5.9

5.6K 460 339
                                    


Meriç bana sarılırken aynı zamanda da kahkaha atmaya başlamıştı o an saçma sapan bir hâl almıştım. Sevinmeli miydim yoksa öylece durmalı mıydı?

Meriç benden ayrıldıktan sonra gidip ışığı açmış ve gülerek yanıma gelip konuşmuştu.

"Nil valla ilk de dedim ki destek olayım yazık bu kıza anası yerin dibine gömdü falan ama yok yapamıyorum yeminle gülmemek için kendimi zor tuttum. Harbi olmadı en iyisi sen utanmaya devam et ki ben olsam utancımdan mahvolurdum."

Allah aşkınıza bu çocuk dayağı hak etmiyor mu? Bir insan sarıldıktan sonra bu cümleleri kurar mı? Allahım sen sabır ver yoksa bu çocuğu kesip biçeceğim. Ah işte sevgi anlayışım da bu xjsmme 

"Meriç bence şu an odamdan çıkmalısın. Yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam!"diye ters ters bakıp uyarmıştım. 

Meriç alttan alttan sırıtıp "Şimdi çıkamam eğer çıkarsam şüphelenirler."deyince garip garip suratına bakmıştım. Hakketten bu çocuk odaya nasıl girdi lan?

"Odaya nasıl girdin la?"

"Senden ders notu almam gerekiyordu da o yüzden bir şey demediler."

Mal mal sırıtıp içimden laflar etmeye başladım. Cidden bu çocuk iyi yalancı olma yolunda ilerliyor kesinlikle benim öğrencim. Ben bunları düşünürken Meriç odamı iyice bir süzüp konuşmuştu.

"Odan çok ferah."deyip gezinmişti. Masada duran küçüklük fotoğrafımı görünce eline aldı o eline aldığı gibi fotoğrafıma uçuş yapıp elinden aldım. Ah keşke kaldırsaydım neden bu fotoğraf burada ki? Hem kaldırsam da annem yüz kere bin kere geri koyuyor orası ayrı. 

Bu fotoğrafta bok gibi çıkmıştım ki zaten bebekken bir şeye benzemiyordum çirkinin tekiydim neyseki Allah yüzüme güldü de şimdi biraz güzelleştim. Pü pü maşallah. 

Meriç fotoğrafı elimden almaya çalıştı merakından ölecek sanki. Vermem deyip kaçmıştım arkama saklayıp almasın diye elimden geleni yaptım. Meriç almaya çalışırken dengemi kaybedip yere yapışmıştım ve o koca gövde peşimden üstüme düşmüştü. Kendimi 100 kg'lık bir ayının altında gibi hissettim herhalde düşüş hızından kaynaklanıyor. 

Nefes almakta zorlanırken Meriç gözlerime baka kalmıştı oğlum yemin ederim şimdi aşkın sırası değil vallaha birazdan sümük gibi yapışıp yerde kalacağım ölüyorum anlasana! Tabi senin için hava hoş üstesin. Ya ben, ya ben? Hayattaki şansıma tükürmek istiyorum. Böyle romantizm de olmaz olsun. 

Tam konuşacakken kapı açılmıştı. Lağnnn insan bir kapıyı çalar! İkimiz de aynı anda içeri giren kişiye baktık. Bu gelen bücür Emre'ydi işte şimdi sıçmıştık. Görüntü de görüntü değil ki nasıl açıklanır böyle bir şey hem de küçük çocuğa.

Hızla Meriç'i ittirip yerden kalktım. Emre bu sırada "Ann..."diye bağırmaya başlamıştı koştur koştur gidip elimle ağzını kapadım. Her şeyi iyice boka saracaktı. 

Emre'yi içeri fırlatıp kapıyı kapattım. Sinirle üzerine yürüyüp (Sevdiğim çocuğun yanında bu hallere soktunuz Allah'ta sizi bildiği gibi yapsın.) Konuştum.

"Eğer ağzından tek kelime çıkarsa anneme onun en sevdiği kolyesini koparıp sakladığını söylerim."diye tehdit savurunca Emre kendinden emin bir şekilde "Ho hoo o olay çoktan kapandı."demişti.

"Ohaaa ne zaman?"diye tepki verince Meriç beni kenara ittirip Emre'nin kulağına bir şeyler söylemişti. Ay haspama bak sen. Benim yapamadığımı sen yapacaksın ay hiç güleceğim yoktu!

Numara Komşum Bir Deli || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin