35. Bölüm - Gizem

3.1K 357 181
                                    

O akşam yemekhanede yemek yerken, kışla da bulunan ne kadar kadın varsa -asker, ya da çalışan fark etmez- Blake, Parker ve Dominik'in bulunduğu masada onlarla birlikte oturuyordu. Yani kısmen...

Tek bir sandalyeye iki kişi oturanlar, tabağı elinde ayakta yemek yiyenler, öylesine orada dikilenler...

Ne oluyordu be?

Dominik, bir şekilde kendine iki yeni dost edinmiş gibi görünmekle kalmıyor, ayrıca halinden de memnun görünüyordu. Bu da beni, ona verdiğim ceza ile ilgili tekrar düşünmeye itiyordu. 

Ancak en azından kapanmayan çenesinin karşısındakileri de konuşturmaya yeteceğini umuyordum. Bir an için varlığını unutup ağızlarından çıkabilecek her bilgi kırıntısı bile işime yarayabilirdi. 

Tabi Dominik'in gelip bana bilgi verebilmesi için yanlarından bir kaç dakikada olsa ayrılmayı akıl edebilmesi gerekiyordu değil mi?

Yemek yemeği bir an bile akıllarından geçirmiyormuş gibi görünen etrafta ki askerlerin üstünde gezindi gözlerim. Evet, Dominik iki yeni dost edinmiş olabilirdi ancak belli ki Blake ve Parker bir sürü yeni düşman edinmişti. Öfkeyle masalarına bakan her askerin, sanki onları neden buraya getirdiğimi sorgulayan içerlemiş bakışlarını ara sıra üstümde hissediyordum.

Elimden geldiği kadar masalarına bakmamaya çalışıyordum. Ama sanki engel olamıyormuşum gibi sürekli kendimi bir şekilde onlara bakarken buluyordum ve bu çok can sıkıcı bir hale gelmeye başlamıştı.

Blake ilgili hissettiklerim adeta fiziksel olarak acı veren bir noktaya ulaşmıştı.

Masalarında ki kadınların kahkahaları ve işveli ses tonları artık kulağımı tırmalıyordu.

En sonunda tekrar kafamı kaldırıp onlara baktığımda Blake ile göz göze geldim. Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi yakışıklı yüzünden bir anlayış ifadesi geçti ve kendini beğenmişçesine gülümseyecek, gözlerinde bir parıltıyla bana göz kırptı.

Hassiktir!

Sesli bir şekilde yutkundum...

Bütün vücudum ürpererek tepki verdi ve damarlarım sanki delicesine bir şehvetle doldu...

Tanrılar aşkına! Dünyada ki bütün kadınların akıl sağlığı için bu adamın bir kafese kapatılması ve gözlerden uzak tutulması gerekiyordu.

Çok fazla baştan çıkmıştım...

Ve bu harika ötesiydi...

Yani hiç iyi değildi.

Bu da yetmezmiş gibi gözlerinde ki o ışık, bir kavrayışla titreşti ve artık emindim ki şu an bana hissettirdiği şeylerin fazlasıyla farkındaydı.

Aramızdaki hava sanki yine çatırdadı ve bana bakan gözleri karardı.

Bakışlarımı kaçırıp gözlerimi kapatarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ancak mümkün değildi...

Hemen yanımda oturan Sean'ın elini koluma koymasıyla sanki böcek sokmuş gibi irkildim.

"İyi misin Alex."

"İyiyim. Sadece biraz yorgunum."

Artık kesinlikle buradan gitmem gerekiyordu...

Ayağa kalkarken, "Size afiyet olsun." diyerek hızla odama yöneldim.

Yolun yarına gelmiştim ki Blake'in adımı seslenmesiyle olduğum yerde donup kaldım.

"Alex! Bekle."

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin