8

15 2 0
                                    

Hande tam ayağa kalkacakken telefonuna gelen mesajla buz kesildi. Birkan arabasını nasıl ulaştıracağını soran bir mesaj göndermişti. Tabii ki Birkan değildi sorun. Babasıydı. Hayatının bir anda bu şekilde değişeceğini tahmin etmezdi.
Masanın üzerinde duran shot bardağına uzanıp dudaklarından akıtıverdi ağzına.

"Hey bu kadar yeterli" dedi Gürkan ona bir daha uzanacakken engel olmak için. Sadece sözle de değil, tutarak da müdahale etmek zorunda kalmıştı. Hande ona değen ele doğru bakıp bu elin önce kendine uzatıldığını sonraysa geri çekildiğini düşündü. İyi ki de tutmamışım diye düşünürken Gürcan'a doğru baktı bu sefer.

Bir başkasına daha güvenebilir miydi? Üstelik bu eli uzatanın abisine? Onların kaderlerini tekerrür ettirmek hiç doğru olmamıştı diye düşünürken gözleri kararmaya başladı.

"İyi misin?" Diye sordu Gürkan.

"Çok iyiyim Gürkan. Harikayım" dedi Hande gözlerine doğru bakıp.

"Hande " dedi Gürcan arkadan yaklaşıp Hande'nin kolunu tutarak. Ama Hande aniden irkilme tepkisi verince "pardon, korkutmak istemedim" diye ekledi.

Hande bu yerde nefesinin daraldığını hissediyordu. Bir an önce kendini dışarıya atmak istiyordu. Gözlerinin kaymasına neden olan alkol seviyesi yüzünden merdivenden inmeye korkunca duraksamıştı.

"Tamam tamam ben hallederim" diyerek önüne geçti Gürcan'ın, Gürkan.

"Emin misin Gürkan? Bırak da ben ilgileneyim" dedi Gürcan bunun üzerine. Arkalarından inmek zorunda kalmıştı Gürcan.

Hande Gürkan ona dokundukça kaçmaya çalışıyordu. Bu yüzden Gürcan düşmelerinden korkmuştu.

"Gürkan, daha fazla çabalama" dedi yüksek sesle.

"Onu bu halde bırakamam. Doğru düzgün yürüyemiyor bile" dedi Gürkan kapıdan çıkarlarken.

"Tamam da bir bırakırsan, ben ilgileneceğim" dedi Gürcan.

Hande bunun üzerine gülmeye başladı. Gürcan bir an her şeyi anlatacağından korkup kızarmaya başlamıştı.

"Mümkünse ikiniz de ilgilenmeyin" dedi Hande taksi bulabileceği bir sokağa doğru yürümeye çalışırken. Evet, yürümeye çalışıyordu çünkü kaldırım ayaklarının altında kayıyor, ayakları birbirine dolanıyordu. Bu yüzden Gürkan onu aniden kucağına aldı. Hande hızlı gelişen bir olay sonucu tepkisiz kaldı.

"Araban nerde?" Dedi Gürcan'a doğru dönüp. Gürcan hızlıca onu yönlendirdi arabaya doğru.

Üçü arabaya bindiklerinde şöför koltuğunda oturan Gürkan olmuştu ve arabayı evine doğru sürüyordu.

Hande ise gülüyor ve arada şarkı söylüyordu. Hande güldükçe de ikisi birbirine büyük bir ciddiyetle bakıyorlardı.
"Hande, şarkı söylemek yerine dinlemek ister misin?" Dedi Gürcan telefonunu arabanın sistemine bağlamaya çalışırken.

Hande arkadan uzanıp telefonun ekran kilit tuşuna bastı hızlıca.
"hayır o zaman konuşmak zorunda kalırım" dedi.

Gürcan ile bunun üzerine göz göze geldiler. "Sessizce de oturabilirsin" diye mırıldandı Gürcan sanki becerebilcekmiş gibi Hande. Anlamıştı demek istediğini ama kardeşi yanında durumu kurtarması gerekiyordu. Ve şuan Hande'nin düşünme yeteneği çok zayıftı.

Üstelik Hande içince doğruları şak şak söylüyordu alkollü olduğunda.
"Konuşsun konuşsun. Ayıkken pek fazla konuşmamayı tercih ediyor çünkü. Belki en azından onun net düşüncelerini öğrenebilirim. İçinden ne geldiğini bilmek istiyorum çünkü az önce... " dedi.

ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin