Hande de Gürkan da yemekhaneye gittikleri için yan yana yürümüşlerdi. Bu yüzden Hande bilerek adımlarını yavaşlattı. Aradaki mesafeyi açmak için yavaş yürüyordu.
Gürkan'ın cebinden sigara paketini çıkarttığını görünce çok şaşırmıştı. Gürkan sigarasını yakıp paketi ve çakmağı cebine koyarken telefonu çalmaya başlamıştı. Hande gözlerini ondan ayırmadan takip ediyordu. Gittikleri yoldan Gürkan'ın da yemekhaneye gittiğini anlamıştı.
"Efendim" diyerek telefonu açtı Gürkan. Hala sigarasını içmeye devam ediyordu.
"Evet bir hafta yokum da halı sahadan sonra halimiz kalmaz ki" dedi. Hande duyduğundan sonra onun arkadaşlarının kimler olduğunu merak etti. Günlük hayatını nasıl geçirdiğini de, nerelerde takıldığını da...
"Pazar gününe kalmasın ben sabah beşte yola çıkacağım, alkollü araç kullanamam" dedi Gürkan. Onun alkolden sigaradan uzak durduğunu düşünmüştü. Ama belli ki öyle değildi. Hande'nin de telefonu çantasında çalmaya başlayınca dinlemeyi bıraktı.
"Efendim Ayça" diyerek açtı telefonu. Hande'nin takıldığı sadece iki kişi vardı. Dışarda da iki arkadaşıyla görüşüyordu. Ama genel olarak sevilen birisiydi Hande. İstediği herkesin yanına kolaylıkla oturabiliyordu.
"Kanka biz yemekhaneye geldik. Hadi gel sen de" dedi.
"Şimdi giriyorum" dedi. Hande sigarasının bitmesini bekleyen Gürkan'ın yanından geçip içeriye girdi. "Ne taraftasınız?" Diye sordu.
"Hemen kenardayız. Ben gördüm seni" diyince Hande hareketlilik hissettiği masayı gördü. Ayça ona el sallıyordu.
"Tamam gördüm" diyip telefonu çantasına bıraktı ve lavabo kısmına yönelip ellerini yıkadı tuvalet kısmına girmeden. Ardından Kartını okuyucuya basıp sıraya girdi. Gürkan'ın kapıdan girdiğini fark edince onu izlediğini fark etmesin diye telefonunu çıkardı.
Orda burda gezinirken Gürkan'ın lavabolara gittiğini gördü. Sıra ilerlerken arkasına da kimse gelmemişti Hande'nin. Gürkan'ın geldiğini hissediyordu. Arkasında olduğunu da. Sıra ilerliyordu ve Hande konuşmamak için telefona bakmaya devam ediyordu. Gürkan'ı arkasında hissetmek onu geriyordu. Ellerinin cebinde olduğunu telefonunu çantasına koyarken göz ucuyla görmüştü.
Hande tepsi alıp ekmeği ve suyu koydu yanına yavaş yavaş tepsisini ilerletince aynısını Gürkan yaptı. Kaşık ve çatal alıp yemek almaya geçtiğinde adını duyunca arkasına baktı.
"Hande,bir tane bana da kaşık alır mısın?" Birkan'ın ona seslediğini fark edince kafasını sallayıp arkasına doğru baktı. Gürkan da doğal olarak duyup tam önünde olan kaşıklara uzanmıştı. Bir tane alıp Hande'ye uzattı."Teşekkür ederim" diyip tepsisine koydu ikinci kaşığı. Hande yemekleri aldığında tamamen "afiyet olsun hocam" dedi.
"Sana da" dedi Gürkan kafasını tepsisinden kaldırmadan. Hande en azından yüzüme baksaydı diye düşünüp sinir olurken tepsisini kaldırdı ve arkadaşlarının yanına geçti. Aldığı kaşığı Birkan'a uzattı.
"Ne yaptın?" Diye sordu Birkan.
"Verdim ben başvuruyu. Önümüzdeki bir hafta araştırma gezisi olcak" dedi Hande.
"Vay be Hande. Becerebileceğini düşünüyor musun?" Diye sordu.
"Sadece Dante ile ilgili olan kısmı evet. Ama diğer konularda kendime pek fazla güvenmiyorum. Bunu da söyledim zaten." Dedi Hande.
"E bunu bilerek başvurunu kabul ediyor. Sorun olsaydı başından beri kabul etmezdi" dedi Birkan.
"Hayırlısı olsun kuzum. Bize gittiğin yerleri atarsın,neler yaptığınızı anlatırsın" dedi Ayça.
"Anlatırım tabii" dedi Hande de. Gürkan'ın nereye oturduğunu merak ederken, paravanın boşluklarından onu görmeyi umdu. Ama o sırada görüş alanına giren Ali'yi fark edince "afiyet olsun" dedi gülümseyerek.
"Size katılabilir miyim?" Sorusunu Ali'den duyunca "tabii" dedi Hande. Böyle yakışıklı birisi grubunda olduğu için şanslı olduğunu düşündü.
"Birkan çantamı ver istersen" dedi çanta olan sandalyeyi Ali'ye devretmek için Ayça. Birkan, Ayça'nın çantasını kendi sandalyesine astı ve boşalan sandalyeye Ali oturdu.
"Ali, yapacağımız projeden arkadaşım. Edebiyat bölümünden." Diye tanıttı Hande arkadaşlarına Ali'yi.
"Memnun olduk." Dedi Birkan.
"Memnun oldum" dedi Ayça da.
"Birkan ve Ayça. Sınıf arkadaşlarım. Aynı zamanda en yakın arkadaşlarım" dedi Hande.
"Ben de memnun oldum" dedi Ali gülümseyerek.
"Şaşırdınız mı Hande'nin matematik bölümünden olduğunu öğrenince" dedi Birkan.
"Aslında matematik bölümünden olduğunu duyunca ilk başta sorguladım. Sonra Gürkan hocanın bir bildiği vardır dedim. Bölümünle ilgilenmediğini kendisi de söyledi zaten" dedi Ali gülümseyip başını salladı.
"Ben Timur Holding'in mülakatlarına başvurmuştum. Dante ile ilgili topladığım bilgileri ve yaptığım yorumları yazdığım defteri verdim jürilere. Onlar da incelemesi için Gürkan hocayı çağırdı. Bu şekilde de sizin projenize geçmiş bulundum" dedi Hande.
"Her şerde bir hayır vardır derler" diye araya girdi Birkan. "Bu projede belki daha çok mutlu olacaksın" dedi.
"Bence de Hande. Benim de düşüncem böyle" dedi Ayça. Hande çok üzüldüğü için konuşmak istememişti bu konuyu onlarla. O yüzden yorumları şimdiye kalmıştı.
" Orası resmi bir kurum. Elbette akademik geçmişi önemli olan birisini alacaklardı. Eda bölüm birincisi olcak. Herkes biliyordu bizim sınıftan, bölümden onu tanıyanlar. Eda'nın katılacağını bilenler başvuru bile yapmadı." dedi Ali. Bunu duyunca daha çok sinir oldu Hande kıza. Sırf bölüm birincisi diye alındıysa çoğu insanın hakkı yenmişti.
"Gerçekten Dante başvurularında mı denk gelecektik? Şansıma bak" Dedi Hande yemek yemeyi bırakıp.
"Beğenirlerse devam edecek çalışmaya Dante'den sonra. Belki onu da düşünmüşlerdir" dedi Ali.
"Dante projesi iki ay sonra yayımlanmaya başlayacak ama toplamda beş ay boyunca Dante üzerine çalışılcak. Başka bir yazara başka birisini seçmeleri muhtemel" dedi Hande. Araştırmıştı çünkü her şeyi.
"Göreceğiz bakalım" dedi Ali.
"Evet birazcık moral bozukluğu seziyorum" dedi Birkan gülüp.
"Olan oldu zaten. Yine Dante ile ilgili bir proje içindeyim" dedi Hande de gülüp.
"Ha Hande bu arada araban ne oldu?" Diye sordu Ayça.
"Bulamadılar hala sorunu." Dedi Hande. Para dökmek istemiyordu. Olmayan parasını. Yada bu projeyle kazanacağı parasını.
"Hadi ya. Ben ilgileneyim ister misin?" Dedi Birkan.
"Birkan var ya çok iyi olur. Beraber bakalım gidip de sanayiye" dedi Hande.
"Tamam hatta birazdan gidelim" dedi.
"Arıza mı yaptı?" Diye sordu Ali.
"Evet. Hem de mülakata gelirken yolda kaldım" dedi Hande. Arabası yüzünden Gürkan'ın arabasına binmek zorunda kalmıştı. Ve dönüşte de aynı şekilde.
"Of yağmur da felaket yağıyordu o gün" dedi Ali.
"Sorma" dedi Hande. "Tam gününü buldu" dedi.
"Arkadaşlar kusura bakmazsanız ben kalkıyorum. Dişçiye randevum var" dedi Ayça.
"Tamam, görüşürüz" dedi Hande.
"Siz de haber verin bana. Akşam görüşelim kuzucuklarım. Ali, tanıştığıma memnun oldum tekrardan. Projeniz için kolay gelsin şimdiden" dedi Ayça masadan kalkarken.
"Ben de memnun oldum" dedi Ali. "Bu arada biz de kalkabiliriz. Tatlıyı yemeyeceğim" dedi Ali.
"Çok şekerliydi. Ben de sevmedim" dedi. Hande herkesin tabağında kalan tatlı dilimini görünce güldü.
"Alın benden de o kadar" dedi Birkan da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDINDAKİ AŞK
FantasyFerhat ile Şirin Kerem ile Aslı... Her aşkın kırıntısından bulabileceğiniz bir kitap.