Hande, Gürkan'ın yanına indiğinde onu lobideki adamla konuşurken gördü. Yavaş yavaş onların yanına gitti.
"Hocam" dedi yaslanıp.
"Gel, bir yere kadar gideceğiz" dedi Gürkan.
"Nereye?" Diye sordu arkasından ilerlerken.
"Buyrun Hande hanım" diyip arabanın kapısını açtı Gürkan. "İlk durağımız benzinlik" dedi Hande otururken. Hande onu da çağırmasına şaşırmıştı.
"Hocam yorulmadınız mı? Sonra alsaydınız" dedi Hande.
"Uykum kaçtı. Akşam erken uyurum artık" dedi Gürkan kemeri takarken.
"Tamam o zaman" dedi Hande.
Gürkan radyoyu açıp kanallar arasında gezinmeye başladı. Zaten müzik kanalını seçtiklerinde benzinliğe gelmişlerdi. Gürkan hızlıca işlemi hallettikten sonra arabaya bindi. Elindeki fişi cüzdanına özenlice yerleştirirken Hande onu izliyordu. "İkinci durağımız neresi?" Diye sordu Hande. Kucağındaki poşeti Hande'ye uzattı sonra. Hande kucağına yerleştirdiği poşetin soğukluğunu hissederken, sessiz kalan Gürkan'a doğru baktı. Yanlış bir şey mi söylemişti?
"İlk durağımız benzinlikse ikinci bir durak olur diye düşündüm ama" dedi Hande.
"İkinci durağımız hiç beklemediğin bir yer" dedi.
Hande poşetin içindekilerin bira olduğunu fark etti. Ve içindeki tuzlu fıstığı fark etti.
"Merak ettim ama şimdi" Dedi Hande.Gürkan bunun üzerine müziğin sesini açtı. Müziğin ritmiyle başını sallarken güneş gözlüğünü taktı. Hande bunun üzerine gülmeye başladı.
Müziğin sesini kısıp "bak şimdi yaşanan iki saat sadece aramızda kalcak. Gittik, benzin doldurduk ve geri döndük. Bu kadar. Tamam mı?" Diye sorunca Gürkan, Hande'nin aklından binbir senaryo geçmeye başladı.
"Neden? Nereye gidiyoruz?" Diye sordu Hande.
"Festivale" dedi Gürkan sesi tekrar yükseltip.
"Ne? Ne festivali?" Diye sordu Hande.
"Hande maşallah iki cümlenden dördü soru" dedi Gürkan. "Hadi biraz eğlenmene bak." Diyip Hande'nin üzerindeki poşeti alıp arka koltuğa koydu Gürkan.
Hande'nin içini korku kaplamıştı ve kendini bırakmamak için zor tutuyordu.
Gürkan ingilizce şarkıya eşlik ederken camları açıp hızını arttırdı. En sonunda "wuuw" diye bağırdı."Hadi Hande, sal kendini. Eğlen biraz." Dedi Gürkan.
"Hocam bu doğru değil. Yani ben. Ben bunu yapamam" Diyip müzik sesini kıstı Hande. Gürkan arabayı sağa sinyal verip durdurdu.
"Bekle. Bagajdan bir şey alacağım" dedi ve arabadan indi Gürkan. Hande de eğlenmek istiyordu ama korkuyordu. Ve şuan ani ruh hali değiştiren Gürkan'a baktığında rezil olduğunu düşündü. Ceketini çıkartıp kapıyı açtı.
Gürkan tekrar elinde bir kutuyla yerine geçip kapıyı kapattı. Hande de kapıyı kapattı. "Doğum günün kutlu olsun" dedi Gürkan, kutuyu uzatıp.
Hande'nin başından aşağıya kaynar sular döküldü. Beş yıl boyunca aldığı ilk doğum günü hediyesi ve doğum günü tebriğiydi. En yakın arkadaşlarına asla kutlatmazdı Hande. Zaten herkes onun doğum gününü unutmuştu bile. Kendisi de öyle. Zihninde bu günü sıradanlaştırmak zaten zordu. Şimdi başardığını Gürkan bozmuştu. Yeni tanıştığı kişilere de asla söylemiyordu. Hande'nin elleri titreye titreye kutuyu ittirdi. Arabadan dışarı çıktı. Yüreği daralıyordu. Nefes alırken sanki burnu tıkalıymış gibi aldığı hava yetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
ФэнтезиFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.