15. Bölüm - Ürperti

3.1K 350 111
                                    

Yine yeri değil ama son bir kez daha hatırlatayım dedim :D Arada Medyalara bakın bence ;) Çünkü yeri geldiğinde söylemem "Bakın bakın burada ne varmış?" demek gibi olur :D

Yerimden kalkıp oturdukları masaya doğru giderken bakışlarım Haruzin'in etrafındaki kadınların üzerinde gezindi. Kaşlarımı çatmamak için kendimle mücadele etmem gerekmişti.

Kadınların yüzü gözü yara bere içindeydi. Birkaç tanesinin boynunda, birinin çıplak elleriyle bıraktığı belli olan kızarıklıklar vardı.

O birisinin Haruzin'den başkası olmadığını anlamak için dahi olmama gerek yoktu. Manyak herifin ne kadar hastalıklı bir eğlence anlayışına sahip olduğunu düşünmemeye, bu kadınların nasıl bu hale geldiğine kafa yorarak o an öfkeye kapılmamaya çalışıyordum.

Hemen yanında oturan kadın, bir askerdi. Onu birkaç kere eğitim alanında gördüğümü hatırlıyordum. Boğazı kızarmış hatta bazı yerlerinde ki çürükler mordan sarıya dönenlerden, daha doğrusu sanki biri onu boğarak öldürmeye çalışmış ama hala burada olduğuna göre son anda vazgeçmiş gibi görünenlerden biri de oydu. İyice yaklaşınca sıkı bir dayak yemiş olduğundan da emin oldum.

Gözlerini utanç içinde etrafında ki herkesten kaçırıyor olması, bana başka yemek masalarındaki anılarımı anımsatmıştı ve içinde bulunduğu duruma gerçekten üzülmüştüm.

Ben yanlarına gittiğim an, tam Haruzin'den daha çok tiksinemem diye düşünürken, yanındaki kadın askerin saçlarından kabaca tutarak onu yere, tam önüne doğru indirdi.

Ve kadını masanın altına resmen iteklerken, "Ağzın biraz da başka şeyler yemekle meşgul olsun ki bu güzel bayana masada yer açabilelim." dedi.

Böyle bir şey yapmış olmasının verdiği şaşkınlıkla, ben daha farkına varamadan bakışlarım diğer yanında oturan Aleksev'e kaydı. Yaşadığım dehşet sanki boğazıma yapışmış gitmiyor ve nabzım sanki boynumdan fırlayacakmış gibi atıyordu. Haruzin'in varlığı ise artık resmen böcekler gibi tenimin üzerinde dolaşıyor ve ürpermeme sebep oluyordu.

Aleksev ise kesinlikle bana bakmıyordu, sanki orada olduğumun farkında bile değildi. 

Hızla kendimi toparladım ve bakışlarım tekrar Haruzin'e döndü. 

Bana sırıtarak, yanında duran ve artık boşalmış sandalyeyi eliyle işaret edip, "Otursana tatlım." dedi. Gülümseyişi kanımı donduracak kadar talepkârdı.

Bunu yapabilir miydim?

Lanet olasıca şu an bir nokta da seks yapıyordu değil mi?

Sanki oraya oturduğum an bu ikili durumun üçüncüsü olacakmışım gibi hissediyor ve tereddüt ediyordum.

Üstelik midemin bulandığından ve beni sesli öğürtüler çıkarmaktan alı koyan tek şeyin, zihnimde onu nasıl öldürdüğümle ilgili detaylı birkaç görüntü hayal ediyor olmamdan kaynaklandığından bahsetmeme gerek bile yoktu.

Tanrılar aşkına bir de Kain'in hastalıklı bir seks hayatı olduğunu düşünürdüm. Beterin, beteri dedikleri bu değilse başka neydi bilmiyordum...

Elimden geldiğince sakin kalmaya çalışıp onlardan uzak durmaya çalışır gibi sandalyenin bir ucuna iliştim. Birileri önüme servis açıp bana bir şarap kadehi uzatırken, hareketlerini bacaklarımda hissettiğim kadın yüzünden kasılmış ve sopa yutmuş gibi bir duruşum olduğuna emindim.

"Adın Alex'di değil mi güzelim?"

Ona bakmadan kafamla onaylayarak, "Evet." dedim.

"Güzel bir kadın için alışılmamış bir isim." diye karşılık verdi.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin