Hande, sessiz kalan Gürkan'a doğru bakıp "söyleyecek misin ne olduğunu" dedi. Kemerden kurtulmuştu bu sırada.
"Hande sen o gece...Hande ben bu konuyu konuşmaya hazır değilim" dedi Gürkan. Hande ses tonundaki gerginliği hissedebiliyordu. Zaten Gürkan'ın da gizler bir yanı yoktu.
"Peki Gürkan." Dedi Hande kemereden kurtulurken. "En azından ne ile ilgili olduğunu söyler misin? Bak ben çok huzursuzum. Sana ne dedim? Belki de saçmaladım." dedi Hande yine dayanamayıp. Gürcan'ın gitmiş olması işleri çok karıştırıyordu.
"Senin içtiğinde gerçekleri konuştuğuna ikimiz de eminiz. Baban meselesinde olduğu gibi" dedi Gürkan. Hande bir an Gürcan meselesini öğrenmiş olsa o ev o şekilde kalmazdı diye düşündü.
"Evi kim dağıttı?" Diye sordu Hande.
"Ben dağıttım" dedi Gürkan.
"Seni çok mu kızdırdım?" Dedi Hande.
"Hande ne olursun, bana o anları tekrar hatırlatma" diyince Gürkan, Hande derin bir nefes alıp verdi.
Telefonu çalınca Gürkan'ın, telefonu bağlı olan ekranda Sinem yazısı gözüktü. Gürkan hızlıca meşgule attı.
"Merak etmiştir. Sen konuş, ben de ineyim artık" dedi Hande çantasını omzuna geçirip. Gürkan ani bir refleks ile kolundan tuttu Hande'nin.
"Projeye devam edecek misin?" Diye sordu.
Hande yutkunup Gürkan'ın gözlerine baktı. Yapamazdı ama içinden deli gibi geçmişte yaşadığı o hazza ulaşmak istiyordu.
"İstemiyordum ama doğru olan bu değil. Başladığım işi her ne olursa olsun yarıda bırakmayacağım." dedi Hande ani bir cesaret patlamasıyla.
"Bu gece yola çıkacağım. İstersen benimle birlikten önceden gelip programa katılırsın ya da ekip arkadaşlarınla gelirsin. Tercih senin. Benimle gelirsen gerekli evraklarını hazırlayıp izin alabilirim senin için okuldan. Bunu birlikte vakit geçirmek için söylemiyorum. Tamamen yorumlama yeteneğin için faydalı bir atölye olduğunu düşündüğüm için çağırıyorum" dedi Gürkan. Hande şaşkınlıkla onu izlemişti.
"Senin profesyonel davranacağını biliyorum. Bu kadar kendini zorlamana gerek yoktu" dedi Hande. "Geleceğim" dedi kana susamış bir şekilde.
"Seninle önceden geleceğim. Fakat program hakkında bilgim yok. Ve de okuldaki devamsızlığımın halledilmesi önemli bir konu" dedi Hande.
"Olmuş bil. Sana programı atarım. Gece üç gibi hazır olursan seni o saatte gelir alırım. Bir aylık kıyafet al yanına" diyince Gürkan, "bir dakika. Ne? Bir ay mı?" Dedi.
"Evet." Dedi Gürkan.
"Bir ay çok uzun bir süre. Program o kadar uzun mu sürecek? Bu büyük bir ders kaybı demek" dedi Hande şaşkınlığına devam edip.
"Bir ay yapmak istediğim şeylerin oldukça sıkıştırılmış hali" dedi Gürkan. "Bir saniye. Arkadan araba geldi. Yolu açmam gerekiyor" diyip arabayı ilerletti. Gürkan bir yandan gözünü tutunca "iyi misin?" Diye sordu Hande.
"Kaşıntı var sadece" diyip torpidoya uzandı. Kolonya ile ellerini dezenfekte edip aynadan gözüne baktı Gürkan arabayı durdurur durdurmaz.
"Her neyse ne diyorduk" diyip Hande'ye doğru dönünce Hande, "iyi olduğuna emin misin? Sıkıntı varsa yine çay pansumanı yapabiliriz." Dedi arkada kalan evini işaret edip.
"Hayır sorun yok" dedi gözlerini kırpıştırıp.
"Program diyorduk" dedi Hande.
