"İyi misin? Nasıl oldun?" Diye sordu Gürcan."Daha iyiyim şimdi" dedi Hande.
"Abi, iki dakika bekleyin ben şurdan su alıp geleceğim dışarda su kalmamış çorbacıda. Hepsini dolaba koymuşlar " dedi Gürkan ve hızlıca yolun diğer tarafına geçti. İleride ışıkları yanan bir bakkal vardı.
"Tamamen psikolojik. Bu kadar fazla düşünme" dedi Gürcan.
"Tamam kabul. İyi bir gözlemcisiniz. Yada doktorluğun bir parçası mı diyelim?" Dedi Hande.
"Evet. Mesleğin getirdiği bir kazanım diyebiliriz." dedi Gürcan.
"Yanıldığınız olmaz mı? Her zaman tahminleriniz doğru mu çıkar?" Diye sordu Hande.
"Her zaman doğru tahminde bulunmam seni rahatsız eder mi?" Diye sordu Gürcan gülümseyip.
"Yanılmak seni rahatsız eder mi?" Dedi Hande de arabaya yaslanıp.
"Oldukça şaşırtır desem buna inanır mısın?" diye sordu.
"Seni tanımıyorum. Doğru söyleyip söylemediğini bilemem. Dolayısıyla tahminlerinde ne derece iyi olduğunu da." dedi Hande kollarını göğsünde birleştirip.
"Bu gidişle tanışacak gibiyiz." Dedi Gürcan.
Hande bunun üzerine gülümsedi. "İşte o zaman doğruluğundan emin olurum ama bu pek mümkün durmuyor" dedi.
"Bir saniye" dedi gülerek Gürcan. "Belli ki Gürkan'ın yaptığı bir yanlış var ve uzaklaşmak istiyorsun. Doğru mu anlamışım?" Dedi Gürcan.
"Evet. Uzaklaşmak istiyorum. Çok doğru anlamışsın. O sadece ısrarla arkadaş olmak istiyor bense sevgilisi varken içimde barındırdığım hislerden dolayı ısrarla uzak durmak" dedi Hande ellerini göğsünde birleştirip.
"Ama tavırların ve gözlerin, içinde bir parçanın hala yakın durmak istediğini söylüyor" dedi Gürcan. "Bu da doğru mu?"
"Hayır bu yanlış" dedi Hande omuzlarını silkip.
"Doktor sözü. Aramızda kalacak her şey. Zaten en önemli itirafı yaptın bile" Dedi Gürcan. Hoşlandığını anlamıştı zaten Gürcan. Hande o yüzden uzatmadı.
"Ben sana neden güveneyim ki? Seni tanımıyorum bile. Sana neden kendimi anlatayım?" dedi Hande.
"Ben kim miyim? Ben senin o vicdanını rahatlatacak kişiyim. Dökül hadi. Çabuk ol ama gelecek şimdi" dedi. "Bu şansı değerlendirmezsen ona bu kadar yakın olup onu kemik iliğine kadar tanıyan birisiyle fikir alışverişi yapamayacaksın. Ve zihnindeki bu çatışma seni geceleri uykusuz bırakmaya devam edecek" dedi.
Hande nedense ikna olmuş bir şekilde "dün Espelhar'a geldiği kişi kimdi? Ordan arkadaşımla geçiyordum ve tesadüfi bir şekilde gördüm. Sevgilisi varken başka bir kadınla gördüm onu. " Dedi.
Başka türlü öğrenemeyecekti. "Benim ona karşı olan hislerimi de biliyorken bu hislerimi kullanabileceğini düşündüm. Kendimi korumak istedim sadece. Ne düşünmeliydim? Tabii ki uzak duracaktım" dedi Hande."Bekle. Dün gördüğün kız" diyip telefonunu çıkardı cebinden. Hızlıca bir yerlere girip "işte bu kızdı. Öyle değil mi?" Dedi Gürcan. Hande kızı anında hatırlamıştı. Sinem'e gerçekten çok benziyordu. İkisi de aynı saç rengine ve şekline sahiplerdi. Ama dikkatli bakarsa yüz hatları farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasiFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.