@Dilekelizan için gelsin bu bölüm 😉❤
Muhtemelen bu şarkıyı daha sonra onlarca kez bölüm başlarına koyacağım. Bence Alex ve Blake için bundan daha uygun bir şarkı olamaz... Bölümde ne anlatılırsa anlatılsın, şarkısı budur ❤ Hatta bunu çoktan kendimce Alex ve Blake'in şarkısı yapmışımdır...
Ertesi sabah, Duncan'la daha gün doğmadan yola çıkmıştık. Akşamüstüne doğruysa Northend'e varmıştık bile. Dominik olmadan bu yol işte en fazla bu kadar sürerdi.
Dürüst olmak gerekirse herkesi özlemiştim. Normalde kaldığımdan çok daha uzun süredir Avalon'daydım ve tek avuntum çok kısa bir süre sonra tekrar oraya, yani Blake'e dönecek olmaktı.
Onu bir şekilde burada benimle kalmaya ikna etmek zorunda olduğumu düşünüyordum. Sık sık Avalon'a gitsem de benim hayatım buradaydı. O an, onun hayatının da aslında tahminlerim doğruysa eğer Kuhn'Tiras'da olabileceği geldi aklıma. Bir şekilde bir arada kalmanın yolunu bulabilirdik buna inancım tamdı.
Tam bir hafta boyunca Helen'in sıkıştırmalarına, Kavin'in içinde bulunduğum ruh haline karşılık tuhaf bakışlarına, Aleksev ve Camila'nın ise göz hapsine zor dayandım. Bende bir değişiklik olduğunun farkındaydılar.
Bir şekilde aynı bendim ama farklıydım da işte...
Mutluydum çünkü.
Kendimi tam hissediyordum. Kâbuslar görmüyordum, boynumda ki işaretin yarattığı histen kurtulmuştum ve gerçekten kendimle ilgili geleceğe dair umutlarım vardı.
Blake ile yaşadıklarım bir sır değildi elbette.
Sadece bir süre daha aramızdakileri kendime saklamak istiyordum.
Yapabildiğim kadar uzunca bir süre, mümkün olduğu kadar kendi küçük ve güzel dünyamızın kapısını kapalı tutup, dışarı açılmadan yaşadıklarımızın tadını çıkaralım istiyordum belki de sadece.
Bu huzuru mümkün oldukça uzatma çabasındaydım.
Yoksa elbette bir gün Helen'in o koca ağzına düşeceğimizden emindim.
Shadowlands'e gidecek birliklere karar vermek, üstelikte bu sayıyı anlaştığımız miktarda tutmak ve yokluğumda benim onayım için bekleyen işlerin üstesinden gelmek yaklaşık bir haftamı aldı.
Elbette işleri bu kadar hızlı halletmiş olmamın sebebinin; çoğunu Aleksev'e devretmiş olmamdan kaynaklandığından ve böylece geri dönüşümü hızlandırmış olduğumdan bahsetmeme gerek bile yoktu.
Nihayet bir hafta sonra tek başıma Avalon'a geri dönüyordum...
Birlikten içeri girip ahırlara yöneldim. Kimse bu kadar erken döneceğimi beklemiyor olmalıydı. Herkes bu saatlerde antrenmanda olduğu için, etraf olması gerekenden çok daha tenhaydı. Hatta neredeyse boştu...
Bana afallamış gibi bakarken bir karış açık kalmış ağzından, özellikle de Dominik'in dönüşümün bu kadar hızlı olmasına şaşırdığını düşündüm.
Ancak ona yaklaştıkça gözlerinin korkuyla benim ve erzak depolamak için kullandığımız geniş kiler binalarından birinin arasında gidip geldiğini fark ettim.
Neler oluyordu?
Dominik, bakışlarını takip ettiğimi fark ettiğinde kafasını iki yana sallamaya başladı. İçime çoktan bir huzursuzluk çöreklenmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)
FantasyKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. ''Acı şekillendiricidir ve bir kadını savaşçıya dönüştürür. Yas ise kalpte bir yer açar ve sonsuza kadar orada oturur. Ama odaklanıldığında çok güçlü bir motivasyon olabilir. Üzüntü yok olur ve acı aksiy...