"Evet... Program" dedi kafasını sallayıp Gürkan. "Sana gönderiyorum şimdi. İncelersin" dedi. Tam programı gönderecekti ki yine bir arama düştü telefonuna. Sinem.
"Tamam ben o zaman bu gece hazır olurum. Görüşürüz" diyip aşağıya indi Hande. Çok hızlı hareket etmişti. Omuzlarını dikleştirip hızlı hızlı yürüdü eve.
Yukarıya çıkıp ilk iş olarak Gürcan'ı aradı. Aradı ve aradı. Açan yoktu. Hande derin derin solumaya başladı. Sırf merakından bir aylık bir projeye dahil olmuştu. "Of ben bir ay derslere gitmezsem finallerden kalırım ki" dedi yatağa oturup. Tekrar ve tekrar Gürcan'ı aradı.
Umudunu yitirip aramayı bıraktı ve programı incelemeye başladı. Bu neredeyse Türkiye turuydu. Belki de bu yüzden bu kadar uzun bir program çıkmıştı karşısına. İlk olarak İzmir'den başlaması çok can sıkıcıydı.
Bilerek mi yapmıştı bunu? Hızlıca "son yıl derslerimin aksamasını istemiyorum. Bir ay finallerimin üzerinde çok etkili olur. Ve de devamsızlık konusunu öğretmenlerle konuşmam gerekiyor" yazdı Hande.
"hallediyorum, birazdan sana dönüş yapacağım" mesajını alınca öğretmenlerin kabul etmemesi için dua etti. İzmir'e gitmek istemiyordu. Tekrar o hisleri yaşamak istemiyordu.
Aklına banka hesabındaki yüklü para geldi. Hala bu evde oturuyordu. Hem bu evden ve boş buz dolabından kurtulması hem de o parayı değerlendirmesi gerekiyordu ama Hande sadece mezun olmaya odaklanmış ve burayı terk etmeye programlanmıştı.
"Allah'ım ne olur öğretmenler reddetmiş olsun" dedi telefonuna mesaj gelince.
"Dergideki yazıda emeğin olduğu ve okulun adını duyurduğun için sana final sınavını vize konuları ağırlıklı hazırlayacaklar. Sadece bir öğretmen kaldı. Onun kesin kuralları var belli ki." Yazmıştı Gürkan.
"Hangisi? Analiz mi?" Diye yazıp bekledi. Analiz olursa iptal edebilirdi geziyi.
"Fizik" yazısı mesaj olarak gelince gülmeye başladı. Hande bu dersin vizesinden yüz almıştı. Devam zorunluluğu yoktu bile ve adam hep aynı şeyleri yıllarca sorduğundan geçmiş yılın sorularına çalışanlar dersi geçiyorlardı. Hande bu adamın ününün Gürkan'a kadar gidip gitmediğinden emin değildi. Yine de şansını denemek istedi.
"Fizik pek başarabildiğim bir ders değildir" yazmasıyla görülmesi bir oldu. Çok da geçmeden telefona arama düştü. Heyecanını dizginleyip cevap verdi telefona.
"Efendim" dedi Hande. Keşke sesimi temizleseydim diye düşündü. Çünkü çatallı çıkmıştı ses tonu.
"Transkriptine bakıyorum da bölüm birincisi olma gibi bir amacın mı var?" Diye sordu Gürkan.
"Öyle bir amacım yok"dedi Hande.
"Anladım. Yağız hocanın dersini yapamadığını söylediğine göre bahane arıyorsun kendine" dedi Gürkan. Hande duvara toslamış gibi hissetti. "Bu proje zorunlu değil Hande. Kendi isteğinle katılıyorsun. İstemezsen İzmir'i atlayıp arkadaşlarınla İstanbul'a da geçebilirsin" dedi.
"Hayır. Başladığım işi bitireceğimi söyledim" dedi hala inatla ve de istemese de. Niye yapıyordu bunu? Niye yakın olmayı kabul ediyordu Gürkan ile? İzmir'e sırf inadı için gidecek miydi? Yoksa Gürcan meselesini merak ettiği için mi kabul ediyordu seyahate çıkmayı? Bazı belirsizlikler çok can sıkıcıydı. Kendi içindeki belirsizlikler.
O yüzden de ne isterse onu yapıyor, gelişigüzel yaşıyordu hayatı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasyFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.