Hande kapıyı açıp geçmesi için bekledi Gürkan'ı. Gürkan ayakkabılarını çıkartırken "kapı açık kalsın istersen"diye mırıldandı.
"Tamam hocam" diyip kapıyı aralık bıraktı Hande. Çantasını askılığa asıp hızlıca "lavabo burası. Ben hemen sallama çayı halledeyim" dedi Hande lavaboya doğru ilerleyip. Işığı açıp önce kendisi ellerini hızlıca yıkadı.
"size yeni havlu getireyim" dedi ve ellerini kuruladığı havluyla çıktı banyodan. Gürkan hiç sesini çıkarmadan başını sallayıp, banyoya girdi ve ellerini yüzünü yıkamaya başladı. Gözü gerçekten bu sefer çok kötü olmuştu ve o da korkmuştu daha önce defalarca bu durumu yaşamasına rağmen.
"Buyrun hocam" diyip yeni çıkardığı havluyu uzattı Hande.
"Sağol" diyip aldı uzattığı havluyu Gürkan. Hande hızlıca suyu kaynatmak için kettle ın düğmesine bastı. Dolaptan sallama çayı çıkardı ve odasına geçip pamuk aldı. Odasından çıkarken Gürkan da aynı anda banyodan çıkmıştı.
"Oturun isterseniz" dedi Hande koltukları işaret edip. Kaynayan suyu bardağın içine yarım şekilde doldurup sallama çayı da içine koydu.
"Sen onu ver ben hallederim" dedi sehpayı işaret edip Gürkan. Eline pamuktan biraz alıp Hande'nin uzattığı çaya batırdı ve biraz soğumasına izin verdikten sonra gözünün üzerine yerleştirdi. Hande'nin karnı çok fazla guruldamaya başlamıştı.
Bir yandan eğer olur da çay akarsa diye peçete de koydu sehpaya Hande. Sonra gidip kettle ı tekrar çalıştırdı. Dolaptan makarnayı da çıkarttı. Gürkan'ın gitmesini bekeleyemeyecek kadar acıkmıştı. Tamamen stres yüzündendi. Hande bileğindeki tokayla hızlı bir şekilde saçlarını tepesine topladı. Gürkan'dan tarafa bakmıyor, tezgaha dayanmış, suyun kaynamasını bekliyordu.
"Acaba soğuk suyun var mı?" Diye sordu Hande'ye Gürkan. Tam o sırada tencereye kaynar suyu boşaltıyordu Hande. Ocağın altını açarken "var" dedi. Yaptığı işi yarıda kesip dolaptan çıkardığı soğuk suyu bardağa doldurup, Gürkan'a uzattı. Ve Gürkan'ın tüm bu süreçte onu izlediğini fark etti tek gözüyle.
"Teşekkürler" dedi Gürkan başını dayadığı koltuktan çekip.
"Rica ederim. Gözünüz nasıl oldu?" diye sordu Hande makarnayı tencereye boşaltırken. "Bilmiyorum, sence?" Diye sorunca Gürkan, Hande tekrar arkasını dönüp ona doğru yürüdü.
"Aa işe yaramış gerçekten" dedi Hande biraz olsun şişliğin indiğini fark edince. "Bu kadar hızlı etki etmesini beklemiyordum"
"Sen neden yurtta kalmıyorsun?" Diye sordu Gürkan. "Bu evin kirasına göre hem daha uygundur hem yemek yapma derdin yok" diyince Gürkan, Hande ilk geldiğinde yurtta kaldığı odayı düşündü. Tiksinti girmişti içine o kokuyu tekrar hatırlayıp.
Kafasını sallarken gözlerini devirdi. "Berbattı. Geldiğimde kaldım ama sadece bir hafta dayanabildim. Yemekleri de berbattı" dedi Hande.
"Özel yurtlar da ev kadar pahalı. Ben de burayı buldum. Dört yıldır da burdayım. Ev sahibim çok iyi çıktı şansıma. Elektrik ve su onlardan. Ben sadece ısınmayı karşılıyorum" dedi hemen ardından karşısına oturup."Fatura yükünün olmaması iyimiş. İznin olursa" diyip dolabı gösterdi Gürkan. Hande neden dolabı gösterdiğini merak etti. Gürkan dolabı açarken "sadece zeytin ve salça var bu dolapta. Tek yediğin makarna mı?" Diye sordu Gürkan ocağın yanına gidip.
"Yarın yatıyor burs. Markete gidemedim" dedi Hande iç geçirip. Gürkan'ı eve davet ettiğine pişman olmak üzereydi.
"En son ne zaman et yedin?" Diye sordu Gürkan elindeki pamuğu çöpe atıp. Çeşmeyi açıp elini suya tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasyFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.