Otelin önüne geldiklerinde Hande direk arabadan indi ve Gürkan'ın telefondan diğerlerinin nerde olduklarına bakmasını bekledi.
"Önce biz gelmişiz. Onların gelmesine daha yarım saat var. Yavaş ve dikkatli gelmeleri için tembihlemiştim. Dinlemelerini beklemiyordum" dedi bagajı açarken. Aydan hoca bu tarafa gelmemişti bile.
"Dur sen bırak" diyince Gürkan, "çok ağır değil benim valizim" dedi Hande.
"Bir saat sonra benim odama gel de senin şu quizi aradan çıkartalım" dedi Gürkan.
"Tamam" dedi Hande onun Aydan hocanın da valizini indirmesini beklerken.
"Bir saat yeterli olur mu dinlenmen için?" Diye sordu Gürkan.
"Fazla bile. Uykumu aldığım için sadece duşa girerim" dedi Hande. Sonra böyle bir açıklama yaptığına pişman oldu.
"Tamam o zaman odaya çıktıktan yarım saat sonra olsun. Çünkü ben çok uykusuzum, seni bekleyeceğim. Akşama da anca uyanırım ve bugün atmam gerek sınavını. " dedi Gürkan bagajı kapatırken.
"Tamam hocam. İsterseniz Aydan hoca başımda dursun. Olmaz mı? " Diye sordu.
"Hayır bana zimmetli" dedi Gürkan valizleri ilerletirken. Hep beraber otele girdiler. Hande bu sırada hocalarının yaptığı gibi kimliğini çıkardı.
Gürkan, gerekli açıklamaları yapıp oda anahtarlarını aldı. Gelecekler için de bilgilendirmeyi yapmıştı. Herkesin ayrı odası olması hoşuna gitmişti Hande'nin. Çünkü kızlar gruplanırsa birisi Aydan hocayla kalmak zorunda kalacaktı. O kişi Hande olurdu.
Odası tek kişilik olduğundan olmalı çok dardı. Ama eşyaları güzel ve yeniydi. Beyaz ve turkuaz renkleri hakimdi. Hande duşa girip hızlıca hazırlandı. Bir yandan da telefonundan sorulara bakıyordu. Saçlarını kuruturken, dişlerini fırçalarken bile...Telefonundan mesajları silip her ihtimale karşılık temizledi attıklarını Birkan'ın.
Saçlarını şekillendirmek için vakti kalmamıştı uyuşuk hareket ettiği için. O yüzden saçlarını topuz yaptı tepesine. Ve burasının havası artık Akdeniz havası değildi. O yüzden ceketini aldı eline. Çantasından kalemini ve silgisini de aldıktan sonra anahtarı da alıp cebine atarken hepsini, odasının kapısını çekti. Hemen karşısındaki odanın kapısını çaldı. Kapıyı açanın Aydan hoca olduğunu görünce bir adım geriledi.
"Hocam burda siz mi kalıyordunuz? Gürkan hocanın odası neresi?" Diye sordu Hande şaşkınlıkla.
"Burası burası. Gel" diyip kapıyı ittirdi Aydan hoca sonuna kadar. Hande bu kadının burda ne işi olduğunu düşünürken sıcak basmıştı. Hemen kapının ordan lavabodan çıkan Gürkan'a kaymıştı gözleri.
"Gel Hande" dedi ifadesizce. Arka cebinden çıkardığı kalemi ve silgisiyle içeriye geçti Hande.
"Sana başarılar Hande. Gürkan hocam görüşürüz" dedi Aydan hoca çıkarken kapıdan.
"Teşekkürler hocam" dedi Hande. Odası Gürkan'ın yanında çok küçük kalıyordu Hande'nin. Burası çift kişilik yatağı olan daha geniş bir odaydı. Ve odanın içinde masa vardı. Hande o masaya doğru gidip sandalyeye oturdu. Gürkan "görüşürüz hocam" derken kapı kapanmıştı.
"Balkonda çözmek ister misin?" Diye sordu kapıyı açarken.
"Olur" dedi Hande ceketini giyerken. Gürkan'ın da kıyafetleri değişmiş, üzerine sweat giymişti. Hande ona eşofmanın bile yakıştığını düşünürken balkona çıktı. Balkondaki masada yanan sigara kendi kendine kül olmuştu. Aydan hoca gelince yarım kalmış olmalı diye düşündü Hande.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantezieFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.