Haruzin'in bakışları, doğrulduğum an beni buldu.
"Söyleyecek bir şeyin mi var kadın!"
Helen ve Kavin'in hemen arkamdan ne yaptığımı sorguladıkları fısıltıları görmezden geldim.
"Var!" dediğim ansa, kadını sürükler gibi götüren askerler de dâhil olmak üzere tüm bakışlar üzerimdeydi.
Haruzin keyifsiz bir kahkaha attı. Gösterisini böldüğüm için özellikle yaptığımdan hoşlanmamıştı ancak hiç bir tarafıma taktığım yoktu..
Daha vaktim var diye düşünüyordum. Ancak madem birkaç gün içinde zaten ona meydan okuyacaktım...
Bu neden bir anneyle bebeğinin canını kurtarmak için bugün olmasındı ki?
"Söyle o zaman kadın!"
Öne doğru çıkıp alanın tam ortasına doğru gittim.
Ve nasılsın deyip, hal hatır sorarmış gibi sıradan bir sesle, "Sana meydan okuyorum Haruzin." dedim.
O an bir kaç saniyeliğine de olsa, sanki Haruzin ve Aleksev'de dahil herkes nefes almayı bile kesmiş ve donup kalmıştı.
İlk toparlanan Aleksev oldu. Sıktığı dişlerinin arasından, "Saçmalamayı kes Alex! Ve geç yerine." dedi tıslar gibi.
Ancak Haruzin'in ölçüp biçen bakışları üstümdeydi. Hızla elini kaldırıp Aleksev'i sessiz olması için sustururken, gözlerini bu süre içinde benden hiç ayırmadı.
Ardındansa kahkahalarla gülmeye başladı.
Onun bu hareketinden cesaret alan pek çok ölümsüzün kahkahalarını arkamda duyabiliyordum.
Şöyle bir dönüp baktığımda haklı olduğumu gördüm. Ölümsüzlerin hepsi resmen karınlarını tutarak gülerken, insanlardan çıt çıkmıyordu.
Hepsinin aklından, "Acaba bunu yapabilir miyim?" sorusunun geçtiğine kalıbımı basardım.
Yüreklerinde ki umudun tadını damağımda alabiliyordum sanki...
Haruzin'in yükselen sesiyle tekrar önüme döndüm.
"Bu işi hızla halledin." diyordu generallerine.
"Ancak ölmesin." dedi bakışlarını onlardan ayırmadan.
Sonra gözleri tekrar bana döndü. "Yatağımda bir kişilik boşluk oluştu tatlım. Seni seve seve kabul ederim." dedikten sonra arsızca göz kırptı.
Sırıttım. "Git kendini becer orospu çocuğu."
Yüz ifadesi eğlenceliden, öfkeliye geçerken gözlerinde ki hisset parıltılarını olduğum yerden bile görebiliyordum.
Ahhhh! Güzel... İşte şimdi sinirlenmişti.
"Düşündüm de biraz canı yanabilir. Ancak çok değil, gerçek acıyı bu gece tadacak."
Cevap bile vermedim bu kez...
Arkamı döndüğümde üç generalinin de yanyana durmuş, emir bekler gibi Haruzin'e baktığını gördüm.
"Önce üç generalini, sonra sağ kolu Aleksev'i geçmen gerekiyor ki; Haruzin ile karşı karşıya kalabilesin."
Saya bugünü de görmüş olabilir miydi?
Ben ne planlarmış olursam olayım, bir gün hepsiyle birden yüzleşmek zorunda olduğumu yıllar öncesinden biliyor olabilir miydi?
Haruzin'in, "Senin elin hafiftir. Kız sen de Jacoby." diyen sesiyle Rakshasa general sırıtarak bir adım öne çıkıp, gözlerini benimkilere dikti.
![](https://img.wattpad.com/cover/284348094-288-k27127.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)
FantasiaKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. ''Acı şekillendiricidir ve bir kadını savaşçıya dönüştürür. Yas ise kalpte bir yer açar ve sonsuza kadar orada oturur. Ama odaklanıldığında çok güçlü bir motivasyon olabilir. Üzüntü yok olur ve acı aksiy...