İ

30 6 0
                                    

Hande yine arkaya oturmaya yeltenince "öne gel" diyip yine ön tarafa oturmasını istedi Gürkan. Saat beşe geliyordu. Ve Hande uykusuzluktan uyumak üzereydi.
"Hocam, sınavı ne zaman olacağım?" Diye sordu Hande koltukta öne kayıp.

"Evine dönüp calculus kitabını almak ister misin?" Diye sorup güldü Gürkan böyle bir soru duyunca gülerek.

"Telefonumda pdf i var." Dedi Hande de gülerek.

"Çalışman için kağıt kalem verip ışıkları açayım mı?" Diye sordu bu sefer. Hande "hocam" dedi kısa bir kahkaha atıp.

"Kaçta olacağını neden sordun o zaman?" Diye sordu Gürkan gülmeye devam ederken Hande.

"Sınavı yanınıza aldığınıza göre çözeceğim saat de bellidir" dedi Hande.

"Evet. Sekiz buçukta mola verip sana quiz yapıp yola devam edeceğiz" dedi Gürkan. Hande bir an durup ciddi olup olmadığını düşündü. Sonra Gürkan gülmeye başlayınca rahatladı. Gürkan arabayı durdurmuştu da neyse ki Hande'nin anlık inandığına tanık olmamıştı.

"Geldik hocam biz" dedi Gürkan telefonu kulağına dayayıp. "Bekliyoruz" dedi ardından. Hande, Gürkan'ın kendisine yardım için direk apartmana girdiğini düşününce acaba yardım için gitmeyecek mi diye düşündü. Hande aşağıya inince Gürkan da indi. Hande çantasını arka koltuğa atıp, dışarda beklemeye devam etti. İkisi de sessizce bekliyorlardı.

Beş dakika olmuştu geldiklerinden beri ve hala beklemeye devam edeceğe benziyorlardı. Gürkan hocanın telefonu çalınca biraz Hande'den uzaklaşıp telefonu açtı. Ama etraf o kadar sessizdi ki her şey duyuluyordu.

"Efendim güzelim" dediğini duymuştu Hande. Evli olsaydı yada nişanlı, parmağında yüzüğü olurdu diye düşündü Hande ve Gürkan'ın sevgilisi olduğuna karar verdi.

"Daha çıkmadık yola. Aydan hocayı bekliyoruz" dedi ve ardından "biliyorum. Ben de istemiyorum ama ne yapabiliriz?" Diyip Hande'ye doğru baktı. Hande direk arkasını döndü dinliyormuş gibi görünmemek için.

"Merak etme. Uyu hadi sen, yazarım ben sana." Diyip telefonu kapattı Gürkan. Hande arabaya yaslanıp beklemeye devam etti ama sabrı kalmayınca kapıyı açık bırakarak içeriye oturdu. Telefonda dolaşırken esnemeye başlamıştı. Gürkan'ın Aydan hocayı aradığını "yardım lazım mı hocam" diye sormasından anlamıştı.

Ve bir kaç dakika içinde Aydan hoca bahçe kapısından çıkmıştı. Hande aşağıya inmek istemediği için kapıyı çekip kapattı. Kadın valizini Gürkan'a bırakıp öne geçip oturdu.

"Merhaba hocam" dedi Hande.

"Merhaba. Hande mi?" Diye sordu Aydan hoca. Kadının ağır parfümü Hande'yi rahatsız etmişti.

"Evet hocam" dedi Hande.
Gürkan bagajı kapatıp şöför koltuğuna oturur oturmaz camları açmıştı. Hande de parfüm kokusundan rahatsız olduğunu anlamıştı Gürkan'ın. Hande onların istemsizce muhabbetlerini dinliyordu.

"Çıkmışlar mı çocuklar yola?" Diye sordu Aydan hoca. Hande kadının elbise giymesine şaşırmıştı böyle bir yolculukta. Üstelik fazla kısaydı. Ve koyu ruj rengi bu karanlıkta bile belli oluyordu. Kadını incelemek istemediği için diğer tarafa kaydı.
"Evet yarım saattir yoldalar onlar" dedi Gürkan. Onu görmek çok daha iyi olmuştu Hande için. Görüş alanı şimdi daha az dikkat dağıtıcıydı.

"Hadi bakalım. Neler çıkartacağız ortaya" dedi Aydan hoca.

"Bakalım" dedi Gürkan da. Çok hafif bir şekilde araba sürüyordu Gürkan. Bu durum hoşuna gitmişti Hande'nin. Kulaklığını takarken "annen nasıl oldu?" Diye sordu Gürkan, Aydan hocaya. Tam zamanında kendini soyutluyordu Hande özel konular açıldığı için. Sesin dışardan çıkmadığına emin olduğu bir yükseklikte bırakıp başını geriye yasladı. Gürkan'ı izliyordu uykusunun gelmesini beklerken. Gözlerinin yavaş yavaş kapandığını hissederken kulaklığını çıkardı. Gürkan'ın sekiz saat boyunca araba kullanacak olmasına acımıştı Hande. Gözlerini sıkıca kapatıp iyi bir uyku çekmeyi diledi. Yarın quiz olurken kafa dinçliğine ihtiyacı olacaktı.

ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin