Hande hala boş kağıtla bakışırken Ali'ye mesaj atmaya karar verdi.
"Uyudun mu?"Hande yine kağıt ile bakışmaya devam ederken telefonuna mesaj geldi.
"Hayır. Bir sorun mu var?" Ali'nin mesaj atmasına sevinmişti.
"Biz çalışamadık Gürkan hocayla. Ve yarına iki boş kağıt teslim etmek istemiyorum" diye yazdı Hande.
"Ben Özkan'ı arayıp ses kaydını isteyim eğer uyumadıysa. Beraber dinleyip neler kaçırdığımıza bakalım" yazmıştı Ali. Hande, Özkan'ın uyumamış olmasını diledi. Odanın içinde volta atarken telefonu çalınca yatağının üzerindeki telefona uzandı.
"Efendim Ali" dedi. Umarım uyumamıştır diye belki on kez içinden tekrar etti Hande.
"Ses kaydını alacağım Özkan'dan. Lobide çalışalım mı?" Diye sordu. Hande sevinçle "çok teşekkür ederim. Olur" dedi.
"Tamam o zaman aşağıda görüşürüz." Dedi Ali. "İnip bekliyorum seni" dedi Hande de.
Ardından gerekebileceği kadar kağıt ve kalem alıp aşağıya indi. Bir kaç cümle bile yeterli olurdu. Ali de merdivenlerde görünmüştü.
"Selam. Ses kaydını aldım. Dinlersek belki zihninde bir şeyler canlanır. Yani benim de ilgimi çeken garip bir durum olmadı hiç. Yada farklı gelen.." dedi Ali karşısına otururken.
"Dinledikten sonra da bir şey bulamazsam yapacak bir şeyim yok artık" dedi Hande.
"Sorun etmez Gürkan hoca.Verdiği görev gerçekten zordu" dedi Ali kulaklığın birisini uzatıp. İkisi bugün yaşanılanları zihninde canlandırarak dinlemeye başladılar.
"Yalnız bu iki saat" dedi on beş dakika olduğunda Ali. "Yarına uykusuz kalmayı göze alacak mısın?"
"Evet. Sen durmak zorunda değilsin. Ses kaydı için gerçekten teşekkür ederim. Bu yardım bile yeter bana" dedi Hande.
"Biraz daha dinleyeceğim" diyince Ali, Hande tekrar tuşa basıp kaydı başlattı geri.
"Hande benim gözlerim kapanıyor sana sanırım bu halde faydam dokunmayacak. Bu gerçekten bir işe yaramıyor. Senin görevin çok zor. Bunu Gürkan hoca da biliyor olmalı" dedi Ali.
"Sabah konuşacağım artık. Sen uyu hadi. Teşekkür ederim" dedi Hande.
"O zaman kolay gelsin. Sıkma canını. Bir şey aklıma gelirse sana yazarım" diyip gülümsedi Ali.
"Sıkmıyorum" dedi Hande de gülümseyerek. Koca bir yalandı bu. Kocaman...
Sadece kayıdı alıp dışarıya çıktı dinleyerek. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Serinliği yüzünde saçlarını dalgalandırırken hissetti. İçindeki huzursuzluğun yerini mutluluk dalgalarıyla doldurup kayda odaklandı. Ayakta yorulunca bunu Gürkan'ın arabasına yaslanıp yaptı. Gözleri kapanıyor, uykusu onu siyah boşluğa çekiyordu ama Hande direnip zihninde o görüntüleri tekrar tekrar canlandırıyordu.
Lobiye geçip eşyalarının olduğu yere geçti tekrar. Kalemi eline alıp bir şeyler yazmaya odakladı kendini. Ama bu durum ona hiç yardımcı olmamıştı.
Hande kafasını dışarısının soğuğu hissedilen cama yasladı. Farkında olmadan uyuyakalmıştı. Nöbetçi adam da uyuduğu için lobide Hande'yi uyandıracak kimse kalmamıştı. Uykusu da bir o kadar derin olduğu için onu oturur pozisyonda olmak rahatsız etmemişti.
Ta ki Gürkan arabasından defterini almak için lobiye inene kadar. Güneşin üzerine ışık demeti halinde düşen Hande'ye doğru ilerledi Gürkan. Onu burada uyurken görmek şaşırtıcı olmuştu ve sebebini öğrenmek istiyordu. Önündeki bir kaç boş kağıdı ve kalemi görünce çalışmak için gelmiş olduğunu düşündü. Kulağındaki kulaklığı onu rahatsız etmeden çıkarmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
ФэнтезиFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.