Derin bir nefes daha alıp kapıyı açtım.
Karşımda Blake'i gördüğümde ani bir arzu dalgası, onunla olmadığım her an hissettiğim o huzursuzluğu yatıştırıverdi.
Önce tüm bedenim titredi, ardından o her türlü günaha teşvik eden seksilikteki bedeninden yayılan alanın hücrelerime bile işlediğini hissettim.
İnsanı yoldan çıkaran dudakları belli belirsiz gülümsemeyle kıvrılmıştı.
"Bu kabul ediyorsun anlamına mı geliyor Alex."
Konuşmaya başlayınca ürperdim. Lanet sesine bayılıyordum. Pes sesi kesinlikle çok seksiydi. O konuştuğunda vücudumda ki tüm kaslar kasılıyor, ağzından çıkan tüm kelimeleri dudaklarımla dudaklarına yumulup yutmak istiyordum.
Başını hafifçe yana yatırıp cevap vermemi bekliyordu.
Vahşi, zarif, despot ve kendine aşırı güvenli duruşuna baktım. Kesinlikle ne kadar yükseklere çıkabileceğimi test edebileceğim dağ gibi bir adamdı. Ve bu kadar risk alıyorsam eğer bunu test etmeye kararlıyım.
Karşılık olarak gülümsediğim an kendisi için gerekli cevabı çoktan almıştı.
Hızlı hızlı soluyarak, kuruyan dudaklarımı yalarken, gözleri dudaklarımda kaydı ve sesli bir şekilde inledi. Beni öpmek için dudaklarıma doğru eğildiği ansa bütün sinir uçlarım ayağa kalktı ve dudaklarını dudaklarıma kilitledi.
Tüm vücudumla ona yapışmıştım ve ateş gibi yanan sert bedeninin her santimini hissediyordum.
Onu diri diri yiyecekmiş gibi öptüm.
Başımın arkasından ve kalçalarımın kıvrımından kavrayarak beni kaldırdı. Hareket ettiğimizi hayal meyal fark etmiştim. İçeri girdiğimiz an ensemdeki elini çekip kapıyı kapattı ve kilitledi. Hemen yatağın yanına gelinceye kadar da beni bırakmadı.
"Seni deli gibi istiyorum Alex. Beni ne hale getirdiğinle ilgili hiçbir fikrin yok."
Dudaklarına doğru, "Bende seni istiyorum." diye inleyerek mırıldandım.
Tenim nemli ve fazlasıyla hassas, memelerim dolgun ve duyarlıydı. İlgi görmek isteyen tüm bedenim zonkluyor ve şiddetli kalp atışlarımla bir olmuş atıyordu.
Dudakları tekrar benimkileri buldu. Öpüşü sözsüz vaatlerle dolu, becerikli dudakları talepkâr ve tam beni çılgınca tahrik edecek şekilde sertti.
Ben iç geçirince dili ağzıma daldı ve uzun, acelesiz darbelerle tadıma baktı.
İkimizde çılgına dönmüştük.
Vahşi hayvanlar gibiydik. İnliyor ve birbirimizi hırpalıyorduk.
Hafifçe geri çekilip, üstümdeki geceliği yavaşça yukarı doğru sıyırdı. Kollarımı kaldırarak işini kolaylaştırırken, gözleri bedenimde değdiği her yeri yakıp kavuruyor ve onun ilgisi için sızlıyordu.
En sonunda karşısında çırılçıplak kalmıştım. Zaten o kadar yara bereye ve ize rağmen bedenimle ilgili hiçbir özgüvensizlik yaşamazdım, ancak bakışlarında ki hayranlık bana kendimi çok daha güçlü ve çok daha güzel hissettirmişti. Gözlerinde öyle bir beğeni vardı ki sanki bakmaya doyamıyor ve bedenime tapınmak için nereden başlayacağına karar veremiyor gibiydi.
"Offf, Alex. Ben bittim, ben mahvoldum." diyen hırıltılı sesi içimi ürpertmişti.
Kaslarım, ona doğru uzanmak ve onu ilk gördüğüm andan beri arzuladığım her şeye bir an önce kavuşmak isteğiyle kasılıyordu. Tekrar dudaklarımı kavradı ve bir kez daha ele geçirdi tüm düşüncelerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)
FantasyKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. ''Acı şekillendiricidir ve bir kadını savaşçıya dönüştürür. Yas ise kalpte bir yer açar ve sonsuza kadar orada oturur. Ama odaklanıldığında çok güçlü bir motivasyon olabilir. Üzüntü yok olur ve acı aksiy...