U

24 6 0
                                    

Hande, Gürkan'ın odasına yavaş adımlarla ilerliyordu. Aklına bir hafta önceki heyecanı gelince burlardaki gülümsedi. Zaman ve yaşantı nasıl da değiştiriyordu düşüncelerini.

Kapıyı tıklatıp açtı odanın önüne geldiğinde. Tir tir titriyordu Hande.
"Hocam merhaba" dedi içeri adım atarken Hande.

"Gel Hande" dedi Gürkan masanın başında bir şeylerle uğraşırken.

Hande onu gördüğü anda her şeyi unutmuştu bile.
"Bak bu yazın. Dergide böyle gözükecek. Bu da" diyip zarflar arasından Hande'nin adını buldu ve kalan zarfları çekmecesine koyup kilitledi.

"Bu da bursun" dedi ikisini uzatıp. Hande ikisini de alır almaz zarfı masanın üzerine geri bıraktı.
"Bu proje ne zaman bitecek?" Diye sordu. Elindeki kağıtlara bakıyordu. Yazısını zaten biliyordu. Bu yüzden okumuyordu. Arka planını inceliyordu.

"Her ay devam edecek ta ki Timur Holding Ardındaki Aşk projesini tamamlayana kadar." Dedi Gürkan.

"Peki" Diyip kağıdı masanın üzerine bıraktı.
"Ben artık gideyim başka bir şey yoksa" dedi Hande ayağa kalkıp. Ondan uzak kalmak istemiyordu. Hala onu istiyordu.

"Dersin var mı başka?" Diye sordu.

"Hayır yok." Dedi Hande.

"Benim de yok bir saat kadar. Otursana biraz işin yoksa" diyince Gürkan,  "var" dedi hızlıca. Ardından "işim var" dedi.
Ona ters cevap veremiyor, verirken de içi yanıyordu. Kendini ilk defa bu kadar çok sıktığını ve içine ağladığını fark etmişti.

"Peki, görüşürüz madem" dedi Gürkan sessiz bir tonla. Çünkü bir gariplik olduğunu sezmişti.

"Bir şey daha" dedi Hande kapının önünde duraksayıp. Ani bir cesaret patlaması yaşıyordu. Tüm vücudunda kalbinin atışlarınım etkisini hissediyordu.

"Arkadaşlık mevzusunu kapatalım.Olma ihtimalini sil aklından " diyip kapıdan çıktı Hande. Arkası dönük konuşmuş, ona bakmamıştı. Böylece işi daha kolay olmuştu. Kapıdan çıktığında zarfı almadığını fark etti. Ama şuan bunu değil, o zarfı ulaştıracağını bildiği için canı sıkılıyordu. Koridora doğru baktı. Adım atacak hali yoktu. Zorla ilerlemeye başladı. Sanki bastığı yer ayağının altından kayıyordu.

"Hande" adını duyunca duraksadı. Ama bu ses Gürkan'a ait değildi. Zaten seslenen kişi de önündeydi. Hande, Gürkan'ın arkasından çıkmasını ummuştu. Hatta onu kolundan tutup "niye,niye Hande" diye sormasını beklemişti.

"Ali" dedi durup.

"Nasılsın?" Diye sordu Ali.

"İyi sen" dedi Hande. Ayakta duracak hali yokken zorla konuşuyordu.

"İyiyim ben de. Gürkan hocanın yanına mı gelmiştin?" Diye sordu Ali.

Hande kafasını sallayıp sessiz kaldı.
"Ben de bursu alıp gideceğim. Derslerin bitti mi?" Diye sordu Ali.

"Bitti" dedi Hande. Ali'yle konuşuyordu ama aklı Gürkan'daydı. Ona ulaştığı gibi kaybetmişti. Bir yanı ona sıkı sıkı bağlıyken diğer yanı paramparçaya bölünmüştü.

"Hande?" Diyince Ali düşüncelerin içinden soyutlanıp gerçeğe döndü.

"Hı?" Dedi Hande.

"İşin yoksa kahve içmeye gidelim mi?" Diye sordu.

"Ben kendimi iyi hissetmiyorum, başka zaman olsun" derken arkasından birisinin geldiğini fark etti. Gürkan, Hande'nin eline zarfı sıkıştırırken "hocam ben de sizin yanınıza geliyordum tam" dedi Ali.

ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin