16. Bölüm - Camila

3.1K 358 123
                                    

Bu arada daha önce Alex'in kim ya da ne olduğuyla ilgili fikrinizi sorduğum bölümlerde, gerçekten de doğruyu bilen en az iki kişi oldu diyeyim hazır aklımdayken 😉

Birkaç hafta sonra Aleksev Shadowlands'den dönmüştü. Ancak ne o ziyaretinin nasıl geçtiğiyle ilgili her hangi bir bilgi vermeye niyetlendi, ne de ben merak edip sordum.

Bu süreçte Haruzin'e yakın olmak, aklımı iyice başıma getirmiş gibi grubumun eğitimlerini sıkılaştırdım. Artık bariz bir şekilde yetenekleriyle diğer gruptaki insanlardan ayrılıyorlardı. Ancak önemli olan ölümsüzlere karşı bir avantajları olmasıydı.

Sonuçta belki bir gün karşılarına çıkacak olanlar ogre, imp, dev, ya da kendileri gibi birer insan değil, gözlerinin bile takip etmekte zorlandığı ölümsüzler olacaktı.

Onları bu konuda nasıl eğiteceğimle ilgili birkaç teorim vardı.

İlki gözlerini kapatmaktı. Tıpkı ölümsüzleri göremedikleri gibi kendilerine gelecek darbeyi de göremeyecekler ve etraflarını dinlemeyi öğreneceklerdi.

İlk birkaç gün kâbus gibi geçti. Grup; kırılan burunlar ve kaburgalarla, ayrıca morarmış gözlerle ve topallayarak yürüyen askerlerle doluydu. Sanki ilk savaşlarına katılmış gibi görünüyorlardı.

Sonra diğer teorimi de test etmeye karar verdim. Bunu içinse Aleksev'in yardımı gerekiyordu.

Onlara nasıl yapacaklarını anlatmaktansa göstermem gerekiyordu belki de?

Odasında yaptığımız ikna edici birkaç düzüşmeden sonra bana yardımcı olmaya gönüllüydü elbette. Ertesi gün eğitim alanında yanıma gelen Aleksev'i görünce yine herkes bir an gerilse de bu kez çabuk toparlandılar.

Gözlerimi bir kumaş parçasıyla sıkıca kapatmıştım. Aleksev'in hızla bana saldırmaya çalıştığı her atağı nasıl hissettiğimi ve karşılık verdiğimi göstererek anlatmak için elimden geleni yaptım.

Etraflarını dinlemeleri ve aynı anda birkaç farklı şeyi bir arada yapmaya odaklanmaları gerekiyordu.

Aleksev'e katılıp bana saldırmaları için üç kişiyi daha alana aldım. Aynı anda birçok şeyi yapmaları gerekiyordan kastım işte buydu.

Ancak ne yazık ki bu kadar da değildi ama her şey sırasıylaydı değil mi?

Bunun yanı sıra yapabiliyorlarsa başkalarını da kollamaları, gidişatı kontrol edip hâkim olmaları ve en kötü şartlara bile hazırlıklı olmaları gerekiyordu.

Çevrelerinde onlara avantaj sağlayacak her şeyi fark etmeleri ve kullanmaları, silahlarını kaybettikleri durumda dezavantajlı bir duruma düşmeden etraflarında silah olarak kullanabilecekleri başka şeylerin farkında olmaları gerekiyordu.

İstediğim şey çoktu ama imkânsız değil...

Bir fark yaratmak istiyorsak, özgürce yaşamak istiyorsak yapmamız gereken buydu...

Aleksev ile birlikte toplamda beş kişi bana saldırırken, her şeyi nasıl kontrol altına aldığımı anlatmaya çalışmak zordu.

Bir ara kılıcımı bırakıp, silah olarak yerdeki kumu, taşları, hatta çalı çırpıyı kullanmaya başladım.

Diğer gruplarsa çoktan yaptıkları işe ara vermişler ve toplanıp dikkatle bizi izlemeye başlamışlardı.

Sanırım Haruzin'in beni küçümsemesiyle ilgili planım da anca buraya kadardı...

Aleksev'in bakışlarından, ondan sıkı bir dayak yediğim gün gerçekten de kendimi tuttuğumdan emin olduğunu anlıyordum.

Çoğu zaman şaşkınlıkla bana bakakalmasının bedelini yüzüne aldığı bir darbeyle ödüyordu. Ancak yine de, insanların onun kendisini tuttuğunu düşündüğüne emindim.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin