" dedi Hande.

"Ama haklısın. Ben de hep kaçarım genelde." Diyince Gürcan, Hande güldü. Sinirleri aşırı gergindi. Bu denk geliş içinde huzursuzluk yaratmıştı.

"Senin kardeşin ama. Nereye kadar kaçabilirsin ki?" Dedi Hande hafif yan dönüp.

"Hiç sorma öyle bir derdim var. Sen kaçabileceğini mi sanıyorsun peki?" Diye sordu Gürcan.

"Tabii ki." Dedi Hande. Sonuçta bağını koparttığında bir daha nerde denk gelebilirlerdi ki?

"Yanılıyorsun" diyince Gürcan, Hande kaşlarını kaldırıp ona doğru baktı.

"Nedenmiş?" Diye sordu Hande.

"Çorba teklifimi yeniliyorum küçük hanım. İçinden geçenler mimiklerine de yansıyor." Dedi Gürcan.

"Ben kendimi net ifade edemedim sanırım. Denk gelmek istemiyorum. İyi bir ifade okuyucusu değilsiniz. " dedi Hande.

"Ondan mı gözün sürekli onda" diyince Gürcan, Hande gözlerini hemen Gürkan'ın üzerinden çekti.
"Hem bence konuşacak hali olmayan bir durumda. Fırsattan istifade sorularının cevabını alabilir yada içindeki öfkeni kusabilirsin. Her şeye uyum sağlayacak kıvamda. Değerlendir derim bu durumu. Zamanında çok faydalandım bu halinden" dedi Gürcan.

"Kardeşinizin sağ gösterip sol vurma huyu olduğu için haklı bir davranış" dedi Hande tam Gürkan içeriden çıkarken.

"Gürkan'ın asla yapamayacağı bir davranış. Bu konuda emin misin?" dedi Gürcan.

"Ne yapmayacağım bir davranışmış?" Dedi Gürkan abisine bakıp kaşlarını çatıp.

"İşte bu daha çok hayal kırıklığı" dedi Hande Gürcan'a doğru bakıp. Ardından içeriye girdi.

Hande ilaçlarını alıp tekrar dışarıya çıkarken kapıdaki Gürkan'ın onu beklediğini fark etti.
"Hande lütfen konuşabilir miyiz?" Diye sordu Gürkan.

"Gürkan zor duruyorum ayakta. Uykusuzluktan bayılacağım. Ben seninle konuşmayı bırak, yan yana gelmek bile istemiyorum" dedi Hande zorla. Uykusuzluktan gerçekten gözleri kapanıyor, başı ağrıyordu. Ama bunu söylemek ağrına gitmişti. Gürkan'ın ise bunu duyması gözlerinin karıncalanmasına neden olmuştu.

"Hande ben kötü bir şey mi yaptım? Seni incittim mi? Tamam anlıyorum uzak durmak istiyorsun ama bir anda böyle kesip atmakla yazık etmiyor musun arkadaşlığımıza?" Dedi Gürkan.

"Gürkan beni rahat bırak lütfen. Bu durum hoşuma gitmemeye başladı" dedi Hande peşini bırakması için. Çünkü her seferinde onunla denk gelirse yelkenleri suya indirecek, belki de kendinden geçecekti. Şu başlangıç acısını söküp atarsa daha kolay olacaktı.

"Ben seni rahatsız etmek ister miyim? " Dedi Gürkan.

Hande'nin gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Elinin tersiyle silerken neredeyse sarılacak gibi oldu Gürkan'a.

ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin