9.2

3.5K 317 205
                                    


Meriç'in omzuna vurup "Sen beni kalpten götürmek mi istiyorsun aptal?"diyerek mutluluğumu yansıtmaya çalıştım. Meriç yüzüme çok güzel bir bakış atıp "Gerçekten beğendin mi sürprizimi?"diye sorunca "Ne saçmalıyorsun tabii ki beğenmedim."deyip şakaya vurdum. 

İkimiz gülerken Meriç aniden yere çömelmişti ne olduğunu düşünürken elindeki yüzüğü bana doğru tuttu. Hassiktir bu kadar hızlı mı? Diye içimden geçirmeye kalmadan "Evet, evet,evet."demiştim. Dünden razıyım evlenmeye eheheh.

Meriç şaşkınlıkla yerinden kalkıp "Yerde bir şeyin parladığını fark edince bir baktım herhalde biri yüzüğünü düşürmüş."deyince "Ha?"diye bir ses çıktı benden. Rezilliklerimle devam ediyorum bravo bana.

Meriç bu halimi görünce kahkaha atıp "Hemen evlenmek istediğini bilmiyordum."dediğinde "Ha şey evlilik teklifi etsen de hemen evlenmeyeceğimizi biliyorum."diyerek başımı önüme eğdim. Sonra bu davranışın bana ters olduğunu fark edip "Aman neyse yüzüğün sahibi kim acaba?"diye konuyu değiştirdim.

Meriç: "Bilmiyorum giderken çevreye sorarız veya kaybeden kişi buralara mutlaka gelir."dediğinde "Haklısın öyle yapalım."diyerek kamelyaya doğru gittim. 

Sofrada yok yoktu yani cidden yoktu hiçbir bok yoktu iki süs koymuş bırakmış. Yani Meriçsu tüm anı batırdın. 

Meriç sırıtıp "Şey ya ben yemekten falan anlamadığım için bir şey hazırlayamadım. Ama lahmacun sipariş vermiştim birazdan gelir."deyince ne kadar odun bir sevgilim var diye de içimden geçirmedim değil ha. 

Ama lahmacun severim o yüzden affettim cağnım.

"Bir şey olmaz lahmacun iyidir."

Sözüm bittikten sonra Meriç ve ben karşılıklı bir şekilde oturduk. Sohbet ederken uzaktan siparişin geldiğini görünce mutlu olmuştum çünkü kurt gibi açtım. 

Siparişi getiren çocuk yaklaştıkça tanıdık bir sima olduğunu gördüm. Getiren kişi Umut'tu. Hayretle ona baktım. Ağaç dallarında duran fotoğraflara bakıp bize doğru geldi. Meriç arkasını döndüğünde Umut'u görünce şaşırmıştı. 

İkimiz birden ayağa kalkıp "U-Umut."diyebilmiştik. Umut gülümsemeye çalışıp "Siz sevgili miydiniz?"diye sordu. Meriç neşeyle gülümseyip "Evet sevgiliydik kusura bakma geç öğrendin."deyince başımı eğdim bu durumu yaşamak istemezdim.

"Ee sen çalışıyor musun?" Meriç'in Umut'a sorusu üzerine Umut: "Yarı zamanlı çalışıyorum farklı farklı yerlerde."deyip siparişi masaya bıraktı. Meriç ücreti ödedikten sonra "Sağ ol getirdiğin için."demişti.

Umut: "Görevim."deyip öylece gitmişti. Birinin canını yakmak istemezdim. Ama elimde değil benim ne suçum var ki? 

Meriç: "Çalışması çok güzel değil mi?"

"Evet çok güzel."diyerek gülümsedim. Konuyu kapatıp yemeğe girişmiştik. Yalnız ben yemek yerken Meriç neden beni izliyor? Meriç'e bakıp "Hey yemeğine bak bana değil."deyince Meriç: "Sayende odaklanamıyorum."demişti. Çok güzel olduğumu biliyorum ama yemek yemen lazım cağnım.

"Şapırdatarak yeme."

"Ha?" O yüzden mi odaklanamıyorsun? Boka bak sen. 

Meriç tepkimi görünce gülerek "Şaka yapıyorum. Karşımda sen varken nasıl odaklanabilirim."diye lafı değiştirdi. 

Trip atıp "He kesin öyledir."dedim.

Bu çocuk insanı sinir hastası eder. 

Yemeği yedikten sonra etrafı toparladık eşyaların bende kalmasını istemiştim. Her zaman hatırlamak için güzel bir anıydı. Eşyaları toplamadan da bir kaç fotoğraf çektirmiştik. Fotoğraflarımızdan oluşan bir albüm yapmayı planlıyorduk. 

Numara Komşum Bir Deli || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